35,9815$% 0.24
37,3781€% -0.06
44,7532£% 0.16
3.308,92%0,40
2.860,83%0,16
%
1999 yılı… Göle’ye atanmışım, lojman alıp evi boya badana ettirmişim. Eşyaları yerleştirip eşim, bir yaşındaki kızım ve ben ülkenin en doğudaki şehri Ardahan’da (doğduğum yer) yaşamaya kaldığımız yerden devam etmeye başlamışız.
Birkaç ay sonra annem geldi, üç dört gün sonra sıkılmaya başladı, ”Beni dayınlara, amcanlara götürür müsün?” dedi. Arkadaşın birinden arabasını aldım. Ertesi gün annemle Göle’den Hanak ilçesine yola çıktık. ”Eli boş gitmek olmaz, giderken alışveriş yapalım” dedi. Ardahan’da arabanın bagajını doldurduk, hem dayımlara hem de amcamlara, kuru bakliyat, makarna çay, şeker, un, kuruyemiş sıvı yağ vs beşer onar kilo aldık.
Hanak’a girişte vefat eden amcamın kızının gelin gittiği köyün tabelasını gördük. Annem ”Oğlum gurban olem, bu köyde amcanın kızı var, ona da bir uğrayalım. yirmi senedir görmüyorum ne olur” diye yalvarır gibi söyledi. Kıramadım, köye direksiyonu kırdım. Köy içinde evlerini sorduk, tarif ettiler, kapının önüne arabayı çektim.
Ev perişan haldeydi. Fakirlik ağacı saran sarmaşık misali evi sarmış, kökünü kurutmuş gibiydi. Karşıladılar, sarıldık öpüştük hasret giderdik. İçeri davet ettiler. Kapıdan girdiğimiz an yokluk, yoksulluk baktığım her nesneye bulaşmıştı. Çay demlediler, çayın yanına yeni pişirdiği fetir (saç ekmeği) getirdiler, Aysel abla “Kızım peynir de getirin” dedi, kızı gitti birkaç dakika geçti. Geldiğinde “peynir kalmamış anne” dedi. Annem koptu, dünyayla bağlantısı kesildi, gözünden yaş gelerek konuşuyor, anlatıyordu. Bize müsaade dedi kalktık, bana “Bagajda ne var ne yok boşalt” dedi. Aldıklarımızı bıraktık, oradan ayrıldık.
Yol boyunca hüngür hüngür ağladı, Babama, ölmüş amcama söylenip sitem edip durdu. Hanak’da tekrar bagajı doldurduk, önce dayımlara gidip bir-iki saat oturduk, ardından amcamlara, gece Göle’ye döndük.
Bir hafta sonra annemi İstanbul’a yolcu ettim. Yaşam; herkesin kendi mecrasında akıp giderken, bir ay sonra annem aradı, ”Oğlum ben burada akrabalardan Aysel ablan için fitre zekat topladım, parayı sana gönderiyorum. Amcana, dayına haber ver, hayvan pazarından iki tane inek alın. Aysel ablana teslim edin.”
Sabah erkenden amcam ve dayımla hayvan pazarında buluştuk, sıkı pazarlık sonrası üç tane inek aldık, artan parayla da bir çuval şeker ve un alıp teslim ettik. Oldukça sosyal demokrat devrimci görünümlü posbıyık enişteye de “Bu inekler satılmayacak, başlarına bir şey gelmeyecek, ayda bir gelip kontrol edeceğim” diye de tehdit eder gibi tembih ettim.
Aldığımız ineklerin üçü de yüklüymüş (hamileymiş), birkaç ay sonra doğurmuşlar.
Şimdi mi?
Beş kızı ve iki oğlu İstanbul’da çalışmaya başladılar. Evlerini aldılar, kızların biri sanatçı oldu, albüm çıkardı, mutlu mesut yaşıyorlar.
Aysel ablam da anneme ömür boyu dua ediyordur.
HASANBAHÇE
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.