Fermanla yazılan roman: Esrar-ı Cinayat
Romanın kurgusu kendini merak ettiren türden. Sonunda neler olacağını merak etmek okuyucuyu kitaba bağlı tutuyor.
Romanın kurgusu kendini merak ettiren türden. Sonunda neler olacağını merak etmek okuyucuyu kitaba bağlı tutuyor.
Bana göre müthiş bir tevafukun sonucu olarak oluşmuş olan “Bir Bilim Adamının Romanı”ndan söz etmek istiyorum.
Yazarın günümüze yedi tragedyası ulaşmıştır. Ondan sonra gelen birçok yazar da ondan etkilenmiş ve bu etkileşim halen devam etmekte.
Bu başka şehirlerden ya da coğrafyalardan gelen bir yabancının hikâyesi değil. Tamamen kendi içinde yaşadığı topluma “yabancı” olan adamın hikâyesidir.
Gabriel Garcia Marquez yaşanmış bir olayı kitaplaştırdığı “Kırmızı Pazartesi”, aslında çok acıklı ve hüzün dolu bir kitap. Hüzün dolu çünkü eserde cinayet işlenecek ama bu...
Mekân ve kişilerin kurgusal olmasına rağmen, Pamuk’un müthiş derecedeki tasvirleri; acaba öyle bir yer var mı, kişiler var mı demeye getiriyor okuyucuyu.
Günday bu eserinde en kötü insanın bile vicdanının yani içindeki asker tarafından ona çektirdiği azaplarla nasıl değiştiğini anlatıyor.
Suskunluk yasası, mafya örgütleri arasında duyulan, bilinen, görülen her şeyi susarak karşılanmasını sağlayan bir kaidedir.
Çok güzel bir hayatı olmadı, kendini böcek gibi gören biri kadar mutluydu. O böcek, şimdilerde dünyanın en iyi yazarları arasında yer alıyor!
Bir kitaba bir ömür harcanır mı? Harcanırsa neden harcanır? Johann Wolfgang Von Goethe, Faust kitabı için harcamış. On sekiz yaşında yazmaya başladığı eseri, seksen üç yaşında bitirmiş....