38,8269$% 0.05
43,7239€% 0
51,9515£% 0.07
4.095,17%1,63
3.276,28%1,45
9.514,01%-1,60
Bugün size Amerikan edebiyatının en tuhaf kahramanlarından biri olan Bartleby’den bahsetmek istiyorum. Aranızda onu tanıyanlar mutlaka vardır. Eğer henüz tanışmadıysanız da işte size fırsat! Eminim tanıyınca onu çok seveceksiniz. Ya da çoktan biraz az…
Wall Street’de, kapitalizmin göbeğinde bir avukatlık bürosunda işe alınır Katip Bartleby. Şık giyimlidir, saygılı, sakin ve sessizdir… İlk üç gün harıl harıl çalışır, kopyalanması gereken tüm belgeleri hızla yazar da yazar… Hiç de sesi çıkmaz, yemek bile yemez, arada bir zencefilli kurabiye atar ağzına.
Üçüncü gün işveren avukat ondan bir iş ister. Ve işte o gün hazin sonun başlangıcı olur. Çünkü Bartleby şu cevabı verir: “Yapmamayı tercih ederim…”
Ne güzel değil mi? Patronuna, bu işi yapmamayı tercih ederim diyen bir eleman. Kıskandık mı şu an Bartleby’yi? Öyleyse devam edelim…
Avukat bu duruma şaşırır elbet. Birkaç defa işin yapılması gerektiğini söylese de aldığı yanıt hep aynıdır: “Yapmamayı tercih ederim.”
Esasında Bartleby çoğumuzun olamayacağı kadar şanslıdır bu noktada. Biraz daha kıskanalım! Çünkü avukat, hayatında böyle bir karşılık duymamasının verdiği şaşkınlıkla ne yapacağını bilemez bir halde olduğu yerde kalır. Günler ilerledikçe ve Bartleby verilen her işi yapmamayı tercih ettikçe hemen kovulmasını beklersiniz normal şartlarda… Üstelik bir süre sonra tamamen işi gücü bırakır ve bütün gün duvara bakmaya başlar. Bunun sonucunda da kovulur tabii… Ama bu kez de gitmemeyi tercih eder!
Avukat, Bartleby’nin kalacak bir yeri olmadığını anlar, ona maddi yardımda bulunmak ister, ama tahmin ettiğiniz gibi Bartleby paraya karşıdır. Pardon o Bartleby değil, Mandıra Filozofu’ydu 🙂 Bizim kahramanımız parayı almamayı tercih eder. (Burada, gözbebekleri yukarı doğru bakan bir emoji olduğunu hayal edelim.)
Sanırım, ilk direnişinde; “Vay be nasıl da cevap verdi” diyerek kıskanmış olsak da kendisini, şu an bir hüzün çöktü yüreğimize değil mi? “Yürü be koçum”dan, “Yapma be Bartleby’ye” geldik gibi hissediyorum.
Sonrasında ne oldu derseniz, gitmedi Bartleby bürodan. Ama avukat topladı bütün büroyu ve gitti. Çünkü artık gelen misafirlerin yanında Bartleby’nin varlığı ve hiç bir iş yapmaması kendisini çok rahatsız etti. Yine de kızmadı bağırmadı. Bekledi aslında kavga çıksın, elle tutulur bir sebep olsun da polis çağırıp göndereyim buradan şuncağızı diye. Ama beklediği olmadı, kavga çıkmadı, çünkü Bartleby sinir bozucu derecede sakindi.
Öykünün sonuna doğru Bartleby ile ilgili bir takım duyumlar alsak da, tam olarak neden böyle bir direniş içinde olduğunu bilemiyoruz. Aslında Katip Bartleby nasıl enteresan bir kahraman ise avukat da bir o kadar enteresan gördüğümüz kadarıyla. Bu sabrı Eski Ahit’ten aldığını söyleyebiliriz. Der ki orada; size yeni bir buyruk veriyorum, birbirinizi sevin.
Herman Melville’in yazdığı Katip Bartleby, üzerinde düşünülmesi gereken bir öykü… Sisteme, kapitalizme karşı bireysel bir başkaldırı olduğunu söyleyebiliriz. Eser 1850’lerde yazılmış ve Kafka, Camus gibi yazarlara da ilham olmuş. Hatta bazıları Bartleby’yi birazcık Gregor Samsa’ya benzetiyor. Ama ben Samsa’ya değil, bizim evdeki iki adet Z kuşağı mensubuna daha çok benzetiyorum kendisini… Ve söylenen her söze direnişini.
Başta hepimiz Katip Bartleby olmak istedik belki, ama sonunda işler öyle olmadı… Tabii ki nasıl bittiğini yazmayacağım.
Ayrıca bir Boğa burcu insanı olarak “Keşke biraz yemek yeseydin be Bartleby” demeden geçemeyeceğim. Sanırım kendisi Oğlak’tı; yoksa bu kadar inadı hangi bünye kaldırır? Avukatın hangi burç olabileceğini tahmin etmek isteyen var mı? Ya da tahmin etmemeyi mi tercih edersiniz?
Sevgiler, tüm gizli Bartleby’lere…
Ayşegül Aşı Oluyor!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.