34,2537$% 0.3
37,6214€% -0.45
45,0211£% -0.02
2.913,55%-0,07
2.649,00%-0,25
9.109,34%2,37
21 Eylül 2021 Salı
Kar, kış, kıyamet: Abdülkadir Tamer'den bir öykü
Kaleminin gücüyle ayakta kalan babam: Burhan Arpad
... Ve Zonguldak
Yer altında Romanlar ve Gebenler
"Göğü kucaklayıp getirdim sana, kokla açılırsın"
İçimdeki cinayet (Altıncı Bölüm-FİNAL)
Benim vatandaş olarak mülteci isteyip istemememden çok ülkenin kapasitesinin ve kaynaklarının mülteci ağırlamaya yeterli olup olmamasıdır önemli olan. Sanki bizim iyi niyetimiz sorunu çözecekmiş ve sorun çok basitmiş gibi fedakarlıklar bekleniyor bizden.
Her konuda bölündüğümüz için bu konuda da ortadan ikiye ayrıldık. Bir kısmı “Ay canım yazık o da insan!” diyor, diğer bir kısmı “Gelmesin o pisler!” diyerek mülteci göçüne karşı çıkıyor.
Diyelim ki gelenlerin tamamı gerçekten mülteci ve savaş mağduru, göçe zorlanmış insanlar, savaş travması yaşamış insanları getirip Türkiye’nin şehirlerinin ortasına bırakarak, “Misafirperver olun” diyerek bu konu çözülebilir mi? Bu durum bir çözüm değil, çok uzun yıllar sürecek bir sorunun başlangıcı olacaktır.
Gelenler savaş travması yaşadıklarından bunlarla ülkenin başa çıkabilmesi mümkün değildir. Türkiye’nin bu konuda hazırlıkları olduğunu düşünmüyorum. İnsanları getirip Türkiye’nin şehirlerine salıvermek de ev sahipliği veya misafirperverlik değildir.
Bizim yakından tanıdığımız başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerine yönelik yaşanan Türk işçi göçüne bakalım. 1960 yıllarda başlayan işçi göçünün travmalarını, kültür şokunu, uyum sorununu, Avrupa bugün hâlâ çözebilmiş değildir.
Avrupa ülkeleri yabancı işçi göçüyle oluşan uyum sorununu çözebilmek için şimdiye kadar çok ciddi kaynak ayırdı, hâlâ da problemle uğraşmakta. Oysa ki göçmenlerin hepsi iş bulup giden, evi kapısı olan insanlardı ve ailelerini sorunsuz yanlarına alabildiler. Geldikleri yerlere göre daha iyi paralar kazandıkar, daha iyi hizmetlerden yararlanabildiler. Tek sorun kültürel farklılıklar ve ülkelerine olan özlemdi.
Buna rağman çok ciddi travmalar, uyum sorunları yaşadılar ve bu sorunları kendilerinden sonraki kuşaklara aktardılar. İyi niyetle yapılmış ve planlanmış işçi göçünün sorunları dahi hâlâ çözülememişken, kayıtsız yığınları ülkenin içine getirip bırakarak “Bunlar bizim kardeşlerimiz” demek ancak çok uzun süreli problemlerin başlangıcı olacaktır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.