34,2728$% -0.01
37,4079€% -0.27
44,7413£% -0.26
2.915,87%-0,41
2.648,20%-0,33
8.699,19%-1,99
Toplumsal olayları hayvan masalları biçiminde aktaran efsanevi Frigyalı masalcı. Yaşamının bir dönemini köle olarak geçirmiştir. Anadolu kökenli portreler arasında yaşam öyküsü en ilginç kişilerden biridir. Ezop, antik çağ kaynaklarına göre kör, kekeme, kambur ve çirkin bir adamdır. Yaşamı hakkında hakkında ne kadar az şey biliyor olsak da “fablları” dilden dile dolaşıp günümüze kadar ulaşmıştır.
Ezop'un doğduğu yer hakkında faklı görüşler olsa da, Frigyalı olduğu kesindir. Yaşadığı kentin büyük bir olasılıkla bugünkü Emirdağ yakınlarındaki Amorium olduğu düşünülür. Ancak Bandırma’da, Trakya’da, Samos’ta, Sart’ta, hatta Mısır’da doğduğunu savunanlar da vardır.
Fabl, içinde ders ya da öğüt barındıran bir öykü türüdür. Türkçede “öykünce” de denir. Latince masal, öykü anlamındaki “fabula” sözcüğünden gelir. Öykünün sonunda, genellikle “gülme komşuna, gelir başına” anlamında ders bulunur. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ancak bu hayvanlar tıpkı insanlar gibi düşünür ve konuşur. Yaşama ilişkin bir öğütler ve dersler veren fabl türünün tarihinin Hititlere kadar uzandığı bilinir. Fabl hem didaktik hem de dramatik bir türdür.
Ezop'un MÖ 620'de Amorium’da doğduğu ve yaşamının bir bölümünü zengin bir adamın kölesi olarak geçirdiği düşünülür. Adının Yunanca biçimi Aisopos'tur. Öykülerini insanlara hoşça vakit geçirtmek için anlatır. Ayrıca efendisini eğlendirmek için uydurduğunu düşünenler de vardır. Masalları onun yazdığına dair bir kanıt olmasa da, o çağlarda Anadolu ve Yunanistan'da halk arasında üretilen hayvan masallarının sonradan Ezop'a mal edilmiş olması da olasıdır.
Ezop, gençliğini bir köle olarak geçirmiştir. Önce Sisam Adası’nın Kralı Ladmon'un, daha sonra da dönemin tanınmış bilginlerinden Ksantus'un kölesi olmuştur. Anlaşılıyor ki bu zeki adam, güçlü ve varlıklı kişilerin yanında toplumsal çelişkileri gözlemleme olanağı bulup fabllarının esin kaynaklarına ulaşmıştır.
Bir gün efendisi Ksantus, Ezop'tan misafirleri için lezzetli yemekler hazırlamasını ister. Akşam olup sofra kurulunca Ezop’un pişirdiği bütün yemekler, yaptığı tatlılar hep "dil"den yapılmıştı. Ksantus, Ezop'a misafirleri önünde bağırmış: "Nedir bu rezillik? Ben sana en lezzetli, en güzel yemekleri yap dedim. Sen hepsini dilden yapmışsın." Ezop şu yanıtı verir: "Evet efendim, en lezzetli yemekleri hep dilden yaptım. Çünkü dünyadaki en güzel, en tatlı şey dildir. Bir süre sonra Ksantus, dostlarına yine bir ziyafet vermek istemiş; ancak bu defa Ezop'tan, en kötü yiyecekleri hazırlamasını istemiş. Ezop bir önceki ziyafet gibi, çorbadan tatlılara kadar bütün yiyecekleri dilden yapmış ve sebebini şöyle anlatmış: "Gerçi dünyadaki en tatlı, en güzel şey dil ise de, zaman zaman en acı, en kötü şey de dildir. İnsanları, birbirlerine gücendiren, kızdıran, aralarını açan da dildir. İnsanların başına gelen felâketlerin sebebi, birçok defa onların dilidir."
Son efendisi olan Xanthos tarafından bağışlanıp köleliği sona erdikten sonra özgürlüğüne kavuşan Ezop uzun yolculuklara çıkarak dünyayı dolaşmaya başlar. Bu zeki ve kültürlü adamın anlattığı anlattığı “kıssadan hisseli” hayvan masalları insanların ilgisini çekmektedir. Ezop, aynı zamanda bir halk ozanıdır. Toplumsal sorunları kendi deneyimleri ve gözlemleriyle birlikte dile getirir. Onun masalları kişileri doğrudan hedeflemediği için toplumsal eleştiri için uygun ve tehlikesiz bir zemin yaratıyordu.
Yazar Plutarkhos’a göre Ezop, çirkin, kekeme ve kamburdu ama ince bir zekaya sahipti. Hiçbir şey yazmamıştı, ama özgürlüğüne kavuştuktan sonra bir halk ozanı olarak sokaklarda anlattıkları daha sonra dilden dile aktarılarak çoğaldı. Fabllarında en çok karga, tilki, köstebek, leylek, kurt, aslan, baykuş, tavşandan söz eder. Ona mal edilmiş masalların en eski derlemesi, MÖ 4. yüzyılda Phaleros'lu Demetrios tarafından hazırlanmış, bu derleme daha sonra, MS 1. yüzyılda Latince olarak Phaedrus, Yunanca olarak Babrios tarafından yeniden kaleme alınmıştır.
Ünlü düşünür Aristo şu öyküyü aktarır: “Ezop yolsuzluktan yargılanan bir politikacıyı mahkemede şöyle savunur: Bir tilkinin, başı pirelerle derde girmiş. Dostu kirpi de “Seni pirelerden kurtarayım mı?” diye sormuş. Tilki, 'Hayır, bu pireler doydu. Artık fazla emmiyorlar. Onları kovalarsan, yerlerine yeni, aç pireler gelir.' demiş". Sonra jüriye dönerek "Dolayısıyla saygıdeğer jüri üyeleri, müvekkilimi cezalandırsanız, yerine onun kadar zengin olmayan birileri gelir ve sizi daha da beter soyarlar."
Masallardaki olaylar herkese uyarlanabilir, masalın sonunda verilen dersler ise herkes için yararlı niteliktedir. Antik çağ kaynakları Ezop'un Delphoi’ye yaptığı bir yolculuk sırasında cinayete kurban gittiğini yazarlar. Böylece Frigyalı özürlü kölenin kendisi de giderek bir masal kahramanına dönüşür. Fransız yazar Jean de La Fontaine, Ezop'un fabllarından esinlenerek kaleme aldığı fabllarıyla tanınır. Fabl türünde yazan diğer yazarlar arasında James Thurber ve George Orwell sayılabilir.
Macit Yılmaz’dan yeni bir öykü: GÜVERCİNİN KANADI
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.