34,2437$% -0.05
37,3155€% -0.25
44,7720£% -0.01
2.933,08%0,55
2.663,02%0,54
8.860,30%1,85
Bu yaz bulamadık, ekemedik istediklerimizi, balkon bahçemiz öksüz kaldı. Domates, kavun, kekik, biberiye, kudret narı, kıvırcık, hepsi o. Niye? Çünkü istediğim cins hıyar, kabak, biber tohumu bulmak için çalışmaya başlamakta geç kaldım. Niye herhangi bir marketten alamadım? Çünkü atalık, yerli tohum istiyordum. Hibrid, genetiğiyle oynanmış tohum istemiyordum. Velakin bulamıyordum, çünkü satışı yasak bu tohumların. Sanki uyuşturucudan bahsediyoruz. Satış yasak, sadece istersen takas yapabilirsin. E, ben nasıl takas yapacağım? İşim değil ki bu benim, hobim. Gerilla bahçecilik ve bu. Önüme gelen her köşeye meyve tohumu ekerek gerillalık faaliyetimi sürdürüyorum ama sebze ve hububat biraz farklı. Tamam, belki insanlardan istesem verirler ama bu yaşımdan sonra dilencilik yapmaya mecbur değilim ki? Takas olarak ne vereceğim, "Du sana bir paragraf bir şey yazayım" mı diyeceğim? İnsanların emek vererek elde ettiği bir şeyi bedavacılığa bu kadar karşıyken neden bedava edineyim?
Bir tohum ya da fide, kayıtlı ve sertifikalı değilse, satışı yasak. Kim, üç fide satmak için sertifika çıkarma işinin eziyetine ve maddi yüküne katlanacak? Türkiye ve bürokrasi konuşuyoruz ki, bu konuda insanlara pek yardımcı olunmadığı da bir gerçek. Yeterli değil, efektif değil gibi mazeretleri biraz inceleyelim; Kimse daha çok para kazanılabilecek bir şey varken azına eyvallah demez. Demek ki konunun efektifliği kısmında bir problem var. Mesela satılan tohumun her yıl alınması zorunluluğu. Adam hesaplıyor, eski tohumu ekmek ürün daha az bile olsa yeni tohum satın alıp ekmekten daha iyi kazandırıyor. En azından tohum için borç vs almadan kendi yağınla kavruluyorsun. Bir de bu toprağın insanı genetik kültür mirasını en iyi taşıyanlardan biridir. Hani derler ya "Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz" Bir ambargo gelirse bir şey ekemediği sene onun sonu olur. Bunun farkında.
Bir de başka bir mesele var; Kafana göre atalık neyin mi yetiştiriyon, sana zırnık teşvik neyin yok diyor devlet. Aslında bu çok uluslu yiyecek tröstlerinin çıkarlarına da çok uyuyor. Çünkü az çeşit standardizasyonun oturması demek, çarşı pazarda kolaylık demek. Ne demek sırf Aydın'da 109 çeşit armut var? 3 çeşit armut insanların neyine yetmiyor? Çeşit gitmiş, lezzet gitmiş, kimin umurunda?
Benim umurumda. Çünkü ben lezzete önem veren, lezzetten haz alan biriyim. Hibrid tohumla, gübre ve hormon basılarak ortaya çıkartılan muhteşem renk ve şekle sahip verimli ürününün, sabundan yapılmış benzeri kadar tat ve lezzet içerdiğinin farkındayım. Ve üzülüyorum, çünkü ülkenin en önemli gelir kaynaklarından olabilecek gastroturizmin bu gibi hatalar yüzünden daha doğmadan gömüldüğünü görebiliyorum.
Birkaç masa, birkaç sandalye, bir demli çay ve Hüseyin Abi’nin saklı cenneti
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.