34,7632$% 0.1
36,5332€% 0.04
44,1114£% 0.21
2.948,24%0,19
2.638,70%0,09
9.681,11%0,30
1992… Şark görevi için Erzincan'da üçüncü ve son senem… Görevim süresince iyi işler yapmışım, iyi ilişkiler, arkadaşlıklar, dostluklar kurmuşum. Mutluyum, herkes mutlu.
Askeri hastanede Pendikli KBB Doktoru asteğmen bir arkadaş vardı. Oturduğumuz mahalleden ortak tanıdıklarımız, arkadaşlarımız olunca mesai saatlerinden sonra akşamları da sık sık görüşür kafaları çekerdik. Bir gece içerken sigara dumanının burun deliklerimden çıkışının farklı yönlere olduğunu görmesi üzerine "burnunda et var bir ara gel alayım" dedi. Olur diyerek geçiştirdim.
Her görüşmemizde konuyu açtıkça korkudan "İşlerim yoğun, önümüzdeki hafta gelirim" diyerek geçiştiriyordum ki birkaç gün sonra telefon etti. "Sevk yazısını al gel. Terhisim yaklaşıyor, uzatma bitirelim şu işi" dedi. Gönülsüz tamam dedim. Sabah sevk alıp gittim, yarım saat sürdü işlem. Ameliyat ettiği hastaları 2 güne taburcu edip, bir hafta istirahate gönderirken, beni 10 gün hastanede yatırıp 30 gün de istirahat verdi.
Akşam bekar evimde kafaları çektik, sabah otobüsle İstanbul'a yola çıktık, İstanbul'da hemen her gün görüştük. Yirmi gün kadar sonra kardeşlerimle birlikte sinemaya gittik (Evde Tek Başına). Eve döndüğümüzde annem televizyon karşısında hıçkırıklarla ağlıyordu, sordum "Erzincan'da deprem oldu, binlerce ölü var" dedi.
Cep telefonu henüz yok, İki gün kimseye ulaşamadım, bilet alıp Erzincan'a döndüm. Şehir harabeye dönmüştü, perişandı. Sonra gezinirken farkettim ki deprem olduğu saatlerde Erzincan'da olsaymışım evim hariç bulunabileceğim tüm mekanlar yıkıldığı için ölmüş olacakmışım, tümü yıkılmış.
Gece içerken aklıma geldi, teşekkür etmek için Pendik'deki evini aradım, annesi açtı telefonu, "Ah evladım, dün trafik kazasında kaybettik" dedi tek bir kelime edemedim. Aklıma geldikçe deprem haberi aldıkça kalakalıyorum.
Saçma salak anılar
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.