DOLAR

37,9996$% -0.03

EURO

41,2750% -0.03

STERLİN

49,3931£% 0.04

GRAM ALTIN

3.674,90%-0,07

ONS

3.011,98%0,01

BİST100

9.299,36%2,82

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul KAPALI 14°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Sen misin evlenen!

ad826x90
ad826x90
ad826x90

1995 İstanbul… Evlenmeye karar vermişiz. Dragos’da Adalar manzarası karşısında evlilik teklifi etmişim. Kız isteme faslını geçmiş, istihkakım olan tuzlu kahveyi içmişim, nişanlanmışız. 

ad826x90

Birkaç ay sonra evlilik hazırlıkları başladı. Altın, kolye, bilezik vs alımı için ertesi gün erkenden Kapalıçarşıya gidilecek. Gece arabam arıza yaptı. Kurtköy’ün ilk oto galerisi olan çocukluk arkadaşım Kıvırcık Memeti arayıp durumu anlattım, yarına araba lazım dedim. “Levo üç araba var, ikisini almaya gelecekler ama adamın biri Sultanbeylide imamım deyip çalıntı arabayı bize kitledi. 3 aydır getir götür için kullanıyoruz, o var” dedi. “Olur sıkıntı yok. Polis kontrollerinde askeri kimliği gösterince bakmıyorlar nasıl olsa” diyerek sabah arabayı aldım. Benim arabanın anahtarını da baktırmaları için galeriye bıraktım.

Nişanlımı, ablalarını kız kardeşimi alıp karşıya geçtik, küçük kız kardeşimi de Beyazıtta kaldığı yurttan aldık. Arabayı katlı otoparka bıraktım. Alışveriş saatlerce sürdü, öğlen yemeği, kahve molası filan akşam oldu, hava karardı, işimiz anca bitti. 

Otoparktan çıktık, Galata köprüsüne doğru giderken bizi sollayan arabalar korna çalıp işaretle bir şeyler anlatmaya çalışınca sağa çektim. Arabanın her yanından buharlar, dumanlar çıkıyordu. Sarayburnundan U dönüşü yapıp feribotla Harem’e gitmeyi planladım. Feribot beklerken, önümüzde kaynamış mısır satan adama radyatöre su koymak için su nerden bulabilirim dedim. Denizi gösterdi, “sudan bol ne var” diyerek sarı plastik kovasını verdi. Akıllıca…

ad826x90

Eğilip kovayı kenardan denize daldırdığım an yosunlar sebebiyle kayganlaşan zeminde, kundura olan ayakkabılarımın ikisi birden kaydı, denize düştüm. Cebimde paralar, databank… Kolumu kaldırınca rıhtımın zeminine yetişemiyordum, seslenince sesimi duyan sağa sola bakıp kimseyi göremeyince yoluna devam ediyordu. İleriden rıhtıma yanaşacak gemi geliyordu. Bana bir saat gelen beş dakikadan sonra “Aşağı bak” diye seslendiğim biri yukarı çekti.

ad826x90

Kovayı alıp radyatöre su koydum, birkaç kez de motora azar azar su döküp soğuttum. Arabanın arkasında  elbiselerimi çıkarıp yeni alınan eşofmanları giydim. Haremden Kıvırcık Memeti aradım, Galerideymiş, usta alıp geldi. Radyatör hortumu patlamış, onardılar.

Düğünden önce çeyiz serilecekmiş. Babama “Görevdeyim, öğleden sonra izin alır gelirim” dedim, Babam mahalleden bir minibüs ayarlamış, kadınları alıp Ataköy lojmanlarına sabahtan getirmiş, işe başlamışlar. Öğleden sonra ben de katıldım, tamir işlerini yaptım, yemek almaya gittim filan. Saat 17 gibi minibüsün şoförü babama “Belediyede çalışıyorum altıda görevde olmam lazım demiş, Babam da “İş bitmedi, anahtarı bırak Levent getirir” demiş. Bana da “Minibüsü sen sürebilirsin değil mi?” diye sordu, “Sürerim dedim. Şoför anahtarı bırakıp gitti. Saat 19 gibi iş bitti, herkes arabaya indi, en son ben dairenin kapısını kilitleyip indim. Park yerinde minibüs arıyorum yok. Seslendiler, baktım 36 kişilik otobüse doluşmuşlar.

Ben bunu süremem, ehliyetim B sınıfı dediysem de babamın ısrarı sonucu “Sahil yolundan yavaş yavaş sür, bişe olmaz” sözüne istinaden direksiyona geçtim. Kumkapı’ya geldiğimizde bize yeşil yandığı halde, kavşakta polis olduğu halde, U dönüşü yapılmaz trafik işaretine rağmen bir minübüs şak diye dönüverdi. Minibüse çarpmamak için direksiyonu sağa kırdım. Fren, korna, kaldırıma çıkıp trafik ışığı direğini altıma aldım.

ad826x90

Polis telsizle durumu bildirdi, bir sonraki ışıklarda minibüsü durdurmuşlar, Babam otobüsten inip koşmaya başladı, ben arkasından fırladım. Babam şoförü yere yatırıp vurup küfrediyordu, elinden zor aldık. Kadınları taksilerle eve gönderdik. Trafik polisi geldi, tutanak tuttular. Otobüsü otoparka çektim, gecenin bir yarısı eve döndüm.

Sonra evlendik.

Bu durumlar, eşimle kavga ettiğimizde, “Bizim evliliğimizi Tanrının bile istemediğini, bunu anlamamız için başımıza her türlü melanet getirdiğini ama aptal kafamızın anlamadığını söylemek haklı olan tarafın kullandığı bir klişeye dönüştü.

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Roza

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.