38,0054$% 0.47
41,3728€% 0.26
49,4207£% 0.27
3.705,37%0,13
3.031,37%-0,42
9.213,63%-6,09
Ouroboros, yok oluşu, varoluşu, sonsuzluğu ve yeniden doğuşu sembolize eder. Semboldeki yılan kendi kendini yiyerek kendini tüketmeye başlamıştır. Bu tükeniş onun sonu değil başlangıcı olacaktır. Bir önceki yaşamı yok etmeden yenisine başlayamayız. Bu sonsuza kadar gider böyle…
Doğa da böyle değil mi? Sürekli kendini yeniliyor. Ormanlar yanıyor, fırtınalar kopuyor çeşitli büyük felaketler yaşanıyor fakat mevsimler geçiyor, yanan ağaçların yerine yeni fidanlar dikiliyor, hiçbir şey olmamış gibi dünya altında kaldığı her şeyden kafasını çıkartıp tekrardan “merhaba” diyor.
Peki, bu durum insanlar için de geçerli mi? Yeni başlangıçlar için eskiyi geride bırakmak gerekiyor mu? Her şeyi içimize atıp, yakmadan, yıkmadan yeniyi yaratabilir miyiz? Hadi yarattık diyelim bu kadar tükendikten sonra gücümüz kalacak mı? Ayrıca bizler Ouroboros gibi ölümsüz değiliz. Bir yere kadar gideceğiz, bir yere kadar yenileneceğiz. Her şeyi geride bırakmaya karar verdiğimizde ya bizim sonumuz gelmiş olursa? Kaçıncı yok oluşumuzda yaşayacağız o tıkanışı, pes edişimizi?..
“Her şey gider, her şey geri gelir, sonrasızca döner varlık çarkı. Her şey ölür, her şey yine çiçeklenir; sonrasızca sürer varlık yılı.”
– Böyle Buyurdu Zerdüşt / Friedrich Nietzsche
Ouroboros’a göre ölürken duyduğumuz acı da bizim yarattıklarımızdan, doğarken duyduğumuz zevk de…
Değişimin varlığı hariç, değişmeyen hiçbir şey yoktur bu düzende. Ruhumuzdan her bir kayıp verdiğimizde kendi kendimizi bitiririz. Herkes kendi hayatına devam eder. Ne yapıyorsak kendimize yapıyoruz. Aydınlık ve karanlık, siyah ve beyaz birbirlerini yok ederler. Aynı zamanda da yeni bir varoluş ortaya çıkar. Bu değişim dansları evrenin içindedir. Evrenin kurallarıdır. Biz bu kuralların her farkına vardığımızda bizi daha derinlerimize çeker.
Sizin duygularınızı önemsemeden hayatına devam eden insanlar, aşıkmış gibi karşısındakini kandıranlar, insana, doğaya, hayvana değer veriyor gibi davrananlar… Tanıdığım her insanı anlatmaya kalksam liste uzar gider. Bir tarafımda “mutlu” gibi davrananlar, bir tarafımda kimseye rol yapmayan “mutsuz” insanlar… Birde “kendisi ile baş etmeye çalışan” insanlar var. İyi ve kötü herkes için aynı değildir. Kimseye kızmıyorum bu yüzden. Yapmamız gereken bu kargaşanın içinde kendi varoluşumuza ulaşmak. Ouroboros bize bunu söylüyor; “Kendini Tanı!”.
Kısaca kimseyi incitmeden, kimseyi kırmadan, üzmeden, kandırmadan, daha çok okuyarak, öğrenerek kendi kabuğunuzda yaşayın. Unutmayın ki her son, yeni bir başlangıçtır. Umudunuzu kaybetmeyin. Her zaman yere düştüğünüzde birinin sizi kaldırmasını beklemeyin. Kendi gücünüzle kalkın. Kendinizi tanımak, yeniden doğumdur. Ouroboros’un her zaman kendi zehriyle kendini öldürebilme riski vardır. Ama başkasının zehri ile sahte hayatlar yaşarken ölmekten daha iyidir öyle değil mi? En azından kendini keşfederken panzehrini bulabilirsin.
-Çünkü geriye bakarak, ileriye yürüyemezsin.
Modern hayatta uhrevi bir yaşam
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.