Twitter üzerine

Dünyanın her ülkesinde twitter taraftarlığı diye bir şey var. Nereye gitseniz görürsünüz acayip acayip yorumlar yazan Twitter hesaplarını. Ne yazık ki bizim farkımız, yöneticilerin Twitter ahalisine göre kulüp yönetmeleri. Avrupa’nın batısında yöneticiler fazla takılmaz oralarda yazılanlara.

Kendi oyuncusuna çöp diyeninden teknik direktörlerin futbolu bilmediğine kanaat getirenine kadar bir başkadır benim Twitter’ım. Sosyal medya, geçmişte tribünden sesini duyuramayanların tatmin tahtası haline geldi. Eskiden arkadaşlarla maça gittiğimizde çevremizde maçla ilgili bu tür yorum yapanlara gülerdik. Hoşlanırdık bile. Ama sosyal medyada bu iş çılgınlığa ve tam anlamıyla bir ego patlamasına neden oldu.

Yahu yine futbol neyse de doktora tıp, müzisyene müzik, fizikçiye fizik öğretmeye çalışan adamlar var. Hem de gerçek bir ukalalıkla! 

Geçen hafta futbolla ilgili sorular sordum. Kimisi ancak yaşayanların hatırlayacağı sorulardı bunlar. Hiç kimse hiçbir konuda her şeyi bilemez. Karşınızda işinde uzman olanlar varsa saygılı olun. Futbol sadece günlük kargaşadan ibaret değil. Büyük bir kültür. Bu kültürü öğrenmek için trollük yapmak yerine okuyun, izleyin, sorun.

Geçen haftaki soruların yanıtları:  1-Hiç olmadı, 2-Carlos Alberto Parreira, 3-Jupp Derwall, 4-Burak Yılmaz, 5-Şenes Erzik, 6-İtalyanca, 7-Rüştü Reçber, 8- İlyas Kahraman, 9-Claudio Ranieri, 10- Maxwell