DOLAR

34,2633$% 0.33

EURO

37,5897% -0.5

STERLİN

44,9972£% -0.06

GRAM ALTIN

2.913,22%-0,08

ONS

2.646,16%-0,36

BİST100

9.109,34%2,37

İmsak Vakti a 05:30
İstanbul AÇIK 26°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Lütfi Acun yazdı: KREPEN PASAJININ YIKILIŞI

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Krepen Pasajında, İmroz Meyhanesine takılırdık.
İlk gidişimizde etkilemişti meyhane bizi…
Kapıdan girişimizde yaş ortalaması hayli yüksek bir müşteri grubuyla karşılaşmıştık.
“Burası kreş değil” diye bir ses bekliyorduk.
Öyle olmadı.
Bizi biraz süzüp, sonra kendi sohbetlerine gömüldüler.
Meyhanenin ortaklarından Bay Yorgo yanımıza yaklaştı.
“Çekinmeyin yahu“ dedi. “İlk geldiklerinde onlar da sizlerin yaşındaydı. Burada yaşlandılar”

ad826x90
….

Zamanla tanıdık ki hepsi okumuş, daha ötesi sanatçı abilerdi.
Kimi yazar, kimi şairdi.
Tiyatrocu, sinemacı, yönetmenler ile kaynıyordu İmroz.
Lakin ince kuralları vardı…
Masalarda şiirler okunur, lakin asla şarkı söylenmezdi.
Kimi zaman İspiro’nun tezgahının sağ duvarına şiir yazanlar olurdu.
Ertesi gün gelir onu temize çekerdi.

….

Müşterilerden biri içkiyi fazla kaçırmışsa Yorgo ona “Sarı Kart” gösterirdi.
‘Zom’ olmak üzerisin” uyarısında bulunurdu.
Sarı kart, aynen futboldaki gibi müşteriye ağır gelir,
“Ben bir şey yapmadım ki… Ne sarı kartı?” diye itiraz ederdi.
Birazdan fazla alkollü olduğunu belirten bir hareket daha yaparsa ‘Kırmızı kartı’ görürdü.
Lakin artık itiraz etmez masayı terk eder giderdi.
Giden ise öyle böyle biri değildi ha!
Mutlak ünlü bir yazar-şair vs… olurdu.
Ertesi gün biraz mahçup olarak masaya gelirdi. Düşünün yani!

….

Gazetelerde Krepen Pasajının yıkılacağı haberi yayınlandı.
Çok üzüldük tabii ki… Onca hatırat da yok olup gidecekti.
Bir gün Kadıköy‘de bir restoranda içmekteyiz.
İmroz’dan ve Krepen’den açıldı konu.
Yan tarafta bir bey bizi dinlemiş.
“Arkadaşlar, yıkıma engel olamazsınız” dedi,
“Lakin duvarlarda kendi elleriyle yazılmış onca yazı ve şiir var. Onlardan belki birkaçını kurtarabilirsiniz.”
Bu beyefendi Cemal Süreya idi.

ad826x90
….

O gün birbirimizle haberleştik. Galatasaray Lisesi önünde toplandık.
Mizahçı ve tiyatrocu beş, altı kişi falan vardık.
Aldığımız habere göre yıkım iki veya üç gün sonra başlayacaktı.
Murç ve keski kullanarak duvarı kare veya dikdörtgen halinde kırıp parça alacaktık.

ad826x90
….

Krepen Pasajı’nın kapısından içeri girdik.
Bir de ne görelim?
Her yerde yıkım vardı ve toz topraktan göz gözü görmüyordu.
İmroz Meyhanesinin önüne güçlükle gelebildik.
İçeride iki işçi, ellerinde balyoza benzer bir aletle bir köşeye oturmuş, dinlenmekte idiler.
Bay İspiro’nun tezgahına doğru yöneldik.
Şairlerin kendi el yazılarıyla duvarlara yazdığı şiirleri veya karalamaları bulacaktık hesapta… Ne gezer?
İçimizden bir arkadaş, işçilere döndü.
“Bu duvarda birçok yazı vardı. Ne oldu onlara?” diye sordu.
İşçinin biri ayağa kalkarak denilen yere geldi. Tuhaf bir şekilde gülüyordu.
İspiro’nun tezgahıydı orası…
“Burasını mı diyorsun beyim?”
“Orası, burası şurası, tüm duvar yani…”
“Herifçioğlu içmiş, içmiş… Kafası olmuş bulut gibi… Diyor ki; ‘Ve bulutlar aynadan bilmem içeri mi girdi, yürüyor mu, geçiyor mu?”
Hepimiz heyecanlandık.
“Nerede o yazı?”
Öteki işçi devreye girdi. Sürekli gülerek ve de biraz yılışık bir tavırla,
“Beyim ne edeceksin o yazıyı? Dedik ya sarhoş masası.. Diyor ki ‘Aynı kızı…’ devamı yok. Kırmışız duvarı.. Ne yapmak istediğini anlayın artık. Okumuş çocuklara benziyorsunuz.”
Öteki işçi konuşmaya başladı bu kez.
Herifin kafası iyi olmuş, başlamış namahreme girmeye.”
“Evet! Onu diyorum. Nerede o yazı?”
“Dedim ya kafa iyi, sarkmış arkadaşının manitasına. Balyozla bi kodum duvara. Sana yeminle tuzla buz oldu. Yıktım gitti.”
Bizim peşimizden gelen, lakin tanışık olmadığımız yaşlı bir ağabey vardı. Bizlere döndü. Çok üzgündü. Sonra işçilere baktı.
“Siz yıkmadınız” dedi, “Biz vaktiyle İspiro’nun, Yorgo’nun, Lefter’in kirişi, kolonu olamadığımız için, Krepen Pasajı zaten yıkılmıştı.” 

Comments

comments

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Münif Fehim: On parmağında on marifet bir çizer

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Araç çubuğuna atla