34,7597$% 0.1
36,5398€% 0.09
44,0302£% 0.15
2.948,28%0,19
2.638,93%0,08
9.681,11%0,30
Anadolu’nun kadim uygarlığı Hititler yüzyıllar boyunca bu toprakların dört bir yanına izlerini bıraktılar. Kurdukları görkemli şehirlerin yanı sıra kuş uçmaz kervan geçmez dağ başlarına, ıssız ovalara, metruk köylere kaya resimleri, yol işaretleri çizdiler, heykel atölyeleri kurdular. Ne yazık ki, en yenisi 3 bin yaşında olan bu eserler doğanın ve define avcılarının insafına terkedilmiş durumda. Tarihin en parlak uygarlıklarından birini kurmuş olan Hititlerin Anadolu doğasındaki mirasını koruma altına almak konuyla ilgili devlet kurumlarının öncelikli kaygısı olmalı diyoruz. Sayıları yüzlerle ifade edilen bu mirastan sadece küçük bir kısmını, 12 eserin durumunu gözler önüne sermek istiyoruz.
Yazı ve fotoğraf desteği için Sayın Tayfun Bilgin’e teşekkür ederiz.
Detaylar için www.hittitemonuments.com
Manisa-Akpınar mevkiindeki Spil Dağı'nda yer alan heykel benzeri dev rölyef yaklaşık 8 metre yüksekliğinde ve 4.5 metre genişliğinde. Geniş bir niş içerisine oyulmuş, yıpranmış durumdaki rölyef oturmuş bir figür gibi görünüyor. Önceleri oturur pozda bir tanrıça figürü olduğu düşünülmüşse de son zamanlardaki ortak görüş anıtın muhtemelen bir dağ tanrısını temsil eden sakallı bir erkek figürü olduğu yönünde. Rölyef-heykelin sağında ve solunda iki yazıt var. Kesin tarihleme mümkün olmamakla birlikte MÖ 13. yüzyıla ait olması muhtemel. Aslında bir Hitit/Luvi anıtı olmasına rağmen sonraki çağlarda da ilgi odağı olmuş ve bir dönem Tanrıça Kibele anıtı olarak adlandırılmış.
Karabel kaya anıtı Kemalpaşa-Torbalı yolundaki Karabel geçidinde bir tepenin güneye bakan yamacında bulunuyor. Yaklaşık 2.5 metreye 1.5 metre boyutlarındaki bir niş içine işlenmiş kabartma, sol elinde bir mızrak sağ elinde bir yay tutan bir erkek figürü. Figürün başı ile mızrağı arasındaki alanda 3 satırlık oldukça aşınmış ve güçlükle görülebilen Luvice bir yazıt vardır. Rölyef 2017 ve 2019 yıllarında hazine avcıları tarafından tahribata maruz kalmış, alt yarısı neredeyse tamamen yok edilmiş.
Fasıllar anıtı, iki aslan arasında ve bir dağ tanrısının üzerinde ayakta duran büyük bir Fırtına Tanrısı heykelidir. Heykel Konya’nın Beyşehir ilçesinin Fasıllar köyünün yakınında bir tepede duruyor. Genişliği 2.75, yüksekliği 8 metredir. Bazalttan yapılmış olan heykel yaklaşık 70 ton ağırlığında. Heykelin belli bölümleri detaylı işlenmiş, bazı bölümleri ise kabataslak yontulmuş. Birçok Hitit anıtının doğal kaya yüzeylerine rölyef tarzında oyulmuş olmasına karşın Fasıllar anıtı yekpare bir kaya bloğu yontularak yapılmış. MÖ 13. yüzyılın ikinci yarısını yani IV. Tuthaliya dönemini işaret ediyor.
Anıt Beyşehir’e 22 kilometre uzaklıkta. Dikdörtgen bir havuz şeklinde inşa edilmiş ve yanındaki su kaynağından besleniyor. 30 X 34 metre boyutlarındaki havuzun en göze çarpan kısmı büyük taş bloklar ile inşa edilmiş, kabartma figürlü yüksek duvar. Ortada Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası yer alıyor. Her ikisinin üzerinde de birer kanatlı güneş kursu bulunuyor. Onların çevresindeki on adet hayvan başlı hibrit figürler hem tanrıların üstündeki güneş kurslarını hem de en üstteki devasa kanatlı güneş kursunu elleriyle destekler şekilde resmedilmiş. En altta, kısmen görünen beş dağ tanrısı bulunmaktadır. Toplu olarak rölyef kozmik bir betimleme olarak düşünülebilir: Tanrılar ve mitolojik yaratıklar, dünyayı temsil eden dağ tanrıları üzerinde durmakta ve gökyüzünü temsil eden güneş kurslarını tutuyorlar. Bu rölyefli duvarın hem cephe uzunluğu hem de tabandan yüksekliği yaklaşık 7 metre.
Karakız köyü, Yozgat ilinin Sorgun ilçesinin yaklaşık 15 kilometre doğusunda yer alıyor. Kabaca oyulmuş heykeller ve düzleştirilmiş kaya blokları bölgenin İmparatorluk döneminde bir heykel atölyesi olarak kullanıldığını göstermektedir. Heykel biçiminde yontulmuş, bilinen iki sütun kaidesinden biri köy içindeki boş bir alanda, diğeri ise köyün yakınında Hapisboğazı olarak bilinen bölgede.
Yaklaşık olarak 3 X 2 metre boyutlarında olan bir kaya bloğunun üzerine işlenmiş Fırtına Tanrısı figürü Niğde/Bor'un 18 kilometre güneydoğusundaki Gökbez köyünde. Fırtına tanrısı sağ elinde çift balta, sol elinde ise şimşek figürü tutmaktadır. Ayaklarının arasında ise üzerinde büyük üzüm salkımları olan bir asma yer alır. Üzerinde herhangi bir yazıt yok. MÖ 8.. yüzyıl sonuna tarihleniyor.
Yalburt anıtı, Konya/Ilgın'ın 23 kilometre uzağında Yalburt olarak bilinen çayırlık bir alanda bulunuyor. 1970 yılında tesadüfen bulunmuş. Yüzeyleri üzerinde hiyeroglif yazılar bulunan, 13 X 8 metre dikdörtgen şeklinde bir havuzdur. Besleyen kaynak 1970'lerde civardaki köylere yönlendirilmiş olduğu için havuz kurumuş durumda. İç tarafta Luvice bir yazıt ile işlenmiştir. Yazıtın ilk bloğunda Kral IV. Tuthaliya adı, kanatlı güneş simgesi ile birlikte açıkça görülmektedir. Yazıt, Tuthaliya‘nın savaşlarından ve başarılarından bahsediyor. Anıt son derece bakımsız durumdadır. Acilen çevre düzenlemesi yapılarak koruma altına alınması ve mümkünse blokların replikaları ile değiştirilmesi gerekmektedir.
Konya'nın 9 kilometre güneyindeki Hatip köyünde bulunan kaya kabartması 5 X 2 metre düzleştirilmiş kaya yüzeyinde yer alır. Rölyef, sağa doğru adımını atmış vaziyette bir Hitit kralı/tanrısını gösterir. Öne doğru uzattığı sol elinde dik olarak bir mızrak tutar. Başındaki uzun, konik başlık, omuzundaki yay kemerine takılı kısa kılıcı, ayaklarında kıvrık uçlu ayakkabılar diğer Hitit anıtları ile büyük benzerlikler gösterir. Bununla beraber gömleğinin kısa kolları bu rölyefe özgüdür. 1 metre gerideki yazıt "Kuruntiya, Büyük Kral, Kahraman, Muwatalli’nin oğlu, Büyük Kral, Kahraman" olarak okunmuştur.
Üzerinde Luvi hiyeroglifi ile işlenmiş yazıt bulunan bazalt blok yakın zamana kadar Karacadağ'ın hemen kuzeyindeki Karaören köyünde bir evin bahçesinde bulunuyordu. Köyde yaşayanlara göre, taş daha önce geç antik çağdan kalma bir yapının duvarından çıkarılmıştır. Ancak dörtgen blok 2014'ten beri kayıptır. Ters şekilde duran bloğun fotoğrafında en altta ikinci bir satıra ait işaretler gorülmektedir. Yani görülen kısım daha uzun bir yazıtın son satırına ait olmalıdır.
Göllüdağ, Geç Hitit dönemine ait büyük bir tepe (2172 m.) yerleşkesidir. Niğde/Gölcük'ün Kömürcü köyü yakınındadır. Yerleşke MÖ 8. yüzyıl sonlarına tarihlenir. Kalıntılar, sönmüş volkanın krater gölünün kenarındadır. Surla çevrili yerleşkede çeşitli yapı grupları mevcuttur. Kazılarda iki çift başlı aslan, iki kapı aslanı, iki sfenks ve aslan dekorlu sütun kaideleri bulunmuştur. Hepsi yerleşkenin en yüksek noktasına kurulmuş olan ve saray veya tapınak olduğu düşünülen 112 X 228 metre boyutlarındaki yapının güney tarafındaki girişe aittir.
Malkaya Kırşehir’in 14 kilometre kuzeybatısında, Sevdiğin ve Yağmurlukale köylerinin arasındaki Emirburnu tepesinin yamacında. Kıraç bir arazinin ortasında bulunan bu üzeri düz, büyükçe kaya bloğunun 4 yüzeyinde de Luvi hiyeroglifi ile dağınık olarak yazılmış bir yazıt yer almaktadır. İşaretlerin herhangibir sıra izleyip izlemediği belirgin değildir. Bazı bölümleri ağır hasar görmüş olan yazıtın kuzey yüzdeki bölümü nispeten daha iyi korunmuş ve biraz daha uzundur. Yazıt İmparatorluk dönemine tarihlenir. Hazine arayıcıları kaya bloğuna oldukça zarar vermiş, altını kazmış ayrıca birkaç yerinden dinamitlemişlerdir.
MÖ 13. yüzyıl ortalarına tarihlenen rölyef, Kayseri/Develi Gümüşören köyü yakınında. Bir duvar panosu biçiminde oyulmuş olan rölyefte iki ayrı adak sahnesi betimlenir. 1.3 X 3.2 metre uzunluğundadır. Sağ taraftaki sahne, Hitit kralı III. Hattuşili’yi Fırtına Tanrısı’na içki akıtırken (libasyon) gösterir. Kralın önünde "Büyük Kral Hattuşili" yazılıdır. Soldaki sahnede ise başından ayağına kadar uzayan bir rahibe giysisi içinde ve önündeki yazı ile tanımlanmış olarak "Büyük Kraliçe Puduhepa" tanrıça Hepat için içki akıtırken betimlenir.
Necati Abacı: Sakin bir martı gibi süzülen çizgiler
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.