Lakap nasıl takılır?

Şu sıralar sosyal medyada bir boğa krizi yaşanıyor. Bir grup (sosyal medya öyle bir deniz ki bu fikri ortaya atan ve savunan kişi sayısı 5 mi 5 milyon mu anlamak mümkün değil), Fenerbahçe’nin sarı kanaryalar olan lakabını boğa ile değiştirmek istiyor. Bu isteğin kendisinden çok bu fikir ortaya atılırken tarihe yapılan saygısızlık, bu yazının kaleme (ya da klavyeye) alınma sebebidir. 

Efendim belli ki bir grup Fenerbahçe taraftarı, Beşiktaş ve Galatasaray’ın yırtıcı lakaplarının etkisinde kalmış. Kanarya gibi naif, güzel sesli bir kuş yerine boğa gibi cinsel yakıştırmalara da özne olan bir hayvana gönülleri kaymış. Hele hele Kadıköy’de bir boğa heykelinin varlığı güçlendiriyor bu yenilikçi fikri.

Amma velakin bu fikir öne sürülürken ülkemizde çok bilinen bir taktiğe başvuruyorlar. Boğa fikrini savunmak yerine kanarya fikrini yerin dibine sokuyorlar. Bunu yaparken de sadece Fenerbahçe tarihinin değil Türk futbolunun en büyük kalecilerinden Cihat Arman’a hakaret ediyorlar. 

Bir tanesi utanmadan buyuruyor, “Cihat sağa sola zıplıyor diye konulan lakap”. Behey zındık! Cihat öylesine büyük bir simge ki onun kanarya sarısı kazağından geliyor lakap. Bir başkası diyor ki, “Kadıköy’deki Boğa heykeli daha büyük bir simge”. O heykelin Fenerbahçe ile ne alakası var? Cihat Arman, kulübün marşında yer alıyor. İkinci Dünya Savaşı olmasa belki de 50 civarında (o dönem için rekor olurdu) milli olacak bir efsaneden bahsediyoruz. Büyük kalecilik kavuğunu Turgay Şeren’e emanet eden bir adam.

Bakın bunlar bir süre sonra Can Bartu ve Lefter Küçükandonyadis Tesisleri’ne de ad bulurlar. Bu arkadaşlara bir doz tarihçi Alp Bacıoğlu tavsiye edelim. Alp Hoca, benim gibi değildir. O kibarlığıyla onlara Cihat Arman’ı anlatacaktır. Boğa heykelinin Fenerbahçe’nin tarihinde hiçbir anlamı olmadığını bir de ondan dinlesinler.

Beyefendiler tarih bilmiyor diye koca Fenerbahçe, geçmişini inkar mı edecek? Galatasaray ve Beşiktaş’a bakalım. Galatasaray’a aslan denmesinin sebebini biliyor mu bu arkadaşlar? Nihat Bekdik yüzünden. Nam-ı diğer Aslan Nihat. Onun lakabı, Galatasaray’a simge oluyor. Peki ya Beşiktaş? Onlar kara kartal. Beşiktaş çarşıdaki heykel yüzünden değil. O heykel, lakap yüzünden orada. Bir Süleymaniye maçında takımın vazgeçmeyen oyunu ve Balıkçı Mehmet isimli taraftarın, “Haydi kara kartallar” demesi üzerine çıkıyor. Hepsinin bir nedeni var. Bu lakaplar, “Hadi lakap takılsın” mantığıyla verilmiyor. Ama hepsinden önemlisi taraftarlar, basın, kamuoyu hep bu lakapları benimsiyor. Boğacılardan birisi yazmış, “Ne derseniz deyin ben futbolculara boğa diye bağıracağım”. Buna laf eden yok ki. Boğa da dersin, canım da dersin, cicim de. Bu, kulübün lakabı olmaz ki. Geçmişte gol attıktan sonra boynuz işareti yapan Serhat Akın’ın lakabı Kadıköy Boğası’ydı. Ama sadece o kadar.