DOLAR

36,6753$% 0.09

EURO

40,0531% 0.19

STERLİN

47,6169£% 0.05

GRAM ALTIN

3.515,47%-0,04

ONS

2.984,18%-0,12

BİST100

10.840,59%1,05

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 24°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

T3R5 MAHALLE 14: GÜNDEM SENİ TAKİP ETSİN!

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Tersettin: Nerelerdesin abi sen ya? Kaç zamandır bizi mahrum bıraktın maceralarından!
Oto tamircisi: Oğlum macera yaşayacağım yaşayacağım ama gündem müsaade etmiyor ki! Gündemi takip etmekten başım dönüyor! Ben dönemiyorum bir yerlere!
Oto tamircisi: Sen niye gündemi takip ediyorsun abi? Gündem seni takip etsin!
Tersettin: Oğlum öyle diyorsun ama kolay mı bir bak. Göklerde Kartalkaya gibiydim, kanatlarımdan vuruldum. Mor çiçekli yüz kişiydim, yandım yandım da kül oldum.
Oto tamircisi: Abi sen de haklısın…
Tersettin: Allah’ın belası bir faşist misojinisti Amerika’ya takım kaptanı seçtiler. Yanına da sağı solu belli olmayan bir manyak kişiyi yani Elon Maskot’u antrenör olarak aldı. Netenyahu’yu da muavin etti kendine. Keanu Reeves’in Speed filmi gibi gidiyoruz bakalım sonumuza doğru.
Oto tamircisi: Abi sen hep haklısın…
Tersettin: Sonra tam bir şey diyecektim, 6 Şubat geldi, insanlar “Sesimi duyan var mı?” diyerek caddelerde yürüdüler. Hâlâ 500.000 kişi konteynırlarda yaşıyormuş. Ben ne diyim? Bunun üzerine ben ne diyim ha?
Oto tamircisi: Abi vallahi haklısın…
Tersettin: Üstelik Fransa’yı anlatacaktım. Fransa’da nasıl futbol ve voleybol oynadığımızı anlatacaktım. Paris’te nasıl ağzımıza sıçtıklarını anlatacaktım mesela…
Oto tamircisi: Sen anlat abi, biz dinleriz.

ad826x90

***

Oto tamircisindeki tamirci ustası kalfası ve çıraklar, yazın sıcağında otlamaya gittikleri otlakta bir ağacın gölgesinde toplanmış kuzular misali tenekeden sobanın etrafına toplandılar. Soba, içindeki odunları çıtırdata çıtırdata yakarken buz tutmuş ellerini, Tersettin’in heyecanlı heyecanlı anlattığı hikâyesi de gönülleri ısıtmaya koyuldu.

Tersettin, yine gözünü kırpmadan geceyi geçirdiğinin bir sabahı yataktan direkt kahveye ışınlandı.

ad826x90

Tersettin: Futbol takımı kuracağız arkadaşlar!
Mahalleli: Zaten mahalle takımımız var ya abi…
Tersettin: Yok oğlum, ondan bi cacık olmaz. Biz yurt dışında boy gösterecek bir takım kuracağız. Öteki mahallelere haber salın.

ad826x90

Sarı-lacivert Şükrü, Siyah-beyaz Seba ve Sarı-kırmızı Sami hemen diğer mahallelerdeki gençlere haber saldılar.

Sarı-lacivert Şükrü: aşağı mahallede 5 erkek kardeş varmış. Hepsi de futbolda acayip yetenekliymiş. Tersettin: İsimleri neymiş?
Sarı-lacivert Şükrü: Metin-Ali-Feyyaz-Rıza, Şifo Memet. Bir de küçük kardeşleri var bunların, daha beş yaşında. İsmi İlhan.
Tersettin: Getirin ona da bakalım. Çocuk yetenekliyse ona imkân tanımak lazım. Kim bilir büyüyünce imansızın teki olur da altın goller filan atar.

Beş kardeşin ardından Dražen ve Alexander kardeşler de kahveye geldiler. Boy ortalamaları bir doksan beşti. Vlade diye arkadaşları vardı. İki metre on santim boyuyla köprüye ayak olurdu. Tersettin aşağıdan yukarıya doğru gençlere bakmaya başladı. Gençler bak bak bitmiyorlardı. O nasıl bir boysa artık. Selvi boylum, seni NBA’ye yazalım.  Peşinden Arjantinli Maradona, İspanyol Zubizarreta ve Fransız Zinédine’e T3R5 mahallenin bebeleri Lefter, Tanju, Rıdvan ve bir Metin daha katılınca ortalık bayram yerine döndü. Tersettin baktı ki, gençlerin bir kısmı için istikbal göklerdeydi. Ama diğerleri yeşil sahalarda harikalar yaratacaklardı.

Tersettin: İki takım kuracağız gençler! Bir futbol bir de basketbol takımı.

ad826x90

Sonradan gittikleri her otele gelen ve hülyalı hülyalı bakarken özellikle futbol takımındaki Tanju’yu yakın markaja alan bir kadın peyda oldu.

Tersettin: Bu kadın da kim?
Sarı-kırmızı Sami: Tanju’nun şeyi. Gölgesi. Şeyinin gölgesi. Golünün.
Tersettin: Tamam oğlum anladık eziyet çekme. Tanju golcü ya. Bu kadın da o golleri izlemeye geliyor her yere doğru mu?
Sarı-kırmızı Sami: Hah be abicim! Lafı ağzımdan aldın.

Takımları kurdular. Sporcular müthiş. Sponsor da buldular. Hepsi genç. Hepsi son derece kabiliyetli. Paraları da var. İlk olarak Fransa’dan davet geldi. Paris’e gittiler. Maçlar yaptılar. Avrupa liglerine girmeyi denediler ama olmadı. Çok iyi oynamalarına rağmen kimse onları aralarına almadı.

Sarı-lacivert Şükrü, Siyah-beyaz Seba ve Sarı-kırmızı Sami çok üzüldüler. Tersettin bir akşam üçünün de oteldeki odalarına çekilip için için ağladıklarını görünce dayanamadı. Üzülmesinler diye bir şeyler söylemesi lazımdı.

Tersettin: Ağlamayın lan. Beni de ağlatacaksınız hıyarlar! Biz oryantaliz oğlum, n’apalım? ‘Orient’ yani doğunun insanlarıyız. Oksidental yani batılı ülkelerde yaşayamayız. Paris’te o caddelere bakan kafelerde oturan tipleri gördünüz mü? Herifin biri vardı, saçına balyozla vursan bile bozulmazdı. Oraya gelebilmek için kuaförde en az üç saat harcamıştır piç. Buzağı yalamış gibiydi saçları. Biz öyle saça böyle deriz bizim mahallede.
Sarı-kırmızı Sami: Abi bırak herifin saçlarını! Le Duplex denen gece kulübündeki güvenlikçi adama ne diyeceksin? Sekiz sene önce rahmetli dedemin aldığı bayramlık takım elbisemi beğenmedi ipne! “Dres kod dres kod” deyip durdu! Gözünü seveyim nasıl oldu bu iş? Nasıl oldu da biz parasını verip de o gece kulübüne giremedik abi? Bütün o güvenlik görevlilerini bir zamanlar köle olarak kullandıkları ızbandut gibi kara adamlardan seçmişlerdi görmedin mi? Ben takım elbisemi gösterip dilim döndüğünce “Ama benim biletim var” dedim. Adam bana “Mösyö pliiz go go!” diyip durdu. Adam üzerime yıkılsa, tostun içinde erimiş kaşar kadar bile kalmazdım yemin billah! Bana “Go go!” deyince nasıl gitmeyeyim abi?
Sarı-lacivert Şükrü: Ben zaten o kulübün kapısındaki en az 2000 kişilik kuyruğu görünce bu işin içinde bir tırtlık olduğunu tahmin ettim oğlum. Dürüst bir organizasyon olsaydı, o kadar insana bilet satıp da acaba mekâna sığacak mı sığmayacak mı diye soğukta tir tir titreterek bekletmek olur muydu hiç? Tabii ki kafalarına göre birilerini eleyecekler, kafalarına göre birilerini içeri alacaklar. Sen de -benim üstümü başımı beğenmediler- aşağılık kompleksiyle ömür boyu üzüleceksin he? Kurban olsun o pezevenk senin rahmetli dedenin sekiz sene önce aldığı takım elbisene!
Sarı-kırmızı Sami: Oğlum La Bon Marche diye bir AVM varmış. Orada altı üstü bi şapka aldım elime. Pırada yazıyor üzerinde. 500 avro. Hepsi prada nokta kom gibi bir şey miydi bu abi?
Sarı-lacivert Şükrü: N’etcen pradayı filan. Merter’den alırız biz daha iyisini. Onu pırak da şu Ratatuy denen fare kadar olamadık be abi!
Tersettin: Niye lan?
Sarı-lacivert Şükrü: Baksana herifçioğlu Paris’te bir restorana şef oldu. Biz o restorana bile giremedik! Ti-boğn-stiik 50 avroydu!
Tersettin: Oğlum Ratatuy farenin adı değil ki, yemeğin adı. Farenin adı Remy.
Sarı-lacivert Şükrü: Bana ne abi! Film afişlerinde farenin resminin altında Ratatuy yazıyor hep!
Siyah-beyaz Seba: La boş ver fareyi, La Bon Marche’deki güvenlikçi koca siyah adam nasıl aşağılar gözlerle baktı bize gördün mü? Dışarısı soğuk! Taraftar atkılarımız boynumuzda! Şapkalarımız kafamızda! Ocak ayının soğuğunda Allah’ın Paris’inde başka türlü nasıl giyinilir ki?
Sarı-lacivert Şükrü: Takma kafana taraftar şapkandan başka bir şey sen Sebacığım. Bizim T3R5 mahallede bir Hayrettin abi var. La Bon Marche denen yerdeki bütün o çantaları Çin’den 1 dolardan konteynır dolusu getiriyor. T3R5 mahallede bizim kokoş karılara 500 liradan okutuyor. Normalde bunların tanesi 500 dolarmış abi. Vallahi bir dolara geliyor. Faturayı gördüm. Maykil Kors, Gess, Fendi, Lui Viton, Versaçe, Koko Şanel, Piyer Karden, Yiv Sen Loran, Kristiyan Diyor, hangisini ararsan var.
Siyah-beyaz Seba: Kristiyan diyor da ne diyor abi?
Tersettin: Ne desin oğlum? Ben Kristiyanım diyor. Size yani Müslümanlara bu şehirde yer yok diyor. Daha ne desin!
Sarı-kırmızı Sami: Ben Paris sokaklarında gezerken en az beş çift gördüm abi. Kadınların ayağında yemin billah isteka inceliğinde topuklu ayakkabılar, üstlerinde bizim gelinlerin duvakları gibi incecik tiril tiril elbiseler, sırtlarında sahte kürkler vardı. Eyfel Kulesi’nin dibinde yanlarında sevgilileriyle fotoğraf çektirmek için yarışıyorlardı. Bizde böyle güzel kızları televizyona çıkarıp güzellik yarışması birincisi yapıp haberleri filan sunsun diye TV kanalına alıyoruz abi. Bunlar sokakta geziyor. Bizde olsa bunları sokakta gezdirmezler abi. Kuyruklarına takılırlar. Kuyruk salladı derler. Kancık kuyruk sallamazsa erkek peşinden gitmez derler. Derler de derler abi!
Tersettin: Oğlum biz açız. Biz sadece karıya kıza değil, biz her şeye açız. Henüz hiçbir galibiyet, hiçbir fetih, hiçbir sofra, hiçbir köprü, hiçbir külliye, hiçbir ihale bizim karnımızı doyuramadı. Bundan sonra da doyuramaz. Adamın biri demiş ya ‘600 yıldır hâlâ bir şehrin fethini kutluyorsunuz, geldiniz ama 600 yıldır yerleşemediniz, daha ne istiyorsunuz?’ diye. Şimdi düşünsene İspanyolların yaşasın yarımadamızı Endülüslülerin elinden geri aldık diye kutladıklarını. Amerikalıların geldik biz ülkenizi elinizden aldık diye Kızılderililere karşı kutladıklarını.
Siyah-beyaz Seba: Abi Amerikalılar fethettik diye kutluyorlar ama.
Sarı-lacivert Şükrü: İyi de oğlum onlar fethettik demiyorlar ki keşfettik diyorlar.
Tersettin: Amerikalılar da doyumsuz. Yedin yine doymadın mı diye soruyor ya ozan. Biz de bu karnı büyük koca dünya gibiyiz, doyumsuzuz.
Sarı-kırmızı Sami: Yediğimiz goller de doyuramadı bizi.  Peki ne yapacağız bu futbol takımımızla basketbol takımımızı?
Tersettin: Ne yapalım burada bırakacağız elbet. Gençler çok iyi sporcular. Yolları bahtları açık olsun. Belki başlarında biz olmazsak daha iyi takımlarda daha iyi teknik direktörlerle daha güzel futbol ve basketbol oynarlar. T3R5 mahallenin Avrupa ligleriyle olan gönül bağı da bu macerayla sona erer.

ad826x90

***

Tersettin: İşte futbol ve basketbol takımı kurup Avrupa liglerinde boy göstermeye gidince başımıza gelenleri anlatacaktım ben…
Oto tamircisi: Yine anlatırsın abi canını sıkma.
Tersettin: Oğlum kalemi kâğıdı elime alamıyorum ki anlatayım!
Oto tamircisi: Abi sen “Benzemez kimse sana” dizesinden yola çıkarak birbirinden güzel ve birbirinin tıpkısının aynısı Mihr ile Mah kız kardeşlerin Med ile Cezr kardeşlere olan aşkını yazmış adamsın. Sen Ferhan Şensoy ustaya “Godferhan 1, 2, 3. Mario Puzo’ya biraz mangır toslasam yazar herhalde. Neyse. İstanbul’u dinleyeceğim artık gözlerim kapalı. Bir garip Ferhan Veli olacağım. Oğlum bu ne? Miss gibi helva kokuları sardı apartmanı. Öldüm de cennete gittim sanki. Yok lan, benimki olsa olsa hell’va olur. İnşallah komşulara dağıtırlar da yeni taşınan komşu kadrosundan ilk 11’e girerim” dedirtmiş adamsın. Deme öyle!
Tersettin: Defter bir yana kaçıyor kalem bir yana kaçıyor koçum!
Oto tamircisi: Abi dijitale yaz. Artık herkes öyle yapıyor.
Tersettin: Kafamdakileri toparlayamıyorum ki dijitale yazayım!
Oto tamircisi: Abi yapay zekâya yazdır sen de. Herkes öyle yapıyor.
Tersettin: Yapay zekâ şöyle benim gibi sinkaflı bir cümle kurabilir mi ya? Bırak Allasen! “Sevgili yapay zekâ, lütfen Tersettin’e bir macera yaz” desek ne yazar acaba? Hadi bakalım deneyelim:

Ters Mahalle’de Bir Gün*

Ters Mahalle’de sıradan bir sabahtı. Yani, herkesin başına gelen garipliklerin olağan kabul edildiği bir gün. Mahallenin en talihsiz adamı Tersettin, yatağından kalkarken battaniyeye dolandı, takılıp düştü ve alnını komodine çarptı. “Güzel bir gün olacak,” diye mırıldandı, çünkü bu, onun için sıradan bir başlangıçtı.

Tersettin o gün iş görüşmesine gidecekti. Daha önce denediği bütün işler felaketle sonuçlanmıştı: Manavda çalışırken elmalarla birlikte dükkânı devirmiş, tamirci olduğunda bozulan şeyleri onarmak yerine tamamen yok etmişti. Ama bu sefer emindi—sigortacı olacaktı! “En fazla yanlış poliçe satarım,” diye düşündü.

Evden çıkarken kapıyı çekti, ama kapı kolu elinde kaldı. Geri dönüp çantayı almak istedi, fakat artık kapıyı açamıyordu. “Neyse, çantasız da olur,” diyerek yola koyuldu.

Otobüs durağına geldiğinde otobüsün tam önünde duracağını hesapladı ama tabii ki otobüs üç metre ileride durdu. Koştu, atladı ve kapıya çarpıp yere yapıştı. Şoför içerden bağırdı: “Dikkat et be adam!” Tersettin, yerden kalkıp üzerini silkeledi, sanki her şey yolundaymış gibi içeri girdi.

İş görüşmesine varınca, patron ona basit bir soru sordu: “Sigorta nedir?”

Tersettin, panikle ağzından çıkan ilk şeyi söyledi: “Bir insanın başına gelebilecek bütün kötü şeylerdir.”

Patron düşündü, sonra gülerek başını salladı. “Kendi deneyimlerinize dayanarak konuşuyorsunuz galiba?”

Tersettin tam “Evet” diyecekken, sandalyesi kırıldı ve yere yuvarlandı. Patron kahkahalarla gülmeye başladı. “İlginç bir adamsınız. Belki de sizi müşteri örnek olayları için kullanabiliriz!”

Ve böylece, Tersettin sigortacı oldu. Tabii ki ilk poliçesinde kendi evini yanlışlıkla kundak sigortası yerine dalga kıran sigortasıyla koruma altına aldı ama olsun… Bu, Ters Mahalle için normal bir durumdu.

Tersettin: Koduğumun yapay zekâsı.  Espri anlayışına bak! Yok kapı kolu kopmuş da yok otobüs üç metre ileride durmuş da!
Oto tamircisi: Abi kapı kolunun kopması komikti ama…
Tersettin: Siktir git işine bak lan! Arabanın takozu mu ne bokum takılacak onu tak sen! İşçisin sen işçi kal sen! Yorum yapma! Gülme! Yapay zekâ komikmiş! Hele ite bak hele! Abdülhamit’i savunan terbiyesiz! Ahlaksız adam! Alçak! Puşt! Hippi bile olamazsın sen!

***

Metin Tekin; (1964-) BJK’nin Sarı Fırtına lakaplı eski futbolcusu, eski Türk milli futbolcu ve teknik direktör. BJK’de 14 kupa kazanarak en çok kupa kazanan isimlerden biri olmuştur.

Ali Gültiken; (1965-) BJK’nin  eski futbolcusu, eski Türk milli futbolcu ve teknik direktör.

Feyyaz Uçar; (1963-) BJK’nin Kibar Feyzo lakaplı eski futbolcusu, eski Türk milli futbolcu ve teknik direktör.

Metin-Ali-Feyyaz: BJK’nin en başarılı dönemi olan 80’ler sonu ve 90’lar başında teknik direktör Gordon Milne’nin liderliğinde bu takımda oynamış başarılı futbolcu 3’lüsü. Takım 89-90, 90-91 ve 91-92 sezonunda üst üste 3 kez şampiyon olmuştur. BJK, 91-92 sezonunda Süper Lig tarihinin ilk (hâlâ tek) namağlup şampiyonu olmuştur.

Rıza Çalımbay; (1963-) BJK’nin  eski futbolcusu, eski Türk milli futbolcu ve teknik direktör. BJK’de 82-86-90-91-92-95 yılları lig şampiyonluğunu gördü. Toplam 20 kupa kazanarak BJK tarihinde en çok kupa kazanan futbolcu oldu.

Mehmet Özdilek; (1966-) BJK’nin Şifo Memet lakaplı eski futbolcusu, eski Türk milli futbolcu ve teknik direktör.

İlhan Mansız; (1975-) eski Türk milli futbolcu ve milli buz patencisi. 2002 FIFA Dünya Kupası çeyrek final maçında uzatmaların 94. dakikasında Senegal’e attığı gol, Dünya Kupası tarihinin son altın golüdür.

Dražen Petrović; (1964-1993) Hırvat basketbolcu, eski Yugoslav milli basketbolcusu. NBA’e Avrupalı basketbolcuların kapısını açmıştır. 1990 FIBA Dünya Şampiyonası finalinde Sovyetler Birliği’ni yenerek şampiyon olan Yugoslav Milli Takımı’nda Vlade Divac ile beraber tarih yazmışlardır. 2013’te yapılan bir oylama ile Avrupa’nın En İyi Basketbol Oyuncusu seçilmiştir.

Alexander Petrović; (1959-) Hırvat basketbolcu ve milli takım antrenörü. Dražen Petrović’in ağabeyi.

Vlade Divac; (1968-) Sırp basketbolcu, eski Yugoslav milli basketbolcusu, menajer. NBA tarihinde 13000 puan, 9000 ribaund, 3000 asist ve 1500 bloke atış yapabilmiş 7 oyuncudan biridir. 1990 FIBA Dünya Şampiyonası finalinde Sovyetler Birliği’ni yenerek şampiyon olan Yugoslav Milli Takımı’nda Dražen Petrović ile beraber tarih yazmışlardır.

Diego Armando Maradona; (1960-2020) Arjantinli profesyonel futbolcu, teknik direktör ve menajer. Ronaldo’dan sonra dünyanın en çok transfer ücreti alan 2. futbolcusudur.  17 yaşından itibaren milli takımda oynayan ve 91 maçta 31 gol kaydeden futbolcu Batı Almanya’yı yenerek kupayı Arjantin’in aldığı 1986 FIFA Dünya Kupası çeyrek finalinde İngiltere’ye karşı elle attığı ilk gol “Tanrı’nın Eli” olarak bilinir.

Andoni Zubizarreta; (1961-) İspanyol eski milli takım kalecisi. Dört FIFA Dünya Kupası ve üç Avrupa Şampiyonası olmak üzere toplam 7 büyük turnuvada milli takım için mücadele etmiştir.

Zinédine Yazid Zidane; (1972-) Zizou lakaplı eski Fransız milli futbolcu ve menajer. 1998, 2000 ve 2003’te FIFA Yılın Futbolcusu ve 1998’de Fransız Ballon d’Or ödülüne layık görülmüştür. 2012 ve 2017’de Real Madrid ve Juventus’un tüm zamanların en iyi 11’i listesine seçilmiştir.

Lefter Küçükandonyadis; (1924-2012) Ordinaryüs lakaplı Rum kökenli Türk milli futbolcu. Fenerbahçe Marşı’nda ismi geçen futbolculardan biridir. Türkiye Futbol Federasyonu’nun 50. Maç Altın Şeref Madalyası’nı alan ilk, Türk Milli Takımı üniformasıyla en çok gol atan 4. futbolcudur.

Tanju Çolak (1963-) Türk eski milli futbolcu. 335 gol ile Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en çok gol atan futbolcusu. 39 gol ile bir sezonda en çok gol atan ve 6 gol ile bir maçta en çok gol atan futbolcu rekorlarını kırmıştır. Avrupa Altın Ayakkabı ödülünü alan tek Türk futbolcudur.

Rıdvan Dilmen; (1962-) Şeytan Rıdvan lakaplı eski Türk milli futbolcu, teknik direktör ve futbol yorumcusu. 1988-89 sezonunda Fenerbahçe 103 gol atarak şampiyon olurken Aykut, Oğuz, Hakan, Schumacher gibi oyuncuların bulunduğu takımda, Dilmen, 19 gol atıp, 41 gol attırarak, şampiyonlukta büyük rol oynmıştır.

Metin Oktay; (1936-1991) Taçsız Kral lakaplı Türk milli futbolcu ve teknik direktör. 38 golle Süper Lig gol kralı iken bunu 39 gol atan Tanju Çolak’a kaptırmıştır. GS üniforması ile 324 lig maçına çıkan Oktay attığı 294 golle en çok gol atan futbolcular arasındadır.

*ChatGPT’nin Ters Mahalle için yazdığı hikâyedir. (Beğendim demeyin ağzınızı yırtarım! İmza: Doğal zekâm.)

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

T3R5 MAHALLE 13: GÜZEL NE GÜZEL OLMUŞSUN BAŞIN KESİLMEYİ KESİLMEYİ

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.