Rüyaların dilinden anlamak

Rüyalarla aramda garip bir ilişki var. Genelde gördüğüm rüyalar ya mesaj şeklinde ya da birebir çıkar. Hatta bana ilham perisi olarak görünüp hikaye yazdırmışlığı bile var. Hem de bilim kurgu türünde:) O yüzden şimdilerde ne rüya görsem günlüğüme not alıyorum.

Bazı kişilerle ilgili rüyalarım ilginç bir şekilde aynı gün ve neredeyse aynı şekilde çıkıyor. Bu beni bazen ürkütmüyor değil. Mesela geçen haftalarda bir arkadaşımı gördüm. Bir tekne turundaydık. Bir de yıllar önce birlikte çalıştığımız başka bir arkadaşımız da aynı teknedeydi. Gördüğüm rüyayı kendisine anlattım. Çoktandır görüşmüyorduk. Hayatındaki gelişmeleri söyledi. Daha da ilginci, rüyama giren o ortak arkadaşımızla birkaç güne kadar görüşeceğini… Nedendir bilmem o arkadaşımla ilgili gördüğüm bütün rüyalar birebir çıktı. Belki aynı burçtan olduğumuz için, kim bilir!

Yıllar önce bir rüyamda bütün gece Minerva kelimesi dolaşıp durmuştu beynimde. O zamanlar anlamını bilmiyordum. Uyanınca bakmıştım. Etrüsk mitolojisindeki hikmet, akıl, savaş, sanat, okul ve ticaret tanrıçasıymış. Roma mitolojisinde de adı geçiyormuş. O rüyayı gördükten birkaç yıl sonra, yurtdışındaki bir müzede gezerken heykeli çıkmıştı karşıma… Rüya yüzünden araştırdığım için heykeli daha bilinçle inceleyebildim tabii… Böyle de bir yararı oldu.

Geçen gün gördüğüm rüyamda bütün gece imrahor kelimesi dolaşıp durdu beynimde. Sabah kalkar kalkmaz baktım. Benim aklımda bir semt ismi diye kalmıştı. Doğruymuş. Arnavutköy’de bir semtin adıymış, aynı zamanda da padişahın atlarına bakmakla görevli kimselere imrahor deniliyormuş. Hatta Kim Milyoner Olmak İster’de sormuşlar, öyle de düşmüş internete. Şimdi merakla bekliyorum bakalım nerede karşıma çıkacak diye.

Bir de sık sık rüyalarıma giren bir konu var: Ev değiştirmek. Bir versiyonunda, bir önceki eve geri dönüyorum. İlk doğduğum eve kadar geri gideni de var, sadece bir öncekine de… İkinci versiyonda daha önce hiç bilmediğim bir eve taşınıyorum. Ama bir odasını açtıkça daha fazla oda çıkıyor karşıma… Her oda, iki üç ayrı odaya açılıyor. Belirli dönemlerde bu rüyayı çok sık gördüğüm için uzmanını bulsam da sorsam diyorum bazen. Belki bilinçaltımın kilitli bir köşesini aydınlatacak bana… 

Taşınma rüyasından sonra en çok gördüğüm rüya ise ucu bucağı olmayan denizde yüzmek. Bazen bu deniz karanlık ve korkutucu oluyor, bazen de aydınlık; ferahlık veriyor. Eminim bu da bilinçaltımda bir yeri işaret ediyor. Kim bilir, belki bir gün anlamlarını çözerim.

Ha bir de, ne zaman rüyamda bir deprem görsem, siyaset dünyasından bir yıldız kayıyor. Süleyman Demirel ile Rahşan Ecevit’in ölüm haberlerini aldığım iki günde de deprem rüyası görüp uyanmıştım. En azından rüyamda deprem görünce gerçek deprem olmuyor.

Rüyamdaki ilham perilerinin yazdırdığı hikayemi “Benden size bir tavsiye… Rüyalarınızı çok da yabana atmayın. Onlar size çok şeyler söyleyecektir” diye noktalamıştım. O tavsiyeye de bugüne kadar uydum. Bana anlatacakları yeni mesajları bekliyorum.