34,2412$% -0.05
37,3059€% -0.26
44,7938£% 0.03
2.929,10%0,41
2.662,59%0,52
8.860,30%1,85
Padişah o sabah Ters İnn’den kalkıp veziri için bahçede kurulan çadıra gitti. Konstantinopolis’e giden toprak yola tersini dönmüş olarak inşa edilen Ters İnn isimli hanın sahibi Ayı Yannis denen çam yarmasıydı. Han, adamın lakabından dolayı önce ‘in’ diye, ters olduğu için de ‘ters in’ diye anılır olmuştu. Bir ağaca hanın ismini yazacak tabelacı dalıp da iki ‘n’ harfi birden kazıyınca hanın ismi Ters İnn olup çıkmıştı.
Ayı Yannis’in bilmem kaçıncı göbekten torunu, yüzyıllar sonra aynı isimle bir otel işletirken müşterilerini şöyle karşılayacaktı:
“Dedemin bilmem kaçıncı göbekten dedesi burada işlettiği handa Sultan Mehmet Han’ı misafir etmiş. O zamanlar henüz ‘fatih’ değilmiş. Gemileri karadan geçirmek için yaptığı planları bu handa çizmiş!”
Kendisi daha çocukken bu hikâyeyi ilk duyduğu zaman gemileri karadan geçirecek planları çizecekti. Yıllar içinde geliştirdiği bu sahte çizimleri, o günün döviz rayicinden turistlere bir güzel okutacaktı.
***
Zaman bazen hızlı akardı bazen yavaş. Kimi zaman ileri giderdi kimi zaman geri. Hangi yöne gittiğini kolumuzdaki saat bilmezdi de ancak o zamanı yaşayan bilirdi.
***
“Ay iki düz iki ters işte be! Bildiğin lastik örerek başlayacaksın kazağa!” diye kıkırdadı Leylim Leyla ağzındaki sakızı şişirip şişirip arsız arsız patlatırken.
“Annem dün bütün gece babamın eski gömlek yakalarını ters-yüz edicem diye uyumadı!” dedi en alt katın camından Sünepe Süheyla.
“Artık öğlene doğru tersinden kalkar, yanına da yanaşılmaz. Tuh ki ne tuh!” dedi Bıçakçı Abdi’nin şişko karısı Fil Fitnat karşı binadan.
“Bak anne diyip durma! Param yok diyorum hâlâ çikolata diyorsun velet! Elimin tersiyle vurdum mu yapıştırıcam şimdi seni şu duvara!” diye gürledi her gün çocuğunu okuldan almaya gidip dönerken dövmekten beter eden Kocakaçıran Mihriban.
“Ne bakıyon lan ters ters? Hiç kapının önünde tırnak törpüleyen gacı görmedin mi?” diye çıkıştı Sırık Selmin, kapısının önünden geçerken mahsustan üçten ikiye takarak genç kadının dekoltesinin derinliklerine gözlerini diken Taksici Tahsin’e.
“Anneeee kağıdımda boyanacak yer kalmadı ki!” diye bağırırken ters taklalar atan hiperaktif oğluna mutfaktan seslendi Nazlı Nazik: “Tersini çevir de orasını da boya oğlum! İsraf etme kağıtları!”
“Ben bu kumaşın tersini yüz olarak kullanıp sana bi tuvalet dikicem valla buralarda sahne alan tüm hatunlar orta yerlerinden caaart diye çatlayacaklar! Hahaaayt!” diye eğlendi Terzi Erol, aşağı mahalledeki Doruk Pavyon’da sahne alan Güllü Gülsüm’ün ölçülerini alırken.
“İster tersinden dik ister yüzünden! Erkek milletinin bakacağı yerleri açıkta bırak yeter Erol Ablacım!” diye haykırarak güldü Gülsüm.
Gülsüm’ün kahkahası mahallede patladı. Başında takkesiyle ikindiyi eda etmekten gelen Namlı Namık Amca, dışından bir ‘la havle ve la kuvvete’ çekerek, “Yav insana bildiğini de tersinden okutur bunlar!” diyerek kahveye seğirtti.
Kahveci Rasim, kapının önünde tavla oynayan ve rakibine üst üste ikinci kez mars olan Necaset Necati’ye “Bir Otostopçu’nun Galaksi Rehberi’ni böyle tersinden okuturlar adama işte! Be heeey hey!” diyerek laf attı.
O sırada kahvenin önünden geçen üniversite öğrencisi Dilli Didem, Walkman’inin kulaklığından Grup Vitamin’in “İsmail” şarkısını dinlerken bir yandan da “Kahveci amca otostopçu, galaksi ve rehber kelimelerini aynı cümlede kullanabildiğine göre dünya tersine döndü de benim haberim yok herhalde!” diye geçirdi içinden.
Tek yön olan daracık sokağa ters yönden girmiş sarı bir murat 124’le karşısından gelen beyaz doğan görünümlü şahinin şoförleri tam arabalarından inip kapışacaklarken kahvedeki ahali sokağa döküldü.
“Heyt be! Galatasaray İsviçre’nin Neuchâtel Xamax takımıyla eşleşmiş! Havada uçar, karada koşar, suda da röveşatayla gol atar yeneriz len biz onları!” diye bağırdı Sarı-Kırmızı Sami.
“Önce bir düz gol atmayı öğrenin de sonra havada ters parende atarken tek ayakla topa vurmayı denersiniz oğlum!” dedikten sonra elindeki topu havaya fırlatarak kafa attı Siyah-Beyaz Seba. Seba’nın kafa attığı topu göğsünde yumuşatan Sarı-Lacivert Şükrü, “Yürüyün lan toprak sahaya! Bu sefer şeytana pabucunu ters giydirelim de aşşaa maaleyi yenelim!” diyerek topu kaptığı gibi koşmaya başladı.
Taksiden inen yaşlı bir adam, lisenin kapısından dağılan gençlere doğru bağırarak “Evlat benim tersim döndü, taksici de yanıldı. Neve Şalom Sinagog’u buralarda mı acaba?” diye sordu.
“Amcacığım sen çok ters yere gelmişsin ama gel seni bizim Ayı Yannis’e götürelim. Otelcidir o, gelen geçeni tanır. Anlar senin dilinden!” dedi amcanın koluna giren Zibidi Ziya.
“Oğlum bi dursana. Ayı Yannis Rum. Bu adam sinagog dediğine göre Yahudi. Nasıl anlasın bu adamın dilinden?” diye durdurdu Ziya’yı Kenef Sülü.
“Ters ters konuşma be Sülü! Yahudi ne Rum ne? İkisi de gavur değil mi? Anlar elbet. Sen takma kafana!” diye sırıttı Ziya.
***
Zaman ne güzel tersine akıyordu. İcatlar bir bir yeryüzünden siliniyor, kötülükler, hastalıklar ve ölümler nüfusla beraber azalıyor, teknoloji gelişmiyor aksine köreliyordu. Değil herkesin elinde bir telefon olması, herkesin evinde bile bir telefon yoktu.
İnternet ortadan kalktı. Sonsuz kanallı bilgisayarlardan iki kanallı TV’lere geçildi. TV’lerin arkasındaki tüplerle üzerlerine serilen danteller geri geldi. Metrolar ve tüneller yok oldu. Arabalar azaldı. Yayalar ve bisikletler çoğaldı. Çamlıca koruluğuna, Boğaz, Kuleli Askerî Lisesi’ne kavuştu.
Her şey hep ileri gidecek değildi ya. Her şey bilim-kurgu olacak değildi ya. Biraz da bilin-kurgu olsundu. Bilin bakalım neler olacaktı.
***
Mahalle birden Leylim Leyla’nın canhıraş sesiyle yankılandı.
“Amanıııınnnn dostlar! Zara Gelin’in bebesi ters geliyormuş! Koşun! Yetişin! Araba çevirin! Taksi çağırın! Ambulans çağırın! Bir şeyler yapın haydeeeee!”
Ambulans tek yön olan sokağa ters yönden girdi. Zara Gelin’i aldı ve naa-nii naa-nii siren çalarak en yakın devlet hastanesi aciline doğru yola çıktı.
T3 otobanıyla R5 viyadüğünün kesiştiği yerde yani T3R5 mahallede, üstlerinde saatte 120 kilometre hızla akan hayata rağmen dünyaya ters köşe yapmış insanlar yaşıyordu. Ambulans hastaneye zamanında vardı. Zara Gelin sezaryene alındı. O zamana kadar mahallede normal doğumla doğmamış bebek yoktu. Zara Gelin hayata bile tersten gelmeyi tercih eden bebesinin adını ne koyacaktı?
Not: Bu hikâye yazılırken hiçbir ‘ters’ kelimesi zayi olmamış ve hiçbir kelime nednisret yazılmamıştır.
Kemerlerinizi bağlayın… Batıyoruz!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.