Bu cümleyi bir sürü cahilden duydum. Gurmesinden yemek kültürü yazarına, çok bilmişinden ahkam kesenine. Nedenmiş? Çünkü balık yemek bize Bizans kültüründen gelmiş. Türkler Anadolu’ya geldiklerinde balık diye bir şey bilmiyorlarmış, gelince öğrenmişler.
Bu içi boş ukalalığın arkasında da Rumca olan balık adları var. Tamam, kalkan, kılıç, pisi, dil, kaya, gelincik, yılan balığı gibi birkaç balığın ve şu an hatırlamadıklarımın adları çok az olabilir hatta bunların isimlerinin bir kısmı da orijinal isimlerinin Türkçeye çevrilmesiyle açıklanabilir ama bu Türklerin balık yemediğini kanıtlamaz. Evet ama bu Türklerin deniz balığına tuz balığı demelerinin açıklaması olabilir, balık yemediklerinin değil. Buna karşılık tatlı su balıklarında da yabancı isim, tuzlu su balıklarındaki Türk isimleri kadar istisnaidir.
İşte “zurnanın zırt dediği yer” burası. Çünkü Türkler tatlı su balığıyla çok eskiden beri ilişkili. Divanü Lugati’t Türk’te balıkçılık ve ağla ilgili pek çok terim var ki, bu balıkçılık gibi bir şeyin Anadolu’ya geldikten sonra öğrenilmediğinin en net kanıtı.
2. Selim’in 7 Temmuz 1571 tarihli Bursa Kadısına fermanı Keşiş Dağı balıkları hakkınddır. Keşiş Dağı'na biz bugün Uludağ diyoruz. Hatta “Keşişleme” rüzgârının adı da buradan gelir. (Bir zamanlar, hava kirliliği yokken Keşiş Dağı İstanbul’dan rahatça gözükürmüş. Bu pandemi döneminde de havanın çok temiz olduğu bir gün görebilmiştik). Konumuza dönelim, 2. Selim fermanında şunu demekte; Bursa kadısına hüküm ki, taht-ı kazanda Keşiş Dağı'nda cari olan enharın balıkları kadimden, hassa-i Hümayunum içün sayd olunagelmişken, hariçten bazı kimesneler balık sayd ettikleri istima olundu”
Yani yaklaşık olarak demekte ki “Uyanık ol hacı, bazıları benim kendime ayırdığım Uludağ derelerindeki balıkları avlıyorlarmış, önle şunları yoksa iş fena olacak”. Buradan tatlı su balıkları hakkındaki hassasiyeti anlıyoruz. Fatih’in kekikli yılan balığı, Abdülhamit’in lüfer konusundaki zaafı biliniyor. Ha, bir durum var ki, balık o dönemde bugünkü gibi soyu kurutulmamış olduğundan çok ve ucuz. Balık yemek biraz fakirlik alameti sayılıyor. O yüzden insanlar balık yediklerini pek belli etmemeye çalışıyorlar ama yiyorlar, hem de keyifle yiyorlar. Yediklerinden bazılarının tariflerini de vereyim, isterseniz denersiniz;
İskorpit Çorbası http://www.kuzubudu.com/osmanli-usulu-balik-corbasi-iskorpit-corbasi/
Balık köftesi http://www.kuzubudu.com/balik-koftesi/
Balık Büryan http://www.kuzubudu.com/balik-buryan/
Afiyet olsun
0 Yorum