kemal canlı yayında (unutulmaz anlar)

ZTV, 20 ocak 2008 – "tarihte yeni katılışımlar" programından alıntı…

…

– kemal bey, insanoğlunun bitmek bilmeyen iştahının sebebi gerçekten bu mudur sizce?

– tabi ki de budur! aksini iddia eden şerefsizdir, hunhardır, hor gözle bakılmayı hak eden, kendini sonsuz karanlığa mahkum etmiş tıskıyttır!

– biraz ağır olmadı mı efendim? canlı yayındayız, 70 milyon bizi izliyo…

– bu millet nice nice 70 milyonlar gördü, aynı millet TEM'de 80 milyonu da görür. bu millette 100 milyon kadran var, sen ne diyosun bacım? bak Avrupalıya, asyalıya; bi de bize bak. bak nijeryalıya… bu adamın hali nijedir senin haberin varm'ola? ay dost varmola?

– tüketim çılgınlığı deniyor, tüm dünyada mutlu olmak için daha çok tüketin kavramı empoze ediliyor toplumlara…

– vatan için tüketen de tükettiren de şereflidir. bakınız, 1996 tarihli bir yazımda ne demişim? bakınız, bi saniye bulucam… ımmm… bi dakka, bu diil.. bu da diil! hah! bakın ne demişim ta o zamandan; "100 yıl içinde bir adam gelicek, tüketime dayalı yaşam tarzının ezikliği ve şapşallığı üzerine tv programında konuşup milyonlara seslenecek. o adam ki, sözleri biberden acı, hıyardan tuzlu, limondan ekşi, motor yağından kıvamlı olacak. ol adam ki, yenir yutulur cinsten sözlerle değil, lokma lokma boğaza dizilip tüm insanlığı hicap içinde yerlere serecek dest-i fünun zerdesiyle (ne demek istemişim lan ben burda?) çalkandıracak, yerlendirecek, müşküllendirip gübürdetecek (allah allah? :S)". şimdi bugün bakıyoruz, işte benim ta o zaman yazdığım yazıda bahsettiğim adam, bugün etten kemikten kanlı canlı karşımızda, burda ekranda!

– kimdir efendim o adam?

– benim gerizekalı!

– efendim… yönetmenimiz işaret ediyor, bir telefon varmış… aloo? iyi akşamlar.

– iyi akşamlar efendim.

– buyrun

– yok geçmiyim ben, kemale bakıp çıkıcam

– ziya sen misin ziya?

– benim kemalim, nasılsın, evden çok yazıyo, burdan arayım dedim. ben arayınca, telefonu kapatın biz sizi arayacağız, yayında dediler.

– iyi yapmışsın ziya. naaptın?

– napiim kemal, kartal açık oto pazarına gittim bugün…

– ha nooldu, senin 99 vectra? sattın mı?

– yok be olm, piyasa kötü

– ne istiyosun ki sen ona?

– 12'ye bırakıyorum

– klima filan var mıydı senin arabada?

– efendim, afedersiniz, programla ilgili konuşs….

– lan sus! ziya?

– buyur kemalim?

– klima?

– var var kemal, her şey var arabada, ful+ful araba… sana 11'e bırakiim diyorum.

– dur o zaman, şu programı bitirtiyim geliyorum.

– acele etme kemal, evdeyim ben…

– üzerinde ne var ziyeeaaaa?

– saten gecelik var kemal, senin sevdiğin, ince askılı, pempe!

– oohhh ziyeeaaaaa…

– kemal bekliyorum.

– tostunu yi, geliyorum ben!

– …