34,7570$% 0.05
36,4730€% -0.21
44,0956£% 0.14
2.959,93%0,32
2.647,87%0,23
9.919,33%0,94
“Hani rüyalarda olur ya… Bir türlü hızlı koşamazsınız. Bir türlü yetişemezsiniz”. 1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde Maradona’nın kendi yarı alanında başladığı driplinge bir türlü yetişemeyen İngiliz Peter Reed’in cümleleri bunlar.
Reid yetişemedi Maradona’ya.
Nice ünlü futbolcu yetişemedi.
Ve hatta yaşam hızına da yetişemediler.
Başkalarının 90 yıla sığdırabildiğini o, 60 yıla sığdırdı.
Tarihte bir futbolcunun büyük bir turnuvada gösterebileceği en büyük performans onundu.
1986 Meksika boyunca ağzımız açık onu izledik.
Elle gol attığında bile hoş görenler vardı.
Gün geldi kokainle dost oldu.
Gün geldi alkole bağlandı.
Aşırı yemek yeme tutkusu vardı.
Futbola tutkusu hepsinden daha fazlaydı ama.
La Bombonera’daki locası bir futbol mabedinin içinde ayrı bir mabetti.
İtalyanların bir kısmının, “Afrika” diyerek aşağıladığı Napoli’yi Avrupa futbol haritasına soktu.
1990 Dünya Kupası yarı finali öncesinde söyledikleri yenilir yutulur cinsten değildi.
“Size Afrikalı diyen İtalyan takımını mı sizi yücelten Diego’yu mu tutacaksınız”.
Bu sözlerin ardından Napoli’de Arjantin kazandı penaltılarla.
İtalya Futbol Federasyonu’nun intikamı acı oldu.
Yıllardır nedense doping kontrollerinde çıkmayan kokain çıkıverdi.
Sonrası o parlak kariyerin karikatürü gibiydi.
Ama o hep Maradona’ydı.
Asiydi.
FIFA umrunda değildi. Belki bu yüzden pek yardım görmedi takım elbiselilerden.
Castro dostuydu.
Chavez dostuydu.
Morales dostuydu.
Che dövmesi ve Küba purosu vazgeçilmezleriydi.
Hiçbir zaman Brezilyalı Socrates gibi aktif politika yapmadı. Hiçbir zaman isyankar gösterilerin içinde değildi.
Ama muhalifti.
En dipten zirveye çıkmıştı çünkü. Bu yolda neleri feda ettiğinin bilincindeydi.
Bu yüzden muhalifti hayata.
Bakmayın İngilizlerin, “Tanrı’nın Eli” muhabbetine.
Ada’da Shilton hariç futbol adamları kötü konuşmadı arkasından.
Sampdoria formasıyla Maradona ile 2 sezon karşılıklı oynayan Souness, “Onunla aynı sahada bulunmak bir şerefti” diyordu mesela.
Gary Lineker, 86’da Maradona’nın İngiltere’ye attığı ikinci gol için, “İlk defa sahada rakibin attığı bir golü alkışlamak istedim” diyordu.
Kısacası Diego Diego’ydu.
Bir hareketine kızarsınız ama ikinci hareketiyle sizi kendisine bağlar yeniden.
O bulaşıcı gülümsemesiyle futbol ailesinin bayıldığı adam olurdu hep.
Maradona artık yok.
Eski görüntüler var sadece.
Bizim için bile, “Maraba Televole” o.
Tekmelere karşı koyan, dirseklere gülümseyen adam o.
CSI Adana
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.