Baluk satar gibi düşünce satayler

80’li yillarun ortalarinda ‘entelektüel’in ‘lektüel’ini sunnet edup attuk ve ‘entel’i yarattuk. Amaç, aydin olmiyan, şeklen oyle görinenleri, ‘miş’ gibi yapanlari tanımlamakti. Bizum Bertol Bireht yetmiş yil once ‘entelektüel sunnet’i çarpici bir tiyatro oyunuyla yapmişti: Turandot ve Aklayicilar Kongresi. 

Entelektüellerin bozulmasini (bilgisini, birikimini iktidara, sermayeye, imparatora satan aydınlari) anlatmak içun Almancada entelektüel anlamina gelen ‘intellektuell’ sozcuğuni  Tellekt-Uell-In’ şekline dönişturup, baş harflerinden TUI sozcuğuni turetmiş. 

Bu TUI’ler, sarayun hizmetindeydiler ve ulkede haksuzluk kol geziyken, bunlar ‘neden boyle olması gerektuğini’ anlatiydiler. Baluk satar gibi duşunce satan bu aydinlar, çürümenun kollayicisi olmiş ve maddi çikar uğrina yapmaduklari hokkabazluk kalmamişti. 

‘Tui’ler tarihun her döneminde karşumuza çikay; bazen Çin Hanedanini yalayler, bazen “Yetmez ama Evet” diyler, bazen Soros’tan fonlaniyler, bazen Turkçe Olimpiyatlari’na katiliyler, bazen bağli bulunduği holdingun kapisinda afkuriyler. Değişmeyen tek şey, hep Turandotlarini aklayler.

Kupa fetişizumi

Hazir konusi açilmişken fetişizumun billurlaşmış hâlinden bahsedeceğım; kupa fetişizumi. Misal, Sipor Toto Super Lig Kupasi; görünurde iki tane kulpi olan, 925 ayar gümüşten yapilmiş, piyasa değeri 60 bin lira eden bir metaldur. Normalde takumlarun bir deplasman maçinun masrafi bile bundan pahalidur. Kupanun maddi değerine dönup bakmazlar bile. 

Fakat 11 kiloluk bu gümüş kupa, üretildukten sonra insandan bağimsuz, özgür bir hayata kavuşmiştur. Bu kupayi sipariş veren federasyon yetkililerine ve oni kazanmak isteyen takumlara egemen olacak bir güce dönişmiştur. Fetişleşmiştur. 

Onun temsil ettuği şey artuk çok başkadur; gerçek değerinun bin kati kadar bir güce erişmiştur. TFF’nun şampiyon takuma verduği parayi ve Şampiyonlar Ligi’ne katilum payini hesaplarsak, bu metali kazanmak içun yapilan rezilluklerun birazini anliyabiluruk. Kupanun fetişluği bununla bitmiy. Kupayi kazanmak içun her turli rezilluği yapan, iki kelimeyi bir araya geturemiyen çapsuz bir mütayit, sabah akşam medyada beynumizi pepeçuraya çevirebiliy. Yetmiymiş gibi bi da bu kotori, devletten beyuk bir ihale aliy. 

Hep söyliyrum, kupalarun ödüli bi tepsi baklava olinca bu şikeci, hirsuz, yalama asalaklar futbolun yakasindan düşecek ve “Kupa Fetişizumi” sona erecektur.