DOLAR

34,9739$% 0.16

EURO

36,7420% 0.28

STERLİN

44,1241£% -0.32

GRAM ALTIN

2.974,72%-1,04

ONS

2.647,78%-1,18

BİST100

10.125,46%0,66

Akşam Vakti a 17:43
İstanbul AZ BULUTLU
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

LAN NOLDU!

ad826x90
ad826x90
ad826x90

(2002-Ağustos-Antalya) 

ad826x90

Eski kitapların satıldığı dükkanın önünde duran büyük bir sepetin içerisinde öylesine serpiştirilmiş kasetlerin arasında mavi kaplı jelatini bile açılmamış kasete takılıyor gözüm. 

“KRAMP – LAN NOLDU” 

İçeride, masasında oturmuş sigara dumanından yüzünü görmekte zorlandığım dükkan sahibinin yanına yanaşıp fiyatını soruyorum. Normalde 1.000.000 lira ama bunu sana 1.500.000’e bırakırım diyor. Normalde fiyatı 1.000.000 lira olan bir şeyin sanki büyük bir güzellikmişcesine bana neden 1.500.000’e olduğunu soruyorum, “jelatin” diyor, “pahalı…”

ad826x90

1.500.000 liraya aldığım yepisyeni kasetimi walkmanime takıp çalıştığım derginin yolunu tutuyorum. Daha ilk şarkıdan ne denli muhteşem bir albüm satın aldığımı anlıyorum. 

ad826x90

“Lan Noldu”

Acıklı bir gitar solo intronun ardından o buğulu vokaliyle kulağımda adeta isyanın, göz yaşının, sıcak ve nemli bir havanın alnımdan akıttığı tere karıştığı o harikulade parça geliyor.

“Biz ta eskiden beri
Bu sularda yüzer idik
Bu ormanı sever idik
Bu kuşları dinler idik
Ooo Ooo Ooo

Derken bir sabah erken
Haymana ovasında bir garip kuş öterken
Lan Noldu derken
Bir sabah erken
Dağlarına memleketin bahar gelmişken
Lan Noldu Be”

ad826x90

Sevdiceğe yazılmış sözler değil bunlar. Zira kimse sevdiceğine “Lan” dememeli. Böyle bir söz mutlaka yıllardır dost olan ama boktan bir sebepten küsülen bir arkadaşa yazılmıştır diye düşünüyorum.

Derginin bulunduğu iş hanının karanlık ve rutubet kokulu merdivenlerinden yukarı tırmanırken, aklımda bu sözler, gözlerim buğulanmış, boğazım düğümlü… Biricik dostum Gültekin’le saçma sapan bir sebepten dolayı küsüşeli neredeyse bir hafta oluyor ve bir an önce dergiye girip Gültekin’e bu şarkıyı dinletip hissettiklerimin aynısını onun da hissetmesini sağlayarak ara verdiğimiz ebedi dostluğumuza devam etmenin heyecanı içerisindeyim.

Dergiye girdiğimde içeride masasında uyuklayan editör Bahadır’a geldiğimi hissettirmeden çizer odasına dalıyorum. İçerde küs olduğum dostum Gültekin’i eski kasetçalardan sırf kafa dağıtmak için açtığı 90’lar pop şarkılarından sözleri Serdar Ortaç’a ait Sibel Can’ın seslendirdiği “Padişah” isimli şarkıyla dans etmeye çalışırken yakalıyorum. Birden teybi kapatıp karşısına geçiyorum.

– Napıyosun lan sen? Yakışıyor mu senin gibi isyanın doruklarında gezen insanlara bu tarz şarkılar dinleyip dans etmek?
– Ne varmış? Bu şarkı da gayet isyan ve anarşi dolu sözlerle yazılmış bir şarkı…

Barışma umuduyla girdiğim odada, üstelik bunu anlamlı şarkı sözleri, sağlam gitar rifleri ve muhteşem sololar eşliğinde birlikte headbang yapacakken, o uzun saçlı, uzun sakallı dostumu Sibel Can şarkısı eşliğinde kıvırtırken görünce iyice sinir oluyorum.

ad826x90

– Sus ulan! Zaten iyice ayar oldum sana.
– Ya bi siktir git. Her boku da sen biliyosun zaten
– Ulan sana yazıklar olsun be Gültekin gibi. Ben buraya, sana yeni keşfettiğim bir grubun gayet manidar bir şarkısını dinletip belki tekrar barışır, eski günlerdeki gibi zıplayıp, tepiniriz umuduyla geldim. Ama şu gördüğüm manzaraya bak…
– Geçiceksin artık o işleri Memocum. Mazide kaldı o ter kokulu, boktan barlarda sulu bira içip hayvanlar gibi tepinmeler, o ‘Her boku ben bilirim, benim dışımda geri kalan herkes aptal’ tripleri…
– Öyle mi Gültekin Bey? Bravo! Vallahi bravo sana…
– Aynen öyle Memo Bey. Bundan sonra böyle… Afedersin ama s.kerim senin yeni keşfettiğin grubu da onların manidar şarkılarını da…
– Siktir git, kes lan o saçını sakalını o zaman. Madem bundan sonra o ter kokulu boktan barlarda takılmayıp, böyle aptal aptal şarkılar dinleyerek hiçbir şeyi umursamadan dans edeceksin, kes o saçını sakalını… Hakkını ver conconluğunun…
– Sana ne lan! Saç da benim sakal da… İster keserim ister jölelerim… Sana mı sorucam. Hem sen ne şekilci ne aymaz bir adamsın ya. Her saçı sakalı uzun olan Rock müzik dinlemek zorunda mı?

-Tabi ki zorunda lan! Sonuçta toplumsal normlara aykırı bir şey bir erkeğin saç uzatması, küpe takması… Ama biz rock isyanıyla harmanladığımız bünyemizi dikmedik mi beton bir duvar gibi toplum denen o görenekçi–muhafazakar canavarın önüne…”
– Ben dikmedim abi hiçbir şey hiç kimsenin önüne… Hem ayrıca görenekçi-muhafazakar diye küçümsediğin toplumun ta kendisisiniz Memozan Bey…
– Alla alla! Öyle miymişim? Bak sen!
– 2000’e gelmişiz hâlâ rock müzik-uzun saç ilişkisi kurmaya çalışıyorsun. Senden âlâ görenekçi mi var? Koskoca Metallica grubu bile kestirdi saçlarını. Sen kim köpeksin de bana uzun saç-isyan ilişkisi kuruyorsun?

Son söylediği şey bir yumruk gibi iniyor suratıma. Dostum dediğim adam bana “Mına koduğumun muhafazakar köpeği” minvalinde bir şeyler söylüyor. Tam olarak öyle değilse de söyledikleri o anki öfkemle kafamda öyle yer ediyor.

Yeni keşfettiğim bir grubun tam da bizi anlatan sözleriyle, yeniden başlayacak dostluğumuzun fitilini ateşlemek için geldiğim dergiden, sinirimden hıçkıra hıçkıra ağlayarak çıkıyorum. Limana inen yokuşun sonundaki büfeden bir şişe şarap alıp, kayalıklara doğru oturarak gün batımına karşı aynı şarkıyı defalarca dinleyip şarabımı yudumlarken, birden sağ kulağımdaki kulaklığımın, kulağımdan çekildiğini fark edip sağıma dönüyorum. Gültekin usulca yanıma oturup kulaklığımın tekini kulağımdan çekip kendi kulağına takıyor. 

– Kramp değil mi bu?
– Sen nerden biliyosun?
– Ulan senin keşfettiğin  grup kadar benim kaset sarmışlığım var.
– Vay göt!
– Bu parça sağlam ama…
– Bitmiş bir arkadaşlığın hüznünü anlatıyor.
– 80 darbesini anlatıyor mına koyim! Ne bitmiş arkadaşlığı…
– Harbi mi lan?
– Harbi tabi…
– Ulan ben de sabahtan beri bu şarkıyla seni düşünüp hüzünleniyorum.
– Eee sen malsın çünkü.
– Desene darbenin ekmeğini yine romantizm yedi.
– Romantizm hep yer.
– E hadi o zaman birlikte…

DERKEEEEN
BİR SABAAHHH ERKEN
HAVA BULUT YOK DA
YA BU NE DUMANKEN
LAN NOLDU DERKEN
BİR SABAH ERKEN
BİRBİRİMİZİN YÜZÜNE BAKAMAZ OLDUK MU NE
LAN NOLDU BE?
LAN NE BU BE?

ad826x90
ad826x90

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

Fallusun düşüşü

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.