34,9739$% 0.16
36,7420€% 0.28
44,1241£% -0.32
2.974,72%-1,04
2.647,78%-1,18
10.125,46%0,66
Gerçekten ilk nereden nereye; tam olarak ne için gitmiştin hatırlıyor musun? Giderken götüremediklerin ve yanından hiç ayıramadıkların nelerdi peki? Bıraktıkların mı seni sen yaptı? Taşıdıkların mı? Gittiğinin kaçıncı günü tam olarak gidemediğini anladın ve kaldığının kaçıncı anı aslında çoktan gitmiş olduğunu anladın?
Zaman nasıl muazzam kafa karıştırıcı bir düzlemde kurulu değil mi dostum? Gittikçe kaldıran, mantığın temel ilkelerinden biri olan uzay (mekân)-zaman durumlarını dışına taştıran bu düzlem. Sahi dostum gittikçe kaldığını bilerek hâlâ kendini nasıl mantık ilkelerine göre yargılarsın? Varoluşun gereği, sen zaten en başında sen olmayanda temellenmemiş miydin?
Oturduğun masaları, konuştuğun kişileri düşün: Kaçında sahiden sendin ve kaçında gerçek bir konuşma ve gerçekten dinleme ihtiyacı duydun? Dostluklarını geliştireceğim derken kendini geçiştirmiş olmayasın dostum? Kendini zamansız ettiğin yetmiyor gibi dostlarını mekansız bırakıyor olmayasın dostum? Bunları hepimiz aynı düzlemde kaldığımız başka zamanlarda yapıyorsak: Söyle bakalım açıkça dostum, sen sahiden en son kimle buluşmuştun? Hâlâ cümlelerini ve anlamak istediğin kim, kaçıp gitmek istediğin ancak hangi zamandaki ana ihtiyaç duyduğunu bilemedim tekrar oturduğun o sandalyede… Sen bu kadar mekansızlık içinde nerede oturdun? Acaba tam olarak oturamadığın için şöyle bir ayaklarını uzatıp dinlenemediğin için mi yorgunsun? Acaba bu kadar zamanlar arası gezinirken şu anında bir türlü temellenemediğin için mi bu kadar uykusuz veya uykulusun?. En son kaldığın yerde uykunu almış mıydın?
Dostum görüyorsun durumumuz çok da farklı değil birbirinden her birimiz başka başka olasılıkları en son kaldığımız yer neresiyse oradan başlatıyoruz. Başı sonu olmayan bu düzende, nereye aitsin? Nerede ve hangi zamanda en çok kaldın? Peki, o zamanda gerçekten mutlu muydun? Anıların seni yanıltmasın beynin savunma mekanizması gereği olumsuz anıları silmeye yatkındır. Bunu sen de biliyorsun içten içe.
Sahi dostum sen, şu anından başka elinde hiçbir şey bulunmayan ve gerçekliğine asla güvenilmeyen anılarından ne zaman döneceksin? Dön dostum çünkü orada ne bir gerçeklik var ne de kesinlik, ayağının altında belirsiz mutluluklar zeminine güvenme. Ancak o anılarda uçabiliyor olduğunu da unutma. Öyleyse dostum, senden bir ricam var:
Lütfen kendini oradan oraya uçurmak yerine anılarını uçur ve gel bu anıma. Daha fazla gitmek ve nereye gittiğini bilmeden gitmeden istemiyorum. Gel dostum, tam şu an, tam burada konuşalım. Şu anımızdan başka bir anımız olmadığı zamanda, bu anda öncesiz ve sonrasız; tam bu anda ne yapabiliriz?
Konfor alanından çıkıp yaşam alanıma gel ve bıraktığından beri nasılım gör dostum, dön ve bana bak; dur ve aynaya bak, derin bir nefes al ve içine bak ve o nefesi ver, verirken de artık sana ait olmayandan kendini çekip tam şu ana gel dostum. Seni bekliyorum her an, her zaman olduğum yer ile aynı yerde: Tam bu anda, tam bu yerde.
Tanrıları es geçen yazar Sophokles
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.