Zaman makinesi

“Ne kadar zaman geçti?”
“Beş saniye.”
“Beş saniye mi? Oğlum iki haftadır oradaydım.”
“Heyyo! Sonunda başardık. Zaman makinemiz çalışıyor. Ne kadar geçmişe gittin?”
“Geçmişe gitmedim.”
“Geleceğe mi gittin yoksa?”
“Ona da gitmedim?”
“Oğlum ne dalga geçiyosun? Çalışmadı desene.”
“Yok lan, dalga geçmiyorum. Makine çalışıyor… Yaklaşık iki haftadır şimdiki zamandaydım.”
“Ne diyon lan s*kik kafa?”
“Ayıp oolum hiç Cern’de iki sene çalışmış adama yakışıyo mu böyle laflar?”
“Cern değil Söörn… ‘
“Her ne boksa işte… Demek istediğim şu anki beş saniyeyi ben yaklaşık iki hafta gibi hissettim”
“Şimdi anladım, makinenin yarattığı elektromanyetik dalgalar beyninin sadece zamanı algıladıgı bölümünündeki veri akışını yavaşlatmış diğer kısımlar normal hızda çalışmaya devam ettiği için zamanı yavaşlamış gibi algıladın.”
“Hah şöyle… bilim insanı gibi konuş.”
“N’ooldu peki o iki haftada? Neler hissettin?”
“Hindistan’daki o köyde yaşlı adamın içirdiği “çayın” etkisini hatırlıyor musun?”
“Khushee Ka Bam çayı… Hatırlamaz mıyım? Bu kadar mutluluk bir insana fazla demiştim ayılınca.”
“Orada hissettiklerin yavaşlamış zamanda hissettiklerinin yanında çocuk oyuncağı kalır. Kendimi zamandan bağımsız hissettim. Zamanın akışı benim düşünme hızıma yetişemediği için zamana hükmedebiliyordum. Bu şimdiye kadar yaşadığım en baba his.”
“İyi güzel de ne işimize yarayacak?”
“Biliminsanı olan sensin çalıştır şu saksıyı biraz. İnsanlar bunun bir saniyesi için binlerce doları havada verir… Satıcaz oğlum.”
“Ooldu… Senelerce çalışıp yaptığım biliminsanı kariyerimi uyuşturucu satıcısı olarak bitireyim yani.”
“Ne kariyeri oğlum? Cern’den, pardon Söörn’den kovulmadın mı sen?
“Ona kovuldun demeyelim de…”
“Peki amk kovulmadın… Söörn’den kendi isteğinle ayrıldın ve Fikirtepe’deki bu garajda aylardır oradan çaldığın fikirlerle zaman makinesi yapmaya çalışıyorsun. Hem uyuşturucu satıcılığı ne alaka oğlum?”
“Bu defa sen çalıştır saksıyı… Bir madde satın alıyorsun onu kullanınca günlük hayatta hissedemeyeceğin değişik şeyler hissediyorsun. Bu maddeye uyuşturucu deniyor. Bunu satmaya kalktığımızda bizim makinenin uyuşturucudan ne farkı olacak?

*****************************

Tam bu noktada 2012 yapımı Dredd isimli bilim-kurgu filminde zaten bu konuyu işlediklerini hatırladım. Ben de seviniyorum ne güzel konu bulmuşum, kaptırmış öykü yazıyorum diye… Buraya kadarmış. Öykünün devamını yazmaya gerek kalmadı.

Ama olsun… Dredd filmini hatırlayana kadar “zamanı yavaşlatan uyuşturucu” fikrini bulmuş olmak ve bunun hakkında bir öykü yazıyor olmak iyi hissettirmişti.

Lan bir dakka… Dredd filminde bu uyuşturucunun etrafında dönen olaylar anlatılıyordu. Benim hikâye ise bu uyuşturucunun nasıl bulunduğunu anlatıyor. Yani Dredd filminden önceki bir zamanı konu alan başka bir filmin senaryosu olabilir… Devam mı etsem yazmaya?

Neyse zorlamiyim daha… Tadında bırakayım