34,0776$% -0.02
38,0978€% 0.2
45,3110£% 0.2
2.801,64%-0,01
2.558,75%0,02
9.774,49%0,17
Yine çorba gibi bir aşk networkü ile karşınızdayız. O yüzden önceden kısa bir açıklama yapalım. Hermia ve Lysander, bu oyunun esas kızı ve oğlanı. Ve tabii ki aralarında aileleri tarafından onaylanmayan bir aşk var. Hermia’nın paşababası Egeus, kızının Lysander ile evlenmesine karşı çıkmaktadır. Zira Hermia’yı, zengin çocuğu, lord çocuğu Demetrius ile evlendirmek niyetindedir. Demetrius da öteden beri Hermia’ya hastadır zaten. Bu aşk networkünün bir başka kişisi Helena. Helena da Demetrius’a aşık. Sanırsam bi ara bi olayları da olmuş. Fakat emin değilim, yalan konuşmayayım.
Şimdi Theseus ve Hippolyta’nın saraydaki düğün hazırlıklarına bir göz atalım. Efenim bu Theseus, zamanın Atina dükü. Hippolyta ise Samsun’un Çarşamba ilçesinde kadın kadına yaşayan (ablacı) meşhuur Amazon kadınlarının meşhuur kraliçesidir. Bu ikisi sarayda düğün hazırlıkları yapıyorlardır. Fakat Hippolyta, Çarşamba şivesiyle, “Gidiyn geliyn ne fışkı yiyin orda sen ula?” diye, Theseus da, “Ne diyorsun be canim? Simdi çatlayazayim vre!” diye Atina ağzıyla konuştuğu için bir türlü anlaşamamaktadırlar. Ve hazırlıklar uzadıkça uzar.
Babası Hermia’yı, Lysander’a vermeyince, Hermia isyan eder. “Atina Demokrasisi diye bi olay var arkadaş! Özgür bi ülkedeyim istediğim erkekle evlenirim!” der. Fakat Atina Demokrasi’si kadınları kapsamamaktadır. Ormana kaçmaya karar verirler. Hermia bu planlarını en yakın arkadaşı Helena’ya anlatır. Helena ise fitneci, fettan olduğu kadar gerizekalı bir kızdır. Bu işten bi ekmek yeme düşüncesiyle koşar, haberi Demetrius’a yetiştirir.
Geldik aşk networkümüzün dördüncü ve en eğlenceli çiftine; Oberon ve Titania. Oberon ve Titania, cinler ve iyi saatte olsunlar taifesinin kral ve kraliçesidir. Tam beş yüz yıl evli kaldıklarından (Allah mahfaza) ilişkileri biraz kabak tadı vermiş, ve bi süre ayrı takılma kararı almışlardır. Ortada bir de evlatlıkları olan kızılderili bir çocuk vardır. Atina’da kızılderili çocuk ne alaka bilmiyorum. Hintli olabilir.
Oberon, çocuğu Mekteb-i Harbiye’ye yatılı vermek istemektedir. Titania ise Şov Tivi’de dizi oyuncusu olsun diye konservatuara yollamak ister. Yine sıkıntı çıkar, Titania küfürü, kinayeyi basıp gider. O sırada Hermia’yı Lysander’dan geri almak isteyen Demetrius ve peşinden belalısı Helena, ormana girerler. Demetrius’un Helena’yı terslemesine çok içlenen Oberon -ne de olsa bir peridir kendisi- Helena’ya çok acımıştır. Yaveri Puck’ı (bi nevi İbiş) çağırarak, bi koşu Amsterdam’a gidip afrodizyak mantar almasını emreder. İbiş Puck, Demetrius uyurken mantarı gözüne sıkacak, eleman da uyanınca ilk gördüğüne yani Helena’ya aşık olacaktır. Demetrius’un uyanınca ilk gördüğünün Helena olmasını da Puck sağlayacaktır. Ölme eşeğim ölme. Bu Puck’ın mayışı dolguncadır inşallah.
Puck, bi koşu mantarı alıp gelir. Fakat Demetrius yerine yanlışlıkla Lysander’in gözüne sıkar. Aksi gibi gibi Lysander uyanır uyanmaz karşısında Helena’yı görmüştür. Ba ba ba ba baaa… Bu nedenle halen uyumakta olan Hermia’yı bırakıp, Helena’nın peşine düşer. Helena’ya yetişip ona âşık olduğunu ilan eder. Ama Helena Lysander’e inanmaz. Bu sahneyi Şekspir Efendi’nin güftesiyle şeyedelim:
Helena: Hangi rüzgar attı seni. Niye döndün ki geri? Kimseler seni sevmedi mi? Umduğun gibi deli deli.
Lysander: Yüreğim bana karşı çıktı. Karışmam bu iş beni aştı. Olan oldu ateşini yaktı. Yine aklım çok karıştı.
Tam da emin değilim. Böyle bir şeydi sanırsam…
Aman neyse işte Periler şahı Oberon, durumu öğrenip çok sinirlenir. Yanlışlığı düzeltmesi için Puck’a, “Lan İbiş, iki elinle bi mantarı doğrultamadın! Sigi git şunu öbür çocuğa damlat!” der. Sihirli mantar suyu bu kez Demetrius’a damlatılır. Demetrius uyandığında ilk olarak Helena’yı görmüş, o da Helena’ya âşık olmuştur. Haydaaa… Demetrius’da koşturup Helena’ya âşık olduğunu ilan eder. Helena bi yandan sevindirik olmuştur. İçinden, “Oo yeaaa!” demektedir. Bi yandan da kıllanmıştır. Ya onla alay ediyolarsa? Ya daşak geçip kameraya çekiyolarsa? İşler iyice karışmıştır. Karışmasa, tiyatora olmaz di mi?
Olanlarla çok eğlenen ecinniler müdürü Oberon, Puck’ı yine çağırıp, “Ahahah… Gel gel la aklıma bişiy geldi” diyerek sihirli mantarı karısı Titania’nın gözüne de sürmesini ister. Puck, ormanın derinliklerine doğru bezgin bezgin giderken, “Skicem bunun bayık şakalarını da haa!” diye söylenmektedir.
Bu arada Yetenek Sizsiniz’e katılmak için Atina’dan yola çıkan bir grup genç ormanda kaybolmuştu. Madem kaybolduk, biraz prova yapalım diyerekten ormanda prova yapmaya başladılar. Acun abilerinin çok beğeneceğini düşündükleri bir komedi dans şovu hazırlamışlardı. Dans ederken hayvan taklidi yaparak voliyi vuracaklardı. Grubun ismi “Nick Bottom Dans Grubu” idi. Grubun lideri olan Nick Bottom (Bottom İngiliz argosunda “kıç” demek bu arada) eşek rolündeydi. İngilizcedeki “kıç”, yani “ass”, aynı zamanda argo “eşek” anlamında. Bak bak bak baaak…
O esnada oraya buraya koşturmaktan sıtkı sıyrılmış olan peri Puck, onların bu skimsonik danslarını gördü ve çok sinirlendi. Grubun lideri Nick Bottom’u harbiden eşek kafası olan bir yaratığa çevirdi. Nick’in harbici eşek olduğun gören grup da haliyle dağıldı. Bi de Nick Rhodes vardı, Duran Duran’ın klavyecisi. Nerden aklıma geldiyse şindi.
Gözlerine sihirli mantar sürülü halde uyumakta olan periler kraliçesi Titania, gürültüden uyanır ve ormanda anıra anıra danseden Nick Bottom’ı görür. İlk gördüğüne aşık olması planlandığından, tutar bu eşek kafalı Nick’e aşık oluverir. Olayları seyreden ecinni kral Oberon ise gülmekten altına işemektedir. Neyse ki, “Tamam lan yeter. Güldük eğlendik, işi tadında bırakalım” diyerek olayları düzeltmeye karar verir. Eşek kafa Nick’le halvet olacakken Titania’yı eski haline döndürür. Kadıncağız kendine gelip, yanında yatmakta olan eşek kafayı görünce “Iyyy! Bismillah bu nee!” diye dumura uğramıştır. Fakat çakal Oberon bu noktada bir tezgah çevirmekten de geri kalmaz. Tesadüfen oradan geçiyormuş da karısını Nick’le basmış gibi davranıp, Titania’ya trip atar. Oberon şimdi 1-0 öndedir. Çok mahçup duruma düşen zavallı Titania, hintli evlatlıklarını Oberon’a verir.
Bu arada Helena’ya mantar marifetiyle aşık olmuş olan Lysander ve Demetrius kapışmak üzeredir. Kıskançlık krizine giren Hermia da Helena’yı düelloya davet eder. Oberon ve Titania işleri düzeltmek için olay yerine gelirler. Fakat Oberon’un kafa iyice karışmıştır. Kimin kime aşık olduğunu bırak, kimin kim olduğunu bile hatırlayamaz. Benim bile kafam karıştı.
Oberon, “Emir erim Demetrius, sütoğlan Lysander, damat Puck” diyerek hepsini yanyana dizer, fakat bir sonuç alınamaz. Olanlardan çok sıkılmış olan Titania hepsini uyutur. Uyandıklarında Lysander tekrar Hermia’ya, Demetrius da Helena’ya aşıktır. Atina’ya dönerler. Baba Egeus (Ege Aydan), Hermia’yı affeder. Hazır Atina Dükü Theseus ve Çarşamba’lı Hippolyta’nın nikahı kıyılırken, alayını evlendirirler. (Biraz da kültürlenin: Mendelssohn’un hepimizin düğününde çalan “Evlilik Marşı”, bu oyun için bestelenmiştir)
Düğün, yine düğün, hep düğün. Ben artık bişi demiyorum. Oyunumuzu İbiş Peri Puck’un sözleriyle bitirelim:
“Biz gölgeler, kusur işlediysek eğer, Şöyle düşünün ve bizi hoş görün: Bu hayaller görünürken sahnemizde, Siz de biraz kestirdiniz yerinizde. Her ne kadar sürç-i lisan ettikse affola”
Emre Özbay, Atina’dan bildirdi.
twitter.com/missing_plugin
instagram.com/_emreozbay_
Faruken Bayraktare’nin hareketli karikatürleri için tıklıyoruz
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.