34,0353$% 0.04
37,6414€% 0.3
44,5820£% 0.03
2.765,34%0,46
2.525,29%0,36
%
Madenlerde fosiller, genellikle tavan ve taban taşlarının içinden çıkar. Fosili bulmak için kayrak taşları kazmanın sivri ucuyla dikkatlice yarmak gerekir. Milyonlarca yıl öncesindeki ağaç kabuğunun izine dokununca doğanın gelişimine tanık olduğumu düşünür, maden ocağını bu yüzden severim.
Dilaver bölümüne ait Taşancı bacağzında çalışırken lağım ilerlemesi sırasında kestiğimiz kumtaşı, kil taşı, konglemera gibi kayaçların ileride kesilecek kömür hakkında ön bilgi veren kayaç yapıları ilgimi çekerdi. Her kayaca alıcı gözle baktığım için taşların içindeki fosilleşmiş otsu bitkileri bulurdum.
Yine böyle bir günde ilgimi çeken çok sert bir kömür kayasının içinde pirit serpintisi gördüm. Çalıştığımız yer bacağzına çok yakındı ve yemek molamızı dışarıda yanan sobanın yanında veriyorduk. Yanımdakilere piritli kömür bulduğumu söyleyerek sarı sarı ışıldayan kömür kayasını gösterdim. Yanımdakilerin bazıları onun altın olabileceği konusunda hararetli konuşmalar yapıp çok şanslı olduğumu söylediler. Onların gözünde ben acemi bir madenciydim ve bu işlerden anlamazdım.
Çocuk şansım bana gülmüştü işte. Ama ben kömür madenlerinde altın olmayacağını çok iyi biliyordum. Pirit serpintisi olan bir kömür kayasına rastlamıştım hepsi bu… Pirit madeni altına benzediği için aynı zamanda “aptal altını” diye de adlandırılan bir elementtir.
O yıllarda zor da olsa gece vardiyası çalışıp, gündüzleri Zonguldak Meslek Yüksekokulu Maden Bölümü’ne gidiyordum. Piritli kömür kayasını okuldaki hocalarıma göstermek amacıyla bacaağzındaki bekçi kulübesine bırakmıştım. Sabah ocaktan dışarıya çıktığımda kulübede çiviye astığım kömür torbasını bulamadım. Piritli kömür kayaları, sarıya çalan kükürt kokulu küçük prizmaların altına benzemeleri nedeniyle çalınmıştı.
2023 Ağustos ayında Zonguldak Sergi Odası’nın raflarında tesadüfen görüp okuduğum romanda aptal altını çevresinde kurgulanan satırları okuyunca madende çalınan pirit torbamı hatırladım. İngiliz yazar Daniel Wiles’in 1872 yılında yazdığı “Mercia’nın Bedeli” (Ayrıntı Yayınları) adlı romanda buna benzer bir konuyu işlemişti. Romanın ilk bölümlerinde kömüre yapışmış altın madeni için örülen roman kurgusunu yadırgamıştım. Kitabı okurken daha ilk sayfalarda, mümkünü olmayan, ciddiye alınmaması gereken bir olayın gerçek gibi anlatılarak okuyucunun yanıltıldığını düşünmüştüm.
Romanın sonuna doğru roman kahramanlarının uğruna cinayet işledikleri altın sarısı taşların pirit madeni olduklarını öğrenmeleriyle yazar hakkında düşüncelerim değişmişti. Wiles’in yazdığı Mercia’nın Bedeli, ustaca kurgulanmış, sanayi devrimi sırasında İngiliz madencilerinin çektiği çileleri anlatan önemli bir dönem romanıydı. Yazar, bu romanda hem 18. yüzyıl madencilerinin dünyasını anlatmış, hem de kitabından elde ettiği geliri o zamanda grizu patlamasında yaşamını yitiren madencilere adamıştı.
FOSİL TAŞLARIM
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.