Bez bebeklerle birlikte örülen dayanışma ruhu

7 Şubat 2017’de çıkan 686 sayılı KHK ile birlikte öğretmenlik mesleğinden ihraç edildiler. Eşitsizliğe, adaletsizliğe, yoksulluğa karşı mücadele eden, toplumun en ilerici ve aydın kesimin temsilcileriydiler. Aralarında birlikte sendikal mücadele verdiğim iş yeri arkadaşlarım da vardı. Yaşadıkları çevreyi ve dünyayı çağdaş eğitimin ışığı ile aydınlatmaya gönül vermiş, örgütçü ve mücadeleci insanlardı onlar. Eğitim-Sen yöneticilerinden İsmet Akyol ve Gökhan Taner Günsan’dan bahsediyorum. Çaycuma ve köylerinde açılan Sübyen Mektepleri’ne karşı çıktılar. Bu tür yerlerin ve okulların kapanmaları için verdikleri hukuksal mücadeleden rahatsız olan çevrelerin girişimleri sonucunda görevlerinden alındılar. 

Şüphesiz her KHK ile aşından, işinden edilenlerin ihraç öncesi ve sonrası kendilerine özgü hayatta kalabilme öyküleri var. Üyesi oldukları sendikalar ve toplumun duyarlı kesimleri bu insanların zor dönemlerinde yanında olmaya çalışıp onlarla dayanışma örnekleri sergilediler.  

Mücadele öykülerine tanıklık ettiğim eğitimci şair Gökhan Taner Günsan ve eşi İlknur Yatır Günsan’ın bu konudaki gayretlerinin görünür olması açısından bu yazıyı kaleme aldım. Kamu Yönetimi bölümü mezunu İlknur Yatır Günsan bu zor dönemde iş bulamayınca çareyi kızı için diktiği bez bebekleri çoğaltmakta bulur. Piyasada satılan fabrikasyon oyuncak bebeklerin dayattığı güzellik anlayışlarına karşı ağzı burnu olmayan, çocukların kendi hayal dünyalarına göre belirleyebileceği bez bebeklerdir bunlar. Bez bebeklerin boynuna asılmış el çantaları ve bunların içine konulan küçük kitapların her biri el emeği ve göz nuruyla biçimlendirilmiş. Çocuklar, renk cümbüşü içindeki bebekleri ve içinde kitap bulunan örgülü çantaları çok sevdiler. Bu kitapların içinde çocuklar için güzel mesajlar yazılmış. İlknur Yatır Günsan söyleşilerin birinde; “Dayanışma yapılan her şey kendisini aşıyor. Bir bakmışsınız öğretmen arkadaşlar okul çıkışı bize gelmiş, bebekleri dolduruyor. Kimisi bebeğin kazağını, kimisi bebeğin beresini örüyor. Yani hepimiz bir bebek etrafında kenetlendik. Bez bebek içimizdeki imece ruhunu ve dayanışma duygularımızı en üst seviyeye taşıdı,” diyor. 

Bebeklerin çantasından çıkan bilgilendirici notların bazıları şöyle:

“Merhaba yeni oyun arkadaşım, 

Haydi, tanışalım. Benim bir adım yok ve senin adını da bilmiyorum. Bana bir isim vermekle başlayabilirsin. Ben diğer bebeklere pek benzemem; ağzım, burnum, yüzüm yok. Beni istediğin gibi hayal edebilirsin. Eminim ki, sen de kimseye benzemiyorsun.

Herkes birbirinden farklı olursa dünya daha güzel olur. Mesela düşünsene, dünyada bir tek renk olsaydı ya da tek çeşit çiçek… O zaman dünya ne kadar renksiz olurdu değil mi? Farklılıklar dünyanın renkleridir.

Mesela bir orkestra düşün. Bir sürü farklı müzik aleti var. Ve hepsinden farklı sesler çıkıyor; ama uyum içinde çaldıklarında ne kadar güzel bir müzik ortaya çıkıyor. İşte farklılıklar dünyanın müziğidir, zenginliğidir. ” 

Gökhan Taner Günsan, Birgün gazetesine verdiği söyleşide bu durumu şöyle anlatıyor:  “Bizi haksız bir şekilde açlığa mahkum etmek isteyen ve öğrencilerimizden ayıran devletin soğuk yüzüne karşı, biz hâlâ içinde kitap ve insan sıcaklığı olan bir sembol yaratmak istedik.” Çaycuma’da kitap imza etkinliğindeki söyleşisinde ise “Israrcı ve inatçı bir tohum gibi bizi savurdukları her yerde yeşermeye devam edeceğiz” diyerek azim ve kararlılığını gösterir. Kitaplarından elde ettiği geliri, “Bilimsel, demokratik ve laik eğitim için mücadele ederken ihraç edilenlerle paylaşıyorum. Toplumsal mücadelemizin bir parçası olan sanatımızı, tüm ezilen ve direnenlerle birleştirmek zorundayız” diyerek  o zor durumda bile arkadaşları ile dayanışmayı sürdürür. 

Gökhan Taner Günsan, Çaycuma’dan önce Denizli’nin Söğüt köylerinde öğretmenlik yaptı. 2013 yılında Yasakmeyve yayınlarından çıkan“ Sakallarımı Kestim Kuşlara” ve 2019 yılında Medakitap tarafından yayınlanmış “Israrotu” adlı iki şiir kitabı var. Ayrıca Zonkişot, Bireylikler, Yasakmeyve, Varlık, Yom Sanat, Yaba Edebiyat, Evrensel Kültür, Sunak, Mor Taka, Ada, Yeni E ve Altıyedi gibi çeşitli dergilerde şiirleri yayınlandı. ZOKEV’in (Zonguldak Kültür Eğitim Vakfı) kentte kültür ve eğitim alanında hizmeti geçen kişilere verdiği 2017 “eğitim” ve “kültür” ödülünü birlikte ihraç edildiği eğitimci İsmet Akyol ile birlikte aldı. Ayrıca Gıda-İş Sendikası tarafından şair-yazar Sennur Sezer’in anısına düzenlenen “2. Sennur Sezer Emek-Direniş  şiir ödülünde birincilik ödülünü (2017) aldı.

Kızı Akasya’nın müzik eğitimi için İzmir’e taşınmak zorunda kalan bez bebeklerin gelişim süreçlerini ve serüvenlerini “gepettoustam” instagram hesabından takip edip bu bebeklerden edinebilirsiniz.