34,9037$% 0.08
36,7723€% 0.37
44,6245£% 0.29
3.046,58%0,03
2.719,22%0,09
%
Yarın ne yiyeceğimiz konusunda karar verilecek vakit yaklaşıyor ya da bu karar verildi ve uygulanmaya geçiliyor. FAO, şu anda 270 milyon insanın açlık sınırında olduğunu ve 2030 yılında bunun neredeyse her on kişiden biri düzeyine yükseleceğini hesaplamış. Üstelik bu hesaplamalara Covid-19 etkisinin eklenmediğini ama ortaya çıkan durumla, etkinin kesinlikle oranı yükselteceğini söylüyor. Yani “açlığın dünyaya hakim olacağı günler yakın” diyor FAO.
Diğer yandan kuş gribi yeniden farklı yerlerde ortaya çıkıyor. İngiltere ve Japonya’da, dünyanın iki ucunda, aynı günlerde hortlaması da ilginç. Açıkçası ben “deli dana”yı bekliyordum ama bunun dünya üzerinde zorlayacağı kitle daha büyük. Tabii bu, büyük ve küçükbaş hayvanlara da bir musibetin bela olmayacağı anlamına gelmiyor.
Konunun salgınla yani üretimin daha da düştüğü ve ulaştırma şartlarının zorlaştığı bir dönemle aynı zamana gelmesi bir tesadüf mü, bilemiyorum. Örneğin İngiltere’de bu sene insanlar kırlara, tarlalara çağrıldı çünkü ülkesel izolasyonlar ve AB’den ayrılış sebebiyle AB’den gelen fakir tarım işçileri ortada yoktu. Bu sene iş daha da büyüyecektir sanırım çünkü ekim ve bakım zamanı da ortada yoktular. Gerçi, salgından çıkış konusunda umut ve bolca dedikodu imkanı verdi aşı. Şimdi dünyada herkesin iki lafından biri bu konuda.
Aşıyla aranız nasıl bilmiyorum ama benim canımı sıkıyor. Aşı konusundaki kararsızlığım, söylenen saçmalıklar yüzünden değil, uzun ya da orta vadede ortaya çıkabilecek yan etkiler yüzünden. Aşı üzerinde uzman kişiler de, yan etkilerin yeterince ölçülmemiş olduğunu düşünüyorlar. Haklılar ama zaman da yok. Bunun yanında “büyük resmi görenlerin” öyle teorilerini okuyorum ki, akla zarar. Zaten Amerika, AB, İngiltere, Rusya ve Çin’in içinde bulunduğu bir komploya karşı konulabileceğini düşünmek de, ne bileyim, naiflikten birkaç “tık” öte sanki.
Bu konudaki en fazla konuşulanlardan biri de bu aşıyla yerleştirilecek olan organik çip teorisi. Size çip, üstelik de biyolojik çip yerleştireceklerse, neden böyle huylandırıcı bir metot seçsinler? Onun yerine bu işi şehir suyuna katacakları bir malzemeyle hatta bedava verilecek bir su arıtma cihazıyla bunu çok daha kolay becerebilirler. Yeni çıkacak bir çikolatanın içine yerleştirilen etkin madde de aynı işi görür. Kademeli olarak Türkiye’de ve dünyada dağıtılan, o damakta dağılan enfes COVİD Chocolate’ın ücretsiz deneme paketi dağıttığınızda, bu muhteşem tada kim hayır diyecek? Bunun yanında çikolata yemeyenlerle vereceğiniz fire, aşı yaptırmak istemeyenlerin sayısından çok daha düşük olacaktır.
Fikri az olan, fikrinin etkileneceğinden daha çok korkuyor nedense. Zaten cep telefonunuzdan bilgisayarınıza sizin her şeyinizi izliyor ve nasıl manipüle edeceklerini biliyorlar. “Tatile çok ihtiyacım var ama pandemide otel tehlikeli” dediğinizde karşınıza çadır, toplu taşımadan korktuğunuzu söylediğinde 2. el araba satışları yapılan sitelerin adreslerini çıkartmıyor mu? Kedinizden bahsettiğinizde kedi maması, koltukları yenilemekten bahsettiğinizde oturma odası takımı reklamları düşmüyor mu önünüze?
Aşıya dair bir başka komplo teorisi ise kısırlık yapması. Sevgili Deniz Orhun ile birlikte yazdığımız “Yedikleriniz Davranışlarınız Olur”da bu konuya da ciddi olarak değinmiştim. Dünyayı yönetenler, bakın “onlar yokturlar ya da olamazlar” demiyorum. Olabilmeleri, ihtimal dahilinde bir durum. Olamama ihtimali olan şey, onların insanları kısırlaştırmak istemeleri. Tohum, tarım ilacı, yiyecek, sağlık ve ilaç sektörünün hakimi olan kişilerden bahsediyoruz. Yani bütün üretim ellerinde. Diyelim ki 100 kilo buğday yetişiyor. 100 kilo buğdayı 40 kişilik pazarda mı daha pahalıya satarsınız 100 kişilik pazarda mı? Tam tersine her “çoğalın” diyenlerde onların izini daha kolay sürebilirsiniz. Bütün sağlık ve ilaç sektörünü elinde tutan adamlar nüfus azalması istese, neredeyse her mahallede suni dölleme klinikleri mi açarlar?
Bağımsız olabilen sektörler gittikçe azalıyor ama bunların en hayati olanı yiyecek. Bugün istersen küçük bir-iki tarla, kendini yineleyen atalık tohum ve birkaç hayvanla bile hayatını sürdürebilirsin ama bunlar da sadece laboratuvarda üretilmeye başlandığı an, zil çalınca yalağa besin geldiğini bileceksin ve o besini alabilmek için her geçen gün ödemen gereken bedel artacak.
2021: Avrupa’ya göçün 60. yılı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.