Yali Kiraathanesi’nde oturmiş çay içiyrık ama birburumuze mesafeliyik yani. Televizyon da açuktur. TV’de İnanç Dünyasi pirogrami var. Programi sunan Nihat Hatipoğli cenneti anlatiy.
“Evet değerli kardeşlerumuz, obir dünya âlemini hepumuz çok merak ediyrık.”
Bu dünyadan umuduni kesen bizum yöre halki can kulağiylan Nihat Hoca ne diycek diye bekliy. Hatipoğli lafi evirup çeviriy. Zaman geçuriy, “Evet, kardeşler, obir dünyayi ve cenneti anlatacağum…” diy ama anlatmay.
Birden, “Kuçuk bir reklam arasi rica edecım kardeşlerum, bir yere gitmayun tekrar birlukte olacık,” dedi.
Bizum uşaklar kipirdamay bile, cikletten kiredi karti reklamina kadar her şeyi can kulağiyla seyrettiler. Belki aniden Nihat Hatipoğli gelup cenneti ve cennet gitmenun yollarini anlatur diye.
Reklamdan sonra Hatipoğli gene eveleyup geveliy. Cennet bir türlü ortada yok, yine anlatiy da anlatiy… Bekle babam bekle, cennetten bi kuçucuk bilgi bile yok.
Tam işun can alici yerine geliy,
“Evet değerli kardeşlerum kisacuk bir ara verecık,” diy.
Gece yarisi oldi, Hoca hâlâ obir dünya âlemine giremedi.
Bu arada Nihat Hatipoğli ve televizyonun patroni 4 kuşak reklamlan ceplerini epey bi doldurdi ama bizimkiler bomboş cepleriyle hâlâ bekliyler. Pilita İsmail da 5 kere çay servisi yapti, yani o da ‘cennet’ten kazandi.
Hatipoğli, “Bir reklam arasi daha verecık,” deyince bizum uşaklar, Tirabizonsipor 90+5’te Fener’den gol yemiş gibi sinirlenup bağirmaya başladilar.
Dedum ki la niçun şaşuriysınız, ilk defa olmay ki. Orta Çağ’da da kilise endüljans kâğidi sataydi. Şimdi cennet arasi bol reklam satayler.
Evladım, dünyayi cennete çevirmağa bakun, o zaman ne endüljansa, ne da reklam arasi cennete ihtiyaç duyaruk.
0 Yorum