3 Ağustos Kova Dolunayı: Oh be hayat varmış, aşk varmış!

Derin bir nefesle birazcık da kıpır kıpır hallerle başlıyoruz Ağustos’a. Bekarlara bir de müjde: Dolu dolu ve yürekten aşkların zamanına giriş yaptık! 

Güneş Aslan’da, Ay Kova’da… 

Değişik değişik hâller içinde yüreklilik isteyen mevzuları yaşamak zamanı. 

Tecrübî Bilgi

Saçını hiç denemediğin o renge boyatmak, yepyeni bir alanda işe başlamak, Las Vegas’ta yüzünde bir dövme ile uyanmak, yenilik mi, ergenlik mi, çılgınlık mı, değişim mi, aşk mı? “Tecrübî bilgi” dolunayın anlamını karşılamasa da, anlatımın yanına yakışıyor. Velhasıl yaşanacak olan bir dolunay. “Yaşam” diye haykırıyor!

Yaşlı Bilge Satürn yedek kulübesinde;
Genç transfer Uranüs, oyuna orta sahadan giriyor!

Astrolojik terimlerle sizi sıkmak niyetinde değilim. Farkı ortaya sermek için söylemem gereken hususlardan yalnızca birini bu terminolojiyle açmam gerekiyor.

Dolunayın gerçekleşeceği Kova burcunun klasik yöneticisi Satürn, ayakları yere sağlam basan, ezeli/ebedi olanı isteyen, sarsılmaz, sağlam yapıları kuran ve inşa edendir. 

Bu dolunayda Satürn “ışıklar”la doğrudan kontak kurmuyor. Adeta sanatçının bilinçli bir göndermesi gibi, Kova’nın modern yöneticisi Uranüs, dolunayda ışıklar ile kare açı bağlantısında.

Uranüs; gençliği, özgürlüğü, özgünlüğü, marjinalliği, devrimciliği, yeniliği, teknolojiyi, fütüristik olanı temsil ediyor. 

Bu yenilenme ve yenilik enerjisini; taptaze bir günün sabahına uyanmak ve nicedir değişim adımlarında Satürn’ün “sağlama alma” ve “geleneği koruma” engellerine takılmışsanız, günü irademizle yönlendirmek için bir fırsat olarak görebilirsiniz, 

Öte yandan; bağlantısız bir Uranüs havada kalan, ayağı yere basmayan adımlar da getirebilir. Buraya da dikkat etmek gerek. Astrolojik bir atasözü der ki: “Uranüs’le gelen, Uranüs’le gider”. Buna izin vermek istemiyor Satürn, Uranüs’e üçgen açıyla dokunmak ya da dolaylı olarak tutunmak derdinde.

Hareketsizliğe İtiraz Eden Bir Teneffüs!

Sana atacağın adımların sürekli ve sağlam olacağını garanti etmiyor gökyüzü. Sıkışıp kalmıştın, adım da atamıyordun; al sana bir fırsat, bir nefes, bir teneffüs, bir serbest zaman. Las Vegas’ta yüzünde dövme ile uyanmanın sorumluluğunu es geçip, hareketsizliğe itiraz eden bir fırsat! 

Şimdi, karar senin. Ayağı yere sağlamca basmasa da, bir geçicilik riski içerse de, hercai bir heves gibi görünse de uzun vadeli enerji takipleri diyor ki; “ilkbahardan beri ‘saçlarımı boyatamadım’ diye ağlanıyorsun. En sevdiğin modeli, rengi, kaliteyi ve güveni aradın da bulamadın. Bulsan da yaptıramadın”. 

Şimdi Venüs retrosunun sona eren gölge etkisi sana destek atıyor; “Ya ağlama ya da saçını değiştir” diyor Kova Dolunayı’yla. Önemli olan yürekten, yüreklice, yüce gönülle gelenlerde…

Şivekâr’ın Çıktığı mıdır?

İsmet Özel’in “Bir Yusuf Masalı”nda anlattığı Şivekâr adlı genç kızın bahçeye gidişinden bir yansıma gibi bu dolunay. Yusuf’un hüsnü olan derinlikten ve “bilmek istemi”nden* münezzeh.

Birinci baptan birkaç alıntıyla şaire bırakalım buradaki satırları.

Anlat:
“Bu bir Yusuf masalıdır” de
Bunu söyle ve fakat
Şunu da sor
Yusuf’un masalı neden
Yusuf’la başlamıyor? 
‘Bir varmış bir yokmuş’la başlıyor bütün masallar gibi
Bir Şivekâr varmış, bir genç kız
Yusuf yokmuş
***
Masalın orasına gelince bir Yusuf gösterilecek
Ama önce masalı bir Şivekâr
Nasıl başlatıyor
Bilmek gerek.
***
Genç bir kızla, bir bakireyle başlıyor anlatımız.
Çünkü bakirelik, o bir baş dönmesidir
Başta gelir, başa gelir, başı yerinden eder
Eksiksiz olup hiçbir iyelik tertibi gerektirmeyecektir
Sorguya açık kim derseniz bakirdir, odur bakire
Kapağı hiç açılmadıysa kitap
Kaş çattırır insana, korku verir
Oysa kitap ki, yarıya kadar okunmuş
Bakiredir.
Bırakalım başta kalsın.
***
Gezmeye çıkmıştı ikindileyin
Evlerinin az ilerisindeki koruda
Genç kızlar bunu yapar
Her genç kız ruhta birikmiş sözlerin 
Sürgüsü açılsın diye
Hep gezintiye çıkar.

*Bilmek istemi; 19 Ağustos Aslan Yeniayı’nda.
“Neden bir yavuzluk
Bir durulukla beraberdi?
Şivekâr bunu bilmek istedi…”