DARBIMESEL
Yabancıların atasözleri bana oldum olası tuhaf gelmiştir. Atasözü gibi değiller, ne biliyim sanki böyle olmamış gibiler. Ya biz, bizimkilere çok alışmışız ya da gerçekten bunların atalarında bi tırtlık var; “Kadın çalındıktan sonra duvara asılacak bir keman değildir” ne bu şimdi? Bunların ataları keman çalıyor zaar. Bu laf robdöşambrlı birinin, elinde viski kadehiyle şöminenin başında söylediği bir laf gibi.
Ya da “Savaş, barışın sağladığını yıkıp gider”… 3-C sınıfından Helga arkadaşımızın kompozisyonunun son cümlesini dinledik. Çok aceleye gelmiş. Bir başkası; “İki avukat arasında kalan çiftçi, iki kedi arasında kalan balığa benzer” adamların kırsal ataları bile anlaşmazlıklarını yargıya taşımışlar.
Büyük prodüksiyon. Atasözü dediğinin içinde saman, akçe, göl, eşek filan olur. İçinde keman, viyolonsel obua, avukat, sulh ceza hakimi, orkestra şefi geçen atasözü olmaz olsun!
HİLELİ BAL
Siz hiç bal satılmayan bir yer gördünüz mü dostlar? Bir ürün her yerde mi satılır! Ben balcı olsam gücüme gider. “Meslek iyice ayağa düştü” der bırakırım. Eline fotoğraf makinesi alanın fotoğrafçı olması gibi (photo by Cemşit Davaroğlu) herkes balcı anasını satayım!
Koç Holding’in girişindeki bankonun üstünde kavanoz kavanoz bal görsek garipsemeyeceğimiz bir duruma geldi. Bu arada siz orada burada bal satanlara bakmayın onlar hileli bal satıyorlar. Eğer gerçek Karakovan petek balı istiyorsanız alttaki iletişim kısmından ya da mailimden bana ulaşabilirsiniz. Siirt’ten bir akrabamız getiriyor.
0 Yorum