DOLAR

34,3054$% 0.31

EURO

37,5445% -0.07

STERLİN

44,9573£% 0.06

GRAM ALTIN

2.925,56%1,27

ONS

2.657,00%1,05

BİST100

8.876,22%-0,98

Akşam Vakti a 18:39
İstanbul HAFİF YAĞMUR 20°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Avrupa’ya göçün 60. yılıyla ilgili notlar

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Her şey birbirine girdi, okur beni affetsin. İhtiyaç duyduğu her şeye Almanya’da sahip olmasına rağmen bir Alamancı Türk neden mutlu olamaz? İhtiyaç duyduğu her şeye Almanya’da sahip olduktan sonra neden kendi ülkesinde mutlu olabilir bir Alamancı Türk?

ad826x90

Sorun sadece ihtiyaçlarını gidermek midir, memleket hasreti midir, memleketini özlüyor olması mıdır? Yoksa sahip olduğu şeylerle memleketinde yaşadığı ayrıcalıklı durum mudur olayın aslı?

Aslında bizler ihtiyacımız olanlara sahip olmaktan çok ayrıcalıklı olmayı mı seviyoruz? Diğer ihtiyacı olanların ihtiyaçlarını gideremediği bir ortamda muhtaç olmadan yaşamak mı çekici olan? Almanya gibi herkesin yaklaşık aynı gelir düzeyinde yaşadığı ortamda sahip olduklarımızla neden mutlu olamıyoruz, bize ayrıcalık sağlamadığı için mi?

2021 yılı Türkiye’den Avrupa’ya işçi göçünün altmışıncı yılı olacak. Bin yıl düşünsem göçle ilgili yazılar yazıp karikatürler çizeceğim aklıma gelmezdi. Onun için otuz yıl düşünmem yeterli oldu.

ad826x90

Aslında biz bu göç, Avrupa, Avrupa’ya uyum konularına hep tek taraflı baktık ve kendimizi hep mağdur ve haklı gördük. Oysa bana göre Almanlar ve de diğer Avrupalılar için bu bir iş sözleşmesiydi. Serinkanlı, ne yapacağını bilen, önümüzdeki elli yılın planlarını yapmış Avrupalıların iş gücüne ihtiyacı vardı ve bizden yardım, destek, eleman istediler. Tamamen profesyonelce düşünülmüş bir iş. 

ad826x90

Bu iki işletmenin iş anlaşması gibi düşünülmeli ve ona göre görüşmelerin pazarlıkların yapılmasını gerektiren bir durum olmalıydı. Avrupalı için profesyonelce düşünülmüş bu iş ilişkisi zaten aşırı duygusal ve kafası karışık bizler için ağır travmalara neden oldu. Almanya’da olmasaydı, bu ve benzeri travmaları yaşamaz mıydık, köyden şehre göçün yaşattığı kültür şokunu şehirlerde kurulan köy dernekleri telafi edebilir miydi? Ayrı konu.

Geri dönmek üzere, bir iş anlaşmasıyla ülkenize gelen insanların, hiç aklınıza gelmeyecek travmalarla geliyor olmaları, Avrupalıların da pek hazırlıklı olmadıkları bir konuydu sanırım. Yaşanan ruh halini Psikologlar, antropologlar ve sosyologlar açıklamalı elbet ama benim görebildiğim durum şu: Metropoller var, motorlu taşıtlar var, geldiği yere göre iyi para kazanma olanağı var, isterse hastayım deyip çalışmama, gene de maaş alma olanağı var.

Dünya güzeli kadınlar var.

İlk başlarda “Mayışı düşürmüşüm” deyip yenisini alma var. Nüfus hüviyet cüzdanını beyan edip “Bu benim ehliyetim” deme var. Köyün bütün çocuklarını nüfusuna geçirip çocuk parası alma var. Bütün bunlara rağmen sıla ve gurbet türküleri de var. Çok önemli şairlerimizin yazdığı çok önemli gurbet şiirlerimiz de var. İşin daha da ilginci bütün sahip olduğu şeylere kendi ülkesinde sahip olsa bu gurbetçilerin daha mutlu olacağı gerçeği.

ad826x90

Memleketinde sahip olamadığı halde Almanya’da bir Alman’ın sahip olduğu neredeyse her şeye sahip olabilmesine rağmen hâlâ mutlu olamamasının altında yatan sebep gerçekten sadece vatan hasreti mi? Vatanının ona sağladığı farklı ayrıcalıklar mı?

Örneğin vatana gitmesi mümkünken buna rağmen her şeyini bırakıp vatanına dönmeme nedeni ne? Burada sahip olduğu şeyleri yanında götürememesi mi? Burada sahip olduğu şeylerle sadece kendi vatanında kendisini iyi hissetmesi mi? Ancak anavatandakilerin onu burada sahip olduklarıyla sevmesi ve öyle görmek istemeleri mi?

Doğruyu söylemek gerekirse anavatan tarafından bakıldığında, kazandığı para ve malların kendisinden daha değerli görülmesinin farkında olmayışı mı? Ben yıllarca bir insanın bir yerde yaşayıp ömür geçirip, yaşlanıp hâlâ ‘yabancı’ olmasını anlayamadım. Daha da vahimi bir insanın bir ülkede doğup büyümesine rağmen yabancı olmasını da hiç anlayamadım. İnsanlar yaşadıkları yere benzerler ve oralı olurlar. Eğer buna engel bir durum varsa sonunda ne yerlisi ne de yabancısı rahat edebilir.

Avrupa bizim uyum sorunumuz olduğunu düşünüyor. Biz uyumun önünde Avrupa’nın kendisinin en büyük engel olduğunu düşünüyoruz. Aslında her ikisi de sorun.

Avrupa’nın misafir işçi diye çağırdığı insanları iyi tanımaması bir sorun, ama bizim kültür sanarak sıkı sıkıya bağlandığımız ama kültürümüzle ilgisi olmayan bir çok şey de başlı başına sorun. Aslında 60 yıllık bir sorundan bahsediyoruz. Türklerin Avrupa’ya Avrupalıların anladığı anlamda veya asimilasyon düzeyinde uyumu beni pek ilgilendirmiyor ve desteklemiyorum da. Yalnız biz Türklerin Avrupalıyla uyumlu ama başarılı bir grafiği de yok. Belki var, ama çok yüksek değil. Para kazanmanın ötesinde Avrupa’daki olanaklardan yararlanarak başarılı işler yapan insan sayısı çok az.

ad826x90

Sonuç olarak biz ‘asimilasyon’, Avrupalı ‘uyum’ da dese ortada bir sorun var. ‘Uyum Problemi’ denen bir sorun. Aslında sorulması gereken gerçek soru da şu; Birlikte yaşamak istiyor muyuz? Birlikte yaşamak isteyenlar aradaki sorunları nasıl çözebilirler?

Ne yazık ki uyum sorunu dediğimiz bu sorunu, bugüne kadar konuya hakim insanlar öne çıkaramadı, tartışamadı, çözmek için çaba harcamasına izin verilmedi. Konu bu işi AB’nin destek sübvansiyonlarından yararlanmak isteyen yabancı örgütleri ya da yabancı oy potansiyelinden yararlanmak isteyen Avrupalılarca istismar edildi.

Aslında bütün tarafların iyi yetişmiş insanları, konuyu bütün doğrularıyla -kimseyi incitme korkusu olmadan- tartışabilse sorun daha iyi anlaşılabilecek. Problemi iyiler, iyi yetişmişler, gerçekten birlikte yaşamak isteyenler tartışmak zorunda. Problemi iyiler tartışmaya çekinince meydan ırkçılara kalıyor. Uyum ve göç konusunu ırkçıların tartışabiliyor olması çok tehlikeli bir durum. Bu da tabii sadece Avrupalı ırkçılara değil bütün tarafların ırkçılarına fırsat yaratıyor.

Emeği ve alın teriyle yaşayan tüm insanlara saygıyla…

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Sovyet pullarında yer alan size çok tanıdık gelecek 7 isim

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.