34,2792$% 0.1
37,7051€% 0.26
44,8917£% 0.12
2.902,65%-0,23
2.629,93%-0,47
9.031,95%0,00
28 Haziran 1958 tarihinde İçel’in Mut ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada gördü. 1981 yılında Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu, Grafik Bölümü’nü bitirdi. 1986 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Sanatta Yeterlik Doktorası’nı tamamladı.
İlk karikatürü 1973 yılında Hey Dergisi’nde yayımlandı. Hürriyet Gösteri, Düşün, Güldiken, Adam Öykü, Karikatür, Milliyet Sanat, Temmuz, Diyojen, Sıfır, Çarşaf, Dünya, Bizim English, Beyazperde, Geniş Açı, Posta Kutusu vb. dergi ve gazetelerde çizgileri, desenleri ve yazıları yayımlandı.
1981-1985 yılları arasında çeşitli reklam ajansları ve yayınevlerinde grafik tasarımcı ve sanat yönetmeni olarak çalıştı.
1985-1990 yılları arasında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak bulundu. 1990-2000 yılları arasında reklam ajanslarında sanat yönetmeni ve yaratıcı yönetmen olarak çalışmalarını sürdürdü.
Çeşitli yayınlarda karikatür ve sanat üzerine yazılar yayımladı. Ulusal ve uluslararası yarışmalarda çeşitli derecelerde yirmi dokuz ödül kazandı.
1983 yılında Şahin Kaygun ile birlikte açtıkları ortak sergiden sonra, Çizgilerle Sanat İnsanları, Çizgilerle Sanat Kadınları, Çizgi İnsanları, Sanat İnsanları, Şiir İnsanları başlıklı Türk karikatüründe ekol olmuş portre sergilerini ve Grafik Mizah Sergisi, Çizgili Fotoğraflar gibi karikatürün grafik sanatı ve fotoğrafçılıkla bütünleştirildiği kendisiyle özdeşleşen sergiler açtı.
Tiyatro afişlerinden albüm kapaklarına, amblem ve logotype çalışmalarından kitap kapakları, dergi tasarımları, basın kampanyalarına kadar birçok basılı malzemenin grafik tasarımlarını gerçekleştirdi. 2000 yılında Karikatürcüler Derneği tarafından Nasreddin Hoca’nın Torunları dizisinden yayımlanan “Niçindekiler” adlı albümü yayınlandı. Bazı eserleri Gabrova Güldürü Merkezi ve Varşova Afiş Müzesi’nde bulunmaktadır.
Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Öğretim Üyesi (Yrd. Doç.) iken 22 Temmuz 2004’de İstanbul’da yaşama veda etti.
Ölümünden sonra Fotoğrafevi tarafından “Ne Janti Abimizdin Sen” adlı armağan kitap yayınlandı.
NECATİ: İNSAN SICAĞI
2001 yılının başlarında Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı’nın düzenlediği Burhan Solukçu Karikatür Yarışması’nda seçici kurul üyesi ve yarışma koordinatörüydüm. Dernekçe seçici kurul için önerilen kişilerden biri olan Necati Abacı ile bu vesileyle tanıştım. Önce telefonda, daha sonra iki kez yüzyüze görüşmemiz oldu.
Yarışmayı ilk kez kendisine duyurduğumda, bu yarışma için adının seçici kurulda olmasına çok sevindiğini ve Burhan Solukçu’nun yaşamının kendisinde hep bir hüzün uyandırdığını söylerdi. Bunun nedeni de Solukçu’nun ölümüyle ilgili olarak bir gazete okuduğu küçücük bir haber: “Bir sanatçı veremden öldü!”
Yarışmanın ödül töreni için kendisini Zonguldak’a davet ettiğimde, yakın dostu Merih Akoğul ile çıkıp geldi ve ödül töreni öncesinde yapılan anma programında da çok güzel bir konuşma yaptı.
Bu kez 2003 yılında, Burhan Solukçu kitabı üzerine çalıştığım sırada kendisine takıldım: “Bu kitapta mutlaka bir Necati Abacı portresi olmalı.”
“Çok sevinirim”, dedi ve bana gerçekten müthiş bir Solukçu portresi gönderdi. Solukçu’nun madenci kimliğini de yansıtan, kömür kalemle yaptığı portreyi kitabımda değerlendirdim ama ne yazık ki Necati bu kitabı göremedi.
Portreyi ilk elime aldığımda telefona koştum ve “yine bir Necati klasiği döktürmüşsün” dedim. Biraz mahcupça “Ee, yaptım birşeyler, umarım beğenirsin” dedi. Beğenmek ne kelime, o portre benim arşivimin en değerli köşesinde duruyor.
Ölüm haberini gazeteden öğrendim. Fotoğrafını gördüğümde yine bir yerlerden ödül kazandı diye düşündüm. Ama işin aslını öğrenince beynimden vurulmuştum.
Ölüm bir adama bu kadar mı yakışmaz?
Kürşat Coşgun
DOĞAN HIZLAN ANLATIYOR
Necati Abacı’yı yakından tanıyanlar, bir sanatçının alçakgönüllülüğünün, zarafetinin ne olduğunu onda görmüşlerdir. Ben kendisini ilk gördüğümde, çizgisi kadar güleç yüzü dikkatimi çekmişti. Portre çalışmaları da bence ustalık mertebesine erişmiştir. Genç yaşında kalemini bırakıp gittiğinde ardında bıraktığı dostları onu unutmadı. Sevenleri, ailesi onun hakkında yazdılar ve bu yazılardan oluşan kitaba da Haydar Ergülen’in Ne Janti Abiydin Sen yazısından esinlenerek Ne Janti Abimizdin Sen başlığını koymuşlar. Dostları onun unutulmamasına katkıda bulunmuşlar. Eserlerini, kimliğini, dostluğunu, insanlığını bir bir anlatmışlar. Birçok yazarın, sanatçının portresi benim göz belleğimde öylesine yer etmiştir ki, onun çizgileriyle bakarım o insanlara.
TURHAN SELÇUK ANLATIYOR
Abacı evime her gelişinde kocaman bir çiçek demetiyle kapıdan içeri girer, nasıl yardımcı olabileceğini sorardı. Dost canlısıydı, grafik mizahın tutkunuydu, alçakgönüllüydü.
19 Mayıs 2004 tarihli Cumhuriyet gazetesinde onunla yapılmış bir röportajında son bölümünde şöyle diyordu: “Felsefe boyutu göz ardı edildiğinde bir açmaz vardır sanatçı için. Çağımızın en büyük getirisi çeşitli sanat dallarının gelişmiş olması; sinema, fotoğraf, karikatür, afiş tasarımını, çağın olanaklarını kullanıyorum, ama çağdaş bir sanatçıyım iddiasıyla değil.”
Abacı böyle düşünüyordu ama aslında o çağdaş bir sanatçıydı. Aramızdan ayrılığı gün, yine Cumhuriyet’te onun için şunları yazmıştım: “Çok değerli bir grafikçiyi, değerli bir mizahçıyı, çok değerli, bir arkadaşı, bir dostu genç yaşta yitirmenin acısı içindeyim. Necati Abacı, insanlara içtenlikle, sevgiyle yaklaşan, içi-dışı bir, ender insanlardan biriydi. O artık Türk mizah tarihinde çizgileriyle yaşamını sürdürecek.”
SEMİH BALCIOĞLU ANLATIYOR
Az ürettiği için sürekli kendisiyle dalga geçer ve hemen şu cümleyi söylerdi: “Semih abi, geçen hafta sonu yine Türk Karikatürü’ne iki katkıda bulundum. İki karikatür yaptım, daha ne yapayım?
Söylediği “Türk karikatürüne katkıda bulundum” sözlerine salt espri ya da özeleştiri geliştirmek olarak bakmamak gerek. Bunun içinde gerçeğin de bulunduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
Necati, s-o yılarda devamlı arayış içinde olan bir kimliğe büründü. Çizgisini, esprisini geliştirmek için harcadığı olağanüstü çabayı çok yakından bilenlerdenim. Gereken mesleki eğitimi de almış olduğu için, bu arayış mutlaka “Türk karikatürüne katkıda bulunmak”tır ki bulundu da.
Ömrü vefa etseydi çok daha ötelere gideceğine inanıyordum. Onu her zaman anacağız. Unutmamız gereken bir sanatçı. Her yönüyle genç arkadaşlara örnek olacak bir kişilik.
YILDIZ KENTER ANLATIYOR
Girdik salona. Başladık Dolaşmaya. Portreler, portreler… Tanıdık simalar. Kaç kez gördüğümüz ama aslında göremediğimiz nice nüansın, bir kalem, bir fırça darbesiyle zaptedilmiş, gerçekten gerçek çizgileri.
Ne kadar hoş! Ne kadar güzel! İdil Biret, Leyla Gencer, Aliye Berger ve niceleri…
Çok beğeniyorum bu Necati’yi ama ne tuhaf, içimde bir burukluk! Ben yokum aralarında. Birden Şükran’ın sesiyle irkildim: “Yıldız bak!” Aman yarabbi, ben! Yarım bir surat! Ama benden daha tam bir ben!
Necati’nin o gün bana yaşattığı o inanılmaz, o unutulmaz mutluluk!
SUNAY AKIN ANLATIYOR
Alçakgönüllülüğü, sevgi dolusu bakışları ve eserleriyle “sanatçı” sözcüğünün karşısına gönül rahatlığıyla yazacağınız bir addır, Necati Abacı.
Osman Hamdi Bey’in tablosundaki kaplumbağa terbiyecisinin ta kendisidir; tüm zorluğuna, ağır kabuğuna rağmen sorunların başından ayrılmayan, bilgisini, yeteneğini sabırla toplumu geliştirmek için kullanan bir aydın!..
Don Kişot gibi düşlerinin peşinden giden ve Kaptan Cousteau gibi bilgeliğin derinliğinde yüzen bir serüvenci.
Ben en büyük ödüllerimden birini Necati Abacı’dan aldım! Farkındaydım elbette, ama belli etmiyordum… Bir yemekte Abacı, önündeki kâğıda fotoğrafımı çekiyordu, kalemiyle… Necati Abacı gibi bir sanatçının bakışları yüzümde geziniyor, yüz hatlarımın melodisi kalemiyle dans etmesini sağlıyordu!.. Bundan daha güzel ödül olabilir miydi; Abacı beni çiziyordu!
Bakalım, bu güzel insanın yeni çizgilerinden uzak, kaç kişi eklenecek yüzümüze?
MERİH AKOĞUL ANLATIYOR
Yaşam garip bir tragedya gibi. Necati’yi düşündüğümde aklıma çoğunu unuttuğum, hatırladıklarım arasından da bazılarını seçtiğim bu sahneler geliyor. Yaşasaydı gerçekleştireceği birçok projesi vardı. Sergiler, albümler ve fotoğraf-karikatür birlikteliğiyle ilgili çalışmaları sürüyordu. O, zamanının önemli bir bölümünü yüreğindeki sevgiyi insanlarla paylaşmaya ayırdı. Onları her gün aradı, hatırlarını sordu, moral verdi, ricalarını gerçekleştirdi, işlerini yaptı. Geriye akalan zamanlarında da karikatürlerini çizdi, yazılarını yazdı.
Hayat geriye doğru anlaşılır ama ileriye doğru yaşanmalıdır. Necati bizlere yitip gitmekte olan insanlığın erdemli son temsilcilerinden biri olarak birçok işaret bıraktı. Kendisiyle en az bir kez konuşmuş olanlar veya yalnızca Geniş Açı’daki köşesini izleyenler de bunun farkındaydı.
CİHAN DEMİRCİ ANLATIYOR
“Her ölüm erkendir” denir ya hani, Necati’nin kaybı bu anlamda erken olmanın en derin acısını yaşatan kayıpların başında, sırf bu nedenle bile onu anımsayan belleklerde hep daha uzun yaşayacak sevgili Necati…
Sevgili Necati Abacı da hiç beklenmedik bir anda, henüz 46’sındayken, henüz en üretken, en olgun çağında, müthiş üretimler içindeyken uçup gidiverdi sonsuzluğa 22 Temmuz 2004’te… 1958 yılında Mut’ta doğan Necati Abacı, 46 yıllık kısacık ömrüne çok ciddi üretimler sığdırdı. Solaktı. Yaptığı işin kalitesini insan kalitesiyle birleştirebilen düzgün yüreklerdendi. Kimseyi kırmadan, dökmeden, içindeki iyi insanın, sakin uçuşuyla bir martı gibi süzüldü hep hayatlarımızın üstünde. Sakin bir martı gibi tepemizde süzülürken bize hep mutluluk ve keyif verdi dostluğu, arkadaşlığı. O ve onun gibi can dostların birer birer gittiği günlerden bu yana kayıp fırtınası tüm hızıyla sürüyor. İşin acı yanı da gidenlerin çoğu Necati gibi, çok yaşaması, aramızda olması elzem olan insanlar oluyor.
Kötü şeylerin yüceltildiği, kötülüklerin hasadı hep artan bu kara coğrafyada Necati Abacı gibi “insan solukları” her geçen gün daha fazla aranıyor… Necati Abacı gibi, gerçek sanatçıları tanımanın insana verdiği güç koruyor belki de sadece kalan son düzgün çizgi atma sevdalısı insanları…
Antik Mısır sembolleri: Bildiklerinizi unutun!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.