Ölmeden önce tarihini öğrenmeniz gereken 50 semt
Yeldeğirmeni 1896 yılında ticaret amacıyla İstanbul’a gelen Azerbaycanlı Behlül Cabbarov’u Türk dostları pikniğe götürürler. Piknik sırasında sırtına rüzgâr yiyen Azeri ”Mene yel değir” diyerek hoşnutsuzluğunu...
Yeldeğirmeni 1896 yılında ticaret amacıyla İstanbul’a gelen Azerbaycanlı Behlül Cabbarov’u Türk dostları pikniğe götürürler. Piknik sırasında sırtına rüzgâr yiyen Azeri ”Mene yel değir” diyerek hoşnutsuzluğunu belirtir. Kimse oralı olmayınca sesini yükseltip ”Kime direm men? Yel değir mene!” (Bana rüzgâr değiyor şeklinde çevirebiliriz dilimize kolaylıkla) diye söylenir. Bu duruma çok gülen Türkler gel zaman git zaman...