34,7564$% 0.05
36,5035€% -0.12
44,0650£% 0.07
2.962,53%0,42
2.650,94%0,35
9.913,46%0,88
18. yüzyılda Alman fizikçi ve hekim Anton Mesmer, hayvanların etraflarına canlısal manyetizma adı verilen görünmez bir güç yaydıkları yönünde bir teori ortaya atar. Canlısal manyetizma olarak ifade ettiği güç, insanları da içerir. Mesmer, hastalarının alınlarına çoğu zaman elini koyarak, bazen de demir çubukları hastalarının üzerinde gezdirerek onlara kendi enerjisini aktarıp iyileştiklerini gözlemlemiştir. Yani aslında Mesmer, fiziki bir müdahalede bulunmadan uzaktan bir etkide bulunmanın mümkün olabileceğini kanıtlamaya çalışmıştır. Daha sonra Mesmerizm olarak ifade edilen bu tedavi sistemi günümüzde reiki, enerji transferi, bioenerji vb. farklı isimlerle de anılmaktadır.
Anton Mesmer’den iki yüzyıl öncesinde Rönesans fizikçisi Paraselsus, 11. yüzyılda ise Pers filozof ve biliminsanı İbn-i Sina, tıbbi amaçlarla mıknatıs ve hipnoz teknikleri üzerinde durmuşlardır. Daha da eski dönemlere gittiğimizde ise her zamanki gibi Antik Mısır karşımıza çıkar.
Antik Mısır’da enerjisel güç, daha çok tanrıça Sekhmet ile ilişkilendirilmiştir. Sekhmet ismi “güçlü olan” anlamına gelmekte olup kelime olarak kontrol ve güç sembolü olan Sekhem sözcüğünden türemiştir. Sekhmet, pek çok kimliğinin yanında hastalıkları iyileştirme gücünü de barındırmaktaydı. Aslan başlı veya bir aslan olarak tasvir edilen Sekhmet, kimi zaman kedi tanrıça Bastet ile de ilişkilendirilmiştir. Ne de olsa ikisi de kedigillerden.
Sekhmet’in hastalıkları iyileştirici gücünün hiyerogliflerdeki temsilinin, Anton Mesmer’in tekniğinden pek bir farkı olduğu söylenemez.
İki görselde de vurgulanan Mermerizm tabiriyle canlısal manyetizma, genel tabirle ise enerjisel akıştır. Bu enerjisel akış ya da enerjinin gücü, karşılıklı uyuma bağlı olarak değişebilir (bunu ben değil, Anton Mesmer söylüyor). Örneğin şu durum çoğumuzun başına gelmiş olabilir: Telefonunuz çalar ve bir bakmışsınız ki daha az önce aklınızdan geçen arkadaşınız sizi arıyor. Burada arkadaşınızın sizden ne kadar uzakta olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan arkadaşınızla aranızdaki uyum enerjisidir. Böyle bir durum yaşamış iseniz hayatınızda Mesmer kuralları işliyor demektir.
Mesmer ayrıca, gök cisimleri, Dünya ve bütün canlı varlıklar arasında karşılıklı uyuma dayalı enerji akışının olduğunu söyler. Burada kedi dostlarımızdan örnek vermek isterim. Zira Sekhmet ve Bastet gibi kedigillerle ilişkilendirilen tanrıçalara değinmişken konuyu kedilerle bitirmek isterim: Kedisi olanlar beni daha iyi anlayacaklardır, kediler insanlardaki duygu geçişlerini ve enerjiyi hissetmede son derece iyidirler. Üzgünseniz size enerji verip sizi mutlu edebilir, ağrılarınız varsa ağrılı bölgeye yatıp yaydıkları enerjiyle bir anda sizi iyi edebilirler. Kedinizle aranızdaki uyum arttıkça, bu gibi durumları yaşama ihtimaliniz de o kadar artabilir. En azından kedim Tılsım’la aramızda böyle bir ilişki olduğunu söyleyebilirim. Kedilerin bu şifacı gücünün belki de (bence kesinlikle fark etmişlerdir) farkında olan Antik Mısırlılar, hastalıkları iyileştirici gücü olan tanrıçalarını bu sebeple kedigillerle ilişkilendirmiş olabilirler.
Kedim Tılsım’dan uzaktayken bu cümleleri yazdığım sırada babamın Tılsım’ın fotoğrafını göndermesi de bence tesadüf değil, tamamen evren ve kedimle olan uyum enerjisinden. Çünkü aslında...
Tesadüf diye bir şey yoktur.
Hande Ustamahmut yazdı: Aşk Meleği Anael
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.