34,0776$% -0.02
38,0978€% 0.2
45,3110£% 0.2
2.801,64%-0,01
2.558,75%0,02
9.774,49%0,17
Edebiyatımızda rakıya methiyeler dizen onca yazarın aksine Ahmet Haşim tam bir rakı düşmanıydı. Yanlış anlaşılmasın, alkole değil sadece rakıya karşı tepkisi vardı Haşim’in. 2 Kasım 1926 tarihli İkdam gazetesinde yayınlanan “İçkiler” başlıklı yazısında, rakıseverler için pek de yenir yutulur laflar etmiyor üstelik. İhtimal ki bir meyhanede söylense kavga çıkaracak sertlikte ithamlar. Bakın rakıcılara neler demiş Haşim!
İçkiler
Gerçi bütün sarhoşluk veren içkiler alkolden yapılır. Bu itibarla hepsi de birbirinden farksızdır, fakat bana öyle geliyor ki, bunların uzviyet üzerinde tesirleri başka başkadır. Sanki hepsinin ayrı birer maneviyatı ve ayrı birer çehresi var.
Böyle bir farkın mevcut olabileceği fikrini bana veren rakı sofralarının halidir.
Sanki rakı, mideye girince, orada makul iştihalar yerine birtakım delice arzular uyandırıyor.
Rakı, kadehler içinde bulanık rengini göstermeye başlar başlamaz, masa etrafındakilerin ağzı birden, soğan, sarmısak, turp, pastırma, turşu, tuzlu balık ve buna benzer şeyler çiğnemek arzusuyla salyalanmaya başlar.
Bir rakı sofrasında iştihayı uyandıran etler hangileridir? Hayvan leşinin hep yenilmemesi, atılması lazım gelen kısımları, işkembe, bağırsak, ciğer vesaire. Böyle zarafetsiz bir oburluk uyandıran yalnız rakıdır.
Şarabın arkadaşları meyvelerdir.
Viski, olsa olsa ancak tuzlu bademle içilebilir.
Hatta yemekten evvel veya yemekten sonra alınan birçok içkiler insanda maddiyatı hasfeder gibi içmek arzusundan başka her türlü mide arzularının ağzını kapatır.
İçkiler içinde aksülamelleri bedii manada hiç güzel olmayan rakı olsa gerek.
(İkdam, 2 Kasım 1926)
Müge İplikçi’den: Kalpten Seven İnsanlar
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.