Emekli rakçı

“Şey değil mi şu?”
“O, o ta kendisi…”
“Amma değişmiş. Göbeklenmiş.”
“Hatun ne bombaydı ya, Kemancı dönemi zirvedeydi.”
“Yine birası önünde bak, bira göbeği yapmış.”

(Eşşşoleşek, duyuyorum lan. Alt tarafı arka masadayım. Adamlar magazin seyrediyor gibi hakkımda konuşuyolar. Ben de kendi kendime konuşup, sinir oluyorum. )

“Bak o göbekte piercing vardı hatırladın mı? Bi de sırtı boydan boya dövme. Dövmeler gerilip kalmıştır herhalde. He heee.”

(Yuh be! Öküzler. Hayattayım ulan. Sanki öldüm de gömüldüm. Gömüldüğüm doğru da… Şu an onların masasında.)

“Gıdı mıdı da çıkmış, salmış…” 

(Alnıma botoks, dudağıma dolgu yapaydım, spor salonlarından çıkmayaydım di mi Allahsızlar. Sonra da protest, rakçı severler. Kendileri gelip rakı içerler. Bi izin verseler de herkes gibi yaş alabilsek.)

“O değil de yaşlandık lan. Sevdiğimiz rakçılar kadayıf oldu abi baksana ya.”
“Öyle deme be. Gene de kadın bi şarkı söylesin, yenilere taş çıkartır.”
“Orası öyle. Niye söylemiyo ki? Küsmüş mü piyasaya?”
“Ne biliim emekli olmuştur.”
“Rakçının emeklisi mi olur yahu? SSK’lı mı, Emekli Sandığı’na mı bağlı?”

(Ulan ağzımızın tadıyla yaşlanamıyoruz bile be. Madara olduk durduğumuz yerde. Bi huzur yok. Kalkıp gideyim bari.)

“Garson, hesabı alayım, bi de arkadaki iki rakçı arkadaşa birer duble rakı. Benden.”
“!!!!!!!”
“Hadi gençler, iyi geceler…”

İllüstrasyon: Beste Köker