DOLAR

34,9739$% 0.16

EURO

36,7420% 0.28

STERLİN

44,1241£% -0.32

GRAM ALTIN

2.974,72%-1,04

ONS

2.647,78%-1,18

BİST100

10.125,46%0,66

İkindi Vakti a 15:23
İstanbul AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

SEÇİLMİŞ NEŞE

ad826x90
ad826x90
ad826x90

İlk yazını ne zaman yazmak geldi içinden? Peki ilk kendini açma ihtiyacını ne zaman duydun? Kendini ne zaman ifade etme gereksinimi hissettin? İlk sevincinde mi yoksa içinde tanımlayamadığın şeylerde mi? İşte yazma süreci veya daha kapsamlı ifade süreci nasıl başladı ise öyle devam eder düşüncesi var ya, bunun kalıpları arka planda da başka başka hep var: “7'sinde neyse 70'inde de o olur.” gibi kalıplaşmış deyimlerde. 

ad826x90

Peki zaten sen içinde o ana dek hep var olan şeyleri açık ettin desem nasıl düşünürsün? Sadece bunları yazıya veya ifadeye dökme motivasyonun alışkanlıklarının dışında bir süreçte oldu… Ancak bu değişen bir dinamik sen her hüznünde aktarım sağlarsan evet belki sonsuz bir aktarımın olur. Ancak sen neşeliliğine yabancılaşırsın, hüznünü tanıyamaz hale gelirsin çünkü bir duygu diğeri olmadan anlamsızdır. Bir düşüncenin oluşum süreci başka başka olaylara bağlıdır. Sen bunların hepsini es geçip belki yazı arasındaki birkaç cümlede anladın hatırladın bunları ancak temel bir unutmuşluk içindeydin. Sen tüm duyuların bütününü aktardın. Peki bunun için ilhamı hep neden hüzün içindeykene kanalize ettin?

Bu da bir nevi konfor alanı değil miydi? Düşünürün de bir konforu vardır, bazı konforlar hem konforsuzluk hissettirir belki de bunlardan kaynaklı aidiyetsiz o kadar yazara oturduğu her koltuk rahatsız gelip de konforlu bir koltuk aramaya kalkmıştır yerinden kim bilir? Belki de tek temellendiğimiz yer olan şu anı hep bir şeyler uğruna terk ettik… Kimimiz daha çok koltuk sahiplenmek için kimimiz de o koltuğu bulabilmek için. Yani dostum aslında özümüz hiç de ayrı ve farklı değil…

İster hüznünle aktar dışa vur kendini ister neşenle… Öyleyse neden neşeli vurmayasın kendini dışa; içte kendini yerden yere vurmaktan sıkılmadın mı? 

ad826x90

Voltaire’in sorusu gibi: “Bu dünyada insanın en önemli kararı: Neşeli olsam mı, olmasam mı? kararıdır.”

ad826x90

Şimdi bu farkındalık ile yerleş o koltuğuna, nasıl da rahatmış aslında değil mi?

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

DON JUAN ve YOLCU

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.