Bıyıklı
Ertesi gün birbirlerine alışmış oldukları ümidiyle fanusun önüne bir sandalye çekip oturdum. Küçücük ortamda büyük bir hengame, bir koşuşturma almış başını gidiyordu
Ertesi gün birbirlerine alışmış oldukları ümidiyle fanusun önüne bir sandalye çekip oturdum. Küçücük ortamda büyük bir hengame, bir koşuşturma almış başını gidiyordu
Sevgi Hanım, gönülsüz alıyor sizi içeriye. Oda oda… ince ince bakıyorsunuz… Her şeyi tek başınıza sorunsuz yapabileceğiniz mis gibi bir daire…
Kağıda sığınmak… Yalnızlığını bir parça kağıtla örtmek… Bazen okuyor gibi, bazen yazıyor gibi yapmak… Okur yazar yalnızların kurtarıcısı kağıt. Hararetli sohbetlerden, uçuşan kahkahalardan sürülmüşlerin sığınağı...
Sonraki parti için ne icat edeceklerini bilmiyorlardı. Posbıyıklı dedi ki: "Bu defa kolay bir şey bulalım, yoksa bensiz devam edeceksin."
Dilek olduğu yerde kalakaldı. Hasan’dan ilk tokadı yediği andaki gibi kaskatı oldu içi. Ne bir şey söyleyebildi, ne ağlayabildi.
Kendimi toparlamış ve sofradaki yerimi almıştım. Osman’ın çaldığı kıvrak türküler ve oyun havalarıyla, boşalan kadehlerle artan eğlence tüm hızıyla devam ediyordu...
Asiye sessizce çalışma masasının önündeki sandalyeye oturdu. Hakim yine hızlı hızlı nefes almaya başlamıştı. “Korkma hakim bey, sana bir şey yapamam” dedi.
Bugün Arkadaş'ın doğum günü; 1948'de başlayıp, 73 baharında noktalanacak olan kısa, romantik, şairane ve devrimci hayatının ilk gününde Arkadaş'ımızı unutmadık...
"Bizde öyledir okumak, orta ikiden başlarsın hayata ve orta ikide terk edersin. Tüm ölmüş kediler öyledir bilesiniz; hepsi orta ikiden terktir."