34,8028$% 0.33
36,8774€% 0.17
44,4850£% 0.27
2.946,33%0,41
2.627,68%-0,13
10.068,42%1,33
1990, Erzincan… İngilizce kursuna kayıt olan ev arkadaşlarım İrfan ve Ersin haber verdiler, ben de gidip kaydımı yaptırdım. Hafta sonları sabah erkenden çıkıyorduk. Öğrenci gibi ders görüyorduk, öğleden sonra da dersimiz bitiyordu. Cumartesi 5 ders, pazar 5 ders…
Deli gibi İngilizce öğreniyor, birbirimizle evde kimi zaman İngilizce konuşuyorduk. Yaklaşık bir yıl kursa gittik. Kursa gittiğimizi, iyi şeyler yaptığımızı öğrenen yaklaşık yirmi astsubay da kursa yazıldılar. Hoca çok iyi biriydi. Sınıfımız on altı kişiydi, kız ve erkek sayısı yarı yarıyaydı. Ortam çok güzeldi, sevgili yapmalar, doğum günleri kutlamalar, birbirimize kantinden pastalar börekler çörekler ikram etmeler filan.
Bir yıl sonra seviye belirleme ve kur sınavı zamanı geldi. Kuru geçen sertifika alacak, devlet memuru olanlar bir sonraki kuru da geçerlerse dil tazminatı hak edecekler.
O dönem Erzincanlı bir kızla çıkıyorum ama sıkıntılarımız var. Gece sabaha kadar içmişim, sabah zar zor uyanıp kursa gittik. Soru kitapçıkları dağıtıldı, hoca alt kata indi, olduğum yerden kalkıp hocanın masasının üstündeki “Cevap Anahtarı” şablonu yazan şeffaf asetatı alıp hiç bakmadan optik forma aktardım, şablonu yerine koydum.
Benim yaptığımı gören arkadaş da benden kopya çekti. Sınavdan çıktım, benden sonra herkes birbirinden kopya çekmiş. Toplu kopyadan sınav iptal edilmiş, hepimiz kaldık. Aradan zaman geçti, yolda karşılaştığımız herkes ve ev arkadaşlarım ”Pis herif hep senin yüzünden bunlar başımıza geldi” der gibi baktılar bana ya da ben öyle hissettim.
1991, Erzincan… Hakem olmak isteyenlere kurs açılmış. Ev arkadaşlarım kayıtlarını yaptırmış, beni de ikna ettiler. Tüm maçlara bedava gireceğiz, haftada bir kez maç yöneteceğiz. İlk birkaç ay yan hakem olarak ama orta hakem olunca deli para kazanacağız. Üçüncü Lig, 2. Lig klasman hakemliğine yükselince her şey çok güzel olacak filan…
Üç ay boyunca kşamları mesaiden sonra 2’şer saat, hafta sonları da yarım gün statta ve spor salonunda hakemlik eğitimlerine katıldık. Eski hakemlerden, hocalardan işin püf noktalarını, puştluklarını öğrendik, anılarını dinledik. Sınava girdik, üç arkadaş da kazandık. Kazandıktan sonra iş bitmiyor, haftada bir antrenmanlara gidiliyor, performansa göre maç alınıyordu. Cumartesi günü ev arkadaşımıza amatör kümede yan hakem olarak maç verdiler, biz de izlemeye gittik filan…
Maçın sonlarına doğru ortalık bir karıştı, orta hakemi kovalamaya başladılar. Biz ev arkadaşımızı kolumuzu uzatıp tribünlere çekip kurtardık. Ortamı asker polis yatıştırdı, ama orta hakemi bayağı hırpalamışlar. O gün karar verdim hakemlik yaparsam m.ksinler diye…
Yıllarca hakem kimliğiyle maçlara girdim ama maç yönetmedim.
Kardelen
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.