34,0968$% 0.01
38,0166€% 0.11
45,2790£% 0.29
2.802,79%0,02
2.559,38%0,03
9.774,49%0,17
Hiç okuduğunuz bir şiirin, dinlediğiniz bir şarkının sizde hissettirdiklerine odaklandınız mı? Nasıl da sizi, size, sizsiz anlatıyor gibi. Nasıl da sizin düşünüp de aktaramadığınız, aktarsanız da hep susup kaldığınız o sessizlikte sizi size anlatıyor değil mi? Boğazınıza düğümlenen o hisler nasıl da uyumlu ve kafiyeli imiş aslında. Duygunun sizde uyandırdığı coşkuya o kadar yabancıymışsınız ki sanki maruz kalmamak için hep kaçmışsınız, aktaramamaktan muzdarip yaşamışsınız gibi…
Bir şair dizesinden size nasıl da ulaşıyor, üstelik aynı dönemde yaşamamışsınız, hatta bilmiyorsunuz bile en sevdiği rengi, en büyük korkusunu. Size kendini sunabildiği dizelerinden onu anlamaya çalışıyorsunuz ancak. Bunu yapmak da pek mümkün olmuyor esasen. Duyguları bize temaşa etmeye başladıktan sonra ne şairin bir önemi kalıyor ne de neden ve ne zaman yazdığının. Okurken artık kendimize dönüp, kendimizi anlamaya başlıyoruz. İnsan, anlatamadığı ne varsa susuyor, kapanıyor içine ya, belki de o kapanmasının sebebi, zaten söylenecek sözlerin pek çok defa farklı dizelerde, farklı yüzyıllarda, farklı kalemlerle söylendiğindendir.
Hisleri anlatmayı başaran o kalem, her kimin ise hem susmuş derinden hem aktarmış en içten. Cesaret etmiş içindeki kalabalıklarda gezinmeye ve o kalabalıkların hep bir ağızdan ne dediğini duyabilmiş. Duymak için yeterli sessizlik gerekir. Sustukça konuşan, okudukça açılan o dizeler vardır artık kalemi başkasına devrederken.
Sessizliğe olan şairane güven ile danıştığımız her kaleme, Karacaoğlan'dan bir özet sunabiliriz: "Sual eylen bizden evvel gelene / Kim var imiş biz burada yoğ iken".
Nazmi Ağıl’ın dizelerini Bülent Arabacıoğlu resimledi: Kuşlar Konmuş Kitabıma
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.
Çok güzel zevk ile okudum!