34,2756$% 0.3
37,5331€% -0.01
44,8411£% 0.02
2.931,16%1,46
2.657,40%1,06
8.876,22%-0,98
Volkan tüfünü işyerindeki odamda diğer taşların yanına bıraktım. Orada, gözleri akmışçasına duran yirmi kiloluk Tepegöz, Cabbar adını verdiğim baykuş tortusu ve Kızılderili totemlerini andıran, demirbağ aralarında kullanılmış ahşap fırçalar vardı. Kaplumbağa, insan eli, insan kolu, kulak ve çizme görünümünde ufak tefek taşlaşmış tortuları da biriktirir, staj için yanıma gelen öğrencilere hediye verirdim. Taşların ortak özelliği; ocak sularının içindeki madensel tortuların taş ve ağaç üzerinde birikip taşlaşarak çeşitli görüm almalarıydı. Taşların içindeki tercihim, Dilaver’de çöp kutusunun kenarına bırakılmış halde bulduğum milyon yaşındaki mağara dikitidir. Dikitin koparıldığı yeri bulup onu oraya asıl yerine yerleştirmek istedim ama önce yerini tespit etmeliydim. Gökgöl ve İnağzı mağaralarını bu amaçla gezdim. Dikitin Gökgöl Mağarası’na ait olduğunu düşünüyorum. Pandemi süresi geçtiğinde onu ait olduğu yere bırakacağım. Fosil koleksiyonumun bir kısmını BEÜ Maden Bölümü’ne, bir kısmını da Maden Müzesi’ne hediye ettim. Diğerleri ise çuvalın içinde kömürlüğün bir köşesinde duruyor.
Tepegöz ile mağara dikitini bulduğum zamanlarda tanışmıştım. O zaman Dilaver İşletme müdürlüğünde emniyet servisinde çalışıyordum. Dilaver ocağı ile Asma ocağını bağlayan aynı zamanda Asma işletmesininhava dönüş yolu işlevi gören 1 kilometreden uzun bir galeri vardı. Hava yolundaki göçükleri denetlemek amacıyla 2-3 günde bir kirli hava yolundan Asma ocağına +38 kotuna iner oradan işçi faytonuyla dışarı çıkardım. Tepegöz’ü orada sulak bir akarın içinde buldum. Onu bağ demirlerinin arasından zorla koparıp aldım ama az kalsın bedelini kötü ödeyecektim. Sanki orayı Tepegöz tutuyormuş. Oradan uzaklaşınca demirbağ arasının büyük bir gürültüyle göçtüğünü gördüm. Taşı kucağımda faytona getirirken kan ter içerisinde kalmıştım. Faytondaki işçiler bıyık altından Tepegöz’e gülüyorlardı.
Volkan tüfü (Volkan); mağara dikiti, Tepegöz ve Cabbar’ın yanında kendisine gösterilen ilgiden memnundu. Bir gözü, geniş pencerelerin ardında sürekli yeraltına inip çıkan kuyu kafesinin içindeki madencilerde, diğer gözü ise binanın içinde dolanan memurların üzerindeydi. Gece vardiyasına gelen arkadaşım; “Gözleri sürekli üzerimizde; şöyle adam gibi oturup yorgunluk gideremiyoruz. Onun için masa örtüsü ile üzerlerini kapattım, diyordu.
Sonra bazı kömür fosilleri ile birlikte Maden Mühendisleri Odası’na geçip duvar dibinde sergilendi. Burada uzun süre yazar ve çizer söyleşilerini dinleyince bohem takılmaya başladı. Kendisini kömür fosilleri gibi yüz milyonlar yaşında sanıp hava atmaktan geri kalmıyordu. Duyduğuma göre sigaraya da mı başlamış ne? Sonra, mekan içerisi yeniden dizayn edilip boyanınca sırra kadem bastı.
Arayasın da bulasın!
Ters Dergi aracılığıyla buradan eve dön çağrısı yapsak mı acaba diyorum?
Kokularla zamanda yolculuk
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.