DOLAR

36,1235$% 0.03

EURO

37,8322% 0.7

STERLİN

45,2936£% 0.73

GRAM ALTIN

3.390,93%0,71

ONS

2.916,70%0,56

BİST100

9.779,57%-1,04

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul KAPALI
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

T3R5 MAHALLE 2: DÜĞÜNÜMÜZ YEMEKLİDİR

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Galip, tekinsiz bir adamdı. Gözleri, T3R5 mahalledeki onca bekar kadının içinden bir tek Nazlı Nazik’i görür olmuştu. Nazik’in çocuğuna babalık etmeyi bile gözü kesiyordu. Aşıktı be adam! Aşıktı işte! İt-kopuk tayfasından elini eteğini çekebildiği gün Nazik’in kapısında bitti. Bir elinde bir demet kırmızı gül, diğer elinde Kuyumcu Rober’den veresiye alınmış tek taş yüzük. “Senin dulluğun benim kulluğum, kafiye olsun diye değil…” dedi tam adıyla Galip Orhan Veli. Nazlı Nazik oracıkta eriyiverdi. 

ad826x90

***

Tersettin “Diğin var diğin!” diye Berber Behçet’in kapısından koşarak geçince Behçet neredeyse berber koltuğunda oturan Muhtar Muhsin’in boğazını kesecekti. “Diğin mi? Bunun üüü’leri nereye gitmiş lan?” dedi Muhtar, boğazındaki tehlikeden bihaber. “Bir üf çekti karşıki dağlar yıkıldı, üüü’leri bitti!” dedi Berber Çırağı Çınar. “O öyle değil oğlum, bir af çıktı karşıki dağlar çakıldı!” dedi Berber Behçet. Sıra beklemekte olan Kahveci Rasim, edebiyat öğretmeni Vah Vah Vahdettin’e döndü. “Aslında öyle de değil. Hep hüzüntülü şeyler yaşamaktan üüü kalmadı mahallede. O yüzden diğin der garibim…” dedi. Vahdettin kahveciye ters ters baktı. Sırasını beklemeden çıktı, gitti. 

***

ad826x90

Zara Gelin’in ters geldiği için sezaryenle doğan çocuğunun adını Tersettin koydular. Doğumu gibi kendi de ters bu velet, Asi nehri gibi dikine dikine uzayan kirpi saçları tarak yüzü görmeden, yazın açık hava sinemasının sandalyelerinde, kışın da Rasim’in kahvenin arka tarafına kendisi rakıyı fazla kaçırdığı zaman yatıp zıbarması için koyduğu -çünkü karısı ‘zil zurna eve geleceğine git kahvede yat zıbar!’ demişti- yer yatağında geceleyerek büyüdü. Bebekken bir gün bile emmediği annesini, beş yaşına gelince sinemada ayıpçı şeyler izledikten sonra emmeye çalışıp Zara Gelin’in dolgu topuk terliklerinden canım dayakları yedi. Babasından yadigâr Oltu taşı tespihi bir elinde, sağ tekini sol ayağına sol tekini de sağına giydiği -bir cuma vakti mahalle camisinden araklama- yumurta topuk pabuçlarını, topuklarına basmayı da ihmal etmeden, mahallenin toz toprak içindeki sokaklarında sürte sürte yürürken herkes bilirdi Tersettin’in geldiğini. Koşacağı zaman ise, ayakkabılarını ayağından fırlatarak kafasının üzerinden aşırtıp her iki tekini de ayrı ayrı yakaladıktan sonra tişörtünün koynuna sokar ve yalınayak öyle bir koşardı ki tutabilene aşk olsun. Hele düğün olacağını tüm mahalleye duyurduğu günkü gibi neşeliyse mahalleyi fırdolayı gezerdi atom karınca gibi.

ad826x90

***

Galip it-kopuk tayfasından elini eteğini çekmeye gidince “Bizim Memedali abinin sende bir emaneti vardı. Browning marka 9 mm yarı otomatik. Onu verip kurtulacaksın bu işlerden!” demişlerdi. Denileni yapan Galip bu işlerden kurtuldum diye sevine sevine Nazik’e koşmuştu. 

***

Rum otelci Ayı Yannis, taksiden inip Neve Şalom Sinagogu’nu arayan adam ve ailesini T3R5 mahallede kalmaya ikna etti. İshak Efendi, sinagogda hahama yardımcı olmak için gabay olarak gelmişti. Ama Ayı Yannis “Bak abicim orası cemaati kalabalık bir sinagog. Çeken olur çekemeyen olur, gün gelir patlar matlar ne olur ne olmaz!” diyerek adamın gözünü korkuttu.

ad826x90

“Oğlum sinagog patlar mı hiç?”
“Abi İstanbul’un Avrupa yakasında olduğumuza bakma. İkametgah adresi Ortadoğu. Okul patlar, havagazı patlar, otobüs patlar, banka patlar. En olmadı insanlar sıkıntıdan patlar!”
“Öyle mi dersin?” diye düşünceli düşünceli sordu İshak Efendi.
“Gel sen T3R5 mahallede kal. Biz burada Müslümanı, Yahudisi, Urumu, isporcusu, ihtiyarı, veremi kiminin saçı kiminin eteği uça uça geçinir gideriz. Bizim Papaz Erik Efendi ve İmam Bin Şükür’le çok iyi anlaşacağına eminim.”

İshak Efendi ailesini de mahalleye getirince adamın biri birinden güzel ikiz kızlarına birer dikiz atan liseli gençler Zibidi Ziya ve Kenef Sülü, burası da Allah’ın evi diyerek adamın sinagoguna cemaat yazıldılar. 

***

Düğünde bilaücret sahne alacak Güllü Gülsüm, Doruk Pavyon’a yeni başladığında giydiği eski kostümlerinden birini Banu Alkan tarzında tadil ettirdi Terzi Erol’a. “Hahaayt bu yırtmacı da kasığına kadar açtık mı o kaknem karıdan eksiğin olur fazlan olmaz!” dedi Terzi Erol. 

Sırık Selmin, düğüne sırt dekolteli siyah mini elbisesinin altına platform topuklularını giyince zaten genç kadına yanık olan Taksici Tahsin’in yüreğini hoplatacaktı. Bıçakçı Abdi’nin karısı Fil Fitnat günlerce Terzi Erol’un kapısını pullu payetli bir elbise için aşındıracak ama “Disko topu gibi görünürsün şekerim, namım var sana böyle bir elbise dikemem!” cevabından sonra hırsından banyo perdesini gövdesine dolayıp gelecekti düğüne. 

ad826x90

Sarı-Kırmızı Sami, Siyah-Beyaz Seba, Sarı-Lacivert Şükrü ve tüm mahalle takımı boyunlarında takımlarının atkılarıyla boy gösterecekti. Kahveci Rasim gediklisi Necaset Necati’yle beraber tüm kahve eşrafını kapıp gelecekti. Açık hava sinemasında yapılacak düğüne, çaylar Rasim’den, yemekler otelci Ayı Yannis’ten gelecekti. Ne de olsa bir Galip Orhan Veli’yle mahallenin güzel dulu Nazlı Nazik evleniyordu. Herkes elini taşın altına koymalıydı. 

***

Düğün günü geldi çattı. Açık hava sinemasında en arka masalara yerleşen delikanlılar öğlenden içmeye başladılar. Kadınlar, matineye gelir gibi bebeleri kucaklarında, çocukları eteklerinde, elleri kolları sarmalarla, böreklerle dolu olarak arz-ı endam ettiler. Genç kızlar kafayı çeken genç delikanlılardan yana kaçamak bakışlar ata ata annelerinin dizi dibinde otururken, tuvalete gitme bahanesiyle delikanlıların masalarının arasından kırıtarak geçerken, avuçlarında sakladıkları apartmandaki tek telefon olan Leylim Leyla’nın telefon numarası ve aranacak saat yazılı buruşuk kağıtları, seçtikleri delikanlının kucağına fırlattılar. 

Nazlı Nazik, mahallenin karıları Sünepe Süheyla, Leylim Leyla, Kocakaçıran Mihriban, Dilli Didem ve Zara Gelin’le beraber Terzi Erol’un eski gelinliklerden ekleye çıkara diktiği gelinliğin içinde heyecandan içi içine sığmayarak evinde bekliyordu. Bu upuzun kuyruklu upuzun duvaklı gelinliğin bir benzerini tam iki ay on altı gün sonra orta halli bir Haller prensiyle evlenecek güzeller güzeli bir leydi giyecekti. Bu prens, leydi tarafından öpüldüğü zaman ters çekimi yasalarına göre kepçe kulaklı bir kurbağaya dönüşecekti. 

Galip, T3R5 mahalledeki evini boyamış, İskandinav koltukları cilalamış, yerleri marleyle kaplatmıştı. Kışın soğuk günlerinde sevdiği kadın ve oğlu -evlenince çocuğa soyadını verecekti- üşümesin diye banyo sobası bile almıştı. Sabah erkenden berberde damat tıraşını oldu. Banka müdürü emeklisi Bol Şefik Bey’den ödünç aldığı, omuzlarına ve pazılarına bir beden dar gelen kahverengi takım elbisenin içine yegâne beyaz gömleğini giydi. Kravatını bağladı. Şahin arabasına binip gelinini evinden almak üzere yola çıktı. 

Taksici Tahsin’e göz ettiğini gören Sırık Selmin’in annesi Çatal Hatice kızın etini morartana kadar burduğu anda Tersettin soluk soluğa açık hava sinemasında bitti. Bugüne kadar pabuçlarını ya ayağında ya tişörtünün içinde taşımış ama hiç kaybetmemiş oğlanı ayakkabısız ve alı al moru mor görünce arka masalarda içen delikanlı tayfası bu işte bir bit yeniği olduğunu anladı. Jilet Cezmi çocuğa mızrak gibi delici bakışlarını fırlattığında Tersettin’in ağzından o meşum kelimeler döküldü:

“GALİP ABİ! GALİP ABİ! GALİP ABİYİ BIÇAKLADILAR!”

***

Galip, Nazlı Nazik’e şahane bir âşık olabilirdi ama koca olamazdı. Hele çocuğuna baba… T3R5 mahalledeki ilk peri masalı gibi düğün başlamadan bitti. Zaten akşama patlayan haber, değil T3R5 mahallenin tüm dünyanın dikkatini dağıttı. Çünkü tarih 13 Mayıs 1981 idi ve bizden biri gidip Vatikan’da Papa’ya suikast düzenledi. Olayda kullanılan suç aletinin Browning marka 9mm yarı otomatik bir tabanca olduğu bildirildi.

***

Galip, arabasını durduran kopuklar tarafından dokuz yerinden bıçaklandı. Bir gün önce imam nikahı kıyılan adamla kadının henüz resmi nikahı kıyılmamış kocası öldürülünce, kadının ikinci kez dul kalıp kalmadığı sorusuna İmam Bin Şükür cevap verdi: “Benim kıydığım nikah akdi kalbendir, iresmi nikah devlet nezdindedir. Devlet tarafından evlendirilmemiş kadın dul da kalmış olamaz. Hadi dağılın evlerinize!” 

Gelinliğiyle evinde bekleyeduran Nazik, Galip’in kendisini almak üzere gelirken iki bina ötedeki şahin arabasının ön koltuğunda kanlar içinde kalakaldığını öğrenen son kişi oldu. Gelinliğiyle arabaya koştu. Gelinlik gerdeğe girmeden kana bulandı. Ne de olsa Galip tekinsiz bir adamdı.

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

T3R5 Mahalle’de bir gün

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.