DOLAR

36,2388$% 0.35

EURO

38,0197% 0.32

STERLİN

45,6053£% 0.35

GRAM ALTIN

3.360,93%-1,10

ONS

2.885,16%-1,46

BİST100

9.877,59%-0,37

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul ORTA ŞİDDETLİ YAĞMUR
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Yollar trollerle aşınmaz

ad826x90
ad826x90
ad826x90

   Uzunca bir tünelin içinden geçiyorduk. Trenin vagonları tıklım tıklım dolu, oturacak yer bulduğun zaman tünelin çıkışında geçeceğin yerleri görme ihtimalin kalmıyor. Büyük sırt çantalarıyla yolculuk eden yüzlerce insan bu karanlıktan çıkmayı bekliyor. Kulaklıklar o en güzel şarkıya hazırlanıyor. Herkesin en güzel şarkısı kendine. Ben bir hayaletle yolculuk ediyorum. Bir mitolojik trol yanımda. Yürümeye başladığım zaman görünür oluyor. Ben durunca yok oluyor. 

ad826x90

   Koca dağı çevreleyen, bir tren geçecek kadar bir demiryolu var. Üstü uçurum, altı uçurum. Tünelden çıkıyor tren ve kuzeyin yatay ışıkları pencerelerden eskimiş deri koltukların sırtlarına, sırtların önünde duran suratlara sekiyor. Bir şelale var ileride. Tren mola versin, insanlar yolculuklarına kısa bir ara versin diye ahşaptan bir teras yapmış kuzeyliler. Duruyoruz. Kulaklıklarımı çıkarıp trenden iniyor, terasa yöneliyorum. Daha kimse korkuluklara ulaşmadan ilk ben varıyorum şelalenin yanına. Hayaletten trolüm yanımda benimle geliyor. Kısa boyu, turuncu sakalı, dik saçları ve dünyanın en güzel sesine sahip bir cüce. Sadece ben görüyorum onu. Şelaleden sıçrayan su damlacıklarının arasından güneşin yatay ışıkları geçiyor. Yolculuk trolüm bu ufak gökkuşaklarının arasından sıçraya sıçraya geçiyor. Bu defa ben durmama rağmen yok olmuyor, toz oluyor. Ta dağın tepesine sıçrıyor. Şelalenin nereden dökülmeye başladığı, nereye kadar indiği belli olmuyor. Terasın hemen dibinden, kirlenmesi mümkün olmayan bu gök suyu akıyor. Çantamdan plastik rakı bardağımı çıkarıp, rakı mataramdan bir tek dolduruyorum. Gök suyundan ekleyip bu eşsiz anı ölümsüzleştiriyorum. Kulağımda hayalet trolün muhteşem sesi, “içimde kırgın rüzgarların ayak sesleri.”

   Bir çığlık duyuyorum o anda. Azarlar havada uçuşuyor. Kendimi sakınmak için iki kolumu başımın etrafına sarıyorum. Vay benim dertli başım. Derken çok şanslı olduğumu anlıyorum; bir kahve fincanı dirseğimde, bir boş tabak arkamdaki duvarda patlıyor. İşitilmeyecek sözler işitiyorum. Boş gözlerle karşıya bakıyorum. Evdeki her şey uçuşuyor; sandalyenin bacağı, çatal kaşık setinin parçaları, minyatür kaktüs saksıları… Her şey başımın etrafından son sürat geçip duvara yapışıyor. En son bir terlik uçarken, pantolonumun kemerini bağlayarak kendimi evin dışına atıyorum.

   Bir belediye otobüsüne atlayıp Üçyol’a doğru atıyorum yorgun gövdemi. İzmir’de hava kararmaya yakın, kararmamak için inat ediyor. Etrafı sarmaşıklarla kaplı, kapısı zor belli olan camsız birahaneden içeri giriyor, sigara içilebilir avluda tek kişilik bir yer buluyorum. Patates kızartmasını sarmısaklı yoğurtla servis ettiklerini yan masaya gelen servisten fark ediyorum. Aynısından istiyorum. Garson yanına bira alacağımı düşünüyor. Ben rüyamdaki bardağın içinde yüzüyorum oysa. Gördüğüm son rüyadan kalan son sembol. Bir de trol vardı ama o buralara gelmez; İzmir’e onun sakalının kızılı yetmez.

ad826x90

   Rakımdan bir yudum alıyorum. Patatesi sarmısaklı yoğurda bandırıp bir lokma yerken gözüm sesi kapalı, kendi açık maç kanalına dalıyor. O sırada telefonum çalıyor. Daha önce hiç tanımadığım bir kadın sesi, içinde en ufak bir iyi niyet kırıntısı barındırmayan cümlelerle sağlı sollu ataklar yapıyor. Sus diyorum kendime içimden, illa bitecek bir noktada. Bitmiyor. Tam 41 dakika boyunca ağzımı açtırmıyor, telefonu kapatmıyor. Ömürlük bir sınavdan geçiyorum. Rakı ılınıyor, patatesler büzüşüyor, betim benzim atıyor. Telefonu kapattığımda o günkü ikinci boks maçından da hezimetle ayrıldığım gerçeği patates tabağından yüzüme sıçrıyor. Hesabı da geçiriyorlar. Tadım kaçıyor, hayat duruyor.

ad826x90

   Bir taksiye binip evin yolunu tutmaya karar veriyorum. Hangi evin bilmiyorum. Taksiciye eve gidelim diyorum. “Çevreyolundan mı abi” diye soruyor. En çevre hangi yolsa oradan git diyorum.

   Bir yaşıma daha giriyorum. 

ad826x90

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Hakan Çelik’ten karikatürler

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.