34,9533$% 0.16
36,7190€% 0.26
44,2533£% 0
2.988,95%-0,56
2.658,25%-0,79
10.055,74%-0,03
Ünlü “yanlış bir hayat doğru yaşanmaz” sözünün mucidi, sosyoloji ve felsefe profesörü, Frankfurt okulu yöneticisi, aynı zamanda kompozitörlük de yapmış bir müzikolog… Modern çağın “kimseye yaranamayan” büyük düşünürü Theodor W. Adorno; Minima Moralia’da yer alan “Geri alınmaz, değiştirilmez” yazısında anlamını ve derinliğini yitiren hediye kavramını irdeliyor. İşte Adorno’dan hediyenin değişen kimliği üzerine aforizmalar…
Vermenin asıl sevinci, alanın da sevincini hayal edebilmekten geliyordu. Seçmek, zaman ayırmak, zahmete katlanmak, ötekini bir özne olarak görmek demektir bu: Savrukluğun ve gelişigüzelliğin tam tersi. İşte bunu kimse yapamıyor gibi şimdi. Olsa olsa, kendilerinin de sevebileceği şeyleri veriyorlar, ama tabii birkaç derece daha kötüsünü.
Vermenin yozlaşması, o iç karartıcı icattan, 'hediyelik eşya' diye üretilen şeylerden de anlaşılabiliyor; kişinin ne vereceğini bilmediği çünkü aslında vermek istemediği varsayımına dayanıyor bu yeni icat. Bu ürünler de alıcıları kadar bağlantısız. Başından beri birer uyuşturucuydular pazarda. Verilen hediyeyi değiştirme hakkınınsa şundan başka anlamı yok: "Al bunu, sana ait, ne istersen yap onunla, eğer hoşuna gitmediyse geri verip yerine başka bir şey al, benim için hiç fark etmez."
Ürünleri yoksulların bile erişebileceği bir yakınlığa getiren üretim patlaması yanında, hediye vermenin yozlaşması önemsiz, bu konuda düşünmek de duygusallık sayılabilir. Ne var ki, bir bolluk ortamında hediye gereksizleşse bile -üstelik, bu da bir yalandır, hem özel hem de toplumsal bir yalan, çünkü bugün bile hayal gücümüzü biraz çalıştırmakla müthiş sevindiremeyeceğimiz hiç kimse yoktur- insanlarda vermemenin yarattığı bir boşluk olacaktır.
Vermeyen insanın en vazgeçilmez yetileri dumura uğrar; çünkü katışıksız içselliğin tecrit hücresinde değil, ancak dışarda, nesnelerle canlı bir temas içinde gelişebilir bu yetiler. Vermeyen insanların yaptıkları her şeyden bir soğukluk yayılır: Gereken şefkat sözcüğü söylenmemiş, beklenen düşünceli davranış gösterilmemiştir. Bu soğukluk, kaynaklandığı kişileri de ürpertmeye başlar sonunda. Bütün şefkatli, iyi ilişkiler, hatta belki de organik doğanın bir parçası olan o barışma bile, bir hediyedir. Fazla mantıklı düşündüğü için bu yeteneğini yitiren kişi, kendini de şeyleştirir ve donar.
Kişisel hediyenin bile, öngörülmüş bütçeye titizlikle bağlı kalarak, karşıdaki insanı iyice tartarak ve mümkün olan en az çabayı harcayarak gerçekleştirilen bir toplumsal işlev durumuna düştüğü, akılcı bir nezaketsizliğe dönüştüğü söylenebilir.
Algının kapıları
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.