İlkokul yıllığım

“Canım arkadaşım Sinan… Acısıyla tatlısıyla 5 yılı birlikte geçirdik. Sınıfa ilk geldiğimiz günü hiç unutmuyorum. Sol burun deliğinden akan sıvının sünerken bünyemde yarattığı ‘Aha, düşecek şimdi!’ gerginliği nedeniyle erken yaşlandım, babam direk orta 1’e kayıt ettirmek istedi. Kafayı sana ve sümüğüne taktım, her ders seni izledim. Mahvettin ilkokul hayatımı. Ne burun varmış arkadaş!”
Selami

“O kadar dolu geçti ki yıllar, sanki seninle hep tanışıkmışız gibi geliyor. Sanki anaokulunda da birlikteymişiz gibi. Sanki annenle babanı daha önce bir yerden gözüm ısırıyormuş gibi geliyor. Sanki ben babanmışım da beden değiştirmişim gibi. Sanki annen hiç olmadığı kadar yakınmış bana… Yanlış anlama lütfen. Anneni çok severim. Çok güzel kadın. Sahi annen nasıl? Ortaokula başlamadan sizin apartmana taşınacağız inşallah. Daha çok görüşelim…”
Muzaffer

“Sevgili arkadaşım Sinan… Benimle sevgili olmak için çok uğraştın; ama kısmet değilmiş. Ben hep başkasını sevdim, biliyorsun. Trafik kolundan İsmet’le çıkıyorum. Ortaokula geçince babasına söyleyecekmiş. Beni istemeye gelecekler, söz verdi. Beni unut. Sen daha iyilerine layıksın. Mesela Pınar var…”
Çiğdem

“Bak Sinan… Çiğdem’in benim hakkında yazdıklarını biliyorum, çünkü okudum. Evet, ben O’ndan daha iyiyim, bu doğru; ama yine de sana karşı sadece arkadaşlık duyguları besledim. Sen benden de iyilerine layıksın. Beni boş ver, sana mutluluklar dilerim.”
Pınar

“Benim canım arkadaşım Sinan… 5 yıl boyunca bazen sabahçı bazen de öğlenci olduk. Birlikte birçok anı biriktirdik. İtiraf etmeliyim; özellikle sabahları çok zorladın beni. Her sabah okul bitene kadar esneyip durdun. Tüm sınıfın uykusunu getirdin. Oğlum sen akşam kaçta yatıyorsun Allah aşkına? Gece taksiye falan mı çıkıyorsun? Neyse, aile bütçeniz beni ilgilendirmez. Ama sana bir arkadaş tavsiyesi; O Pınar paçozundan da Çiğdem sürtüğünden de uzak dur! Hep doğruları konuştum. Beni bilirsin. Hoşça kal…”
Merve

“Paçoz sensin, ağzından çıkanı kulağın duysun, şerefsiz!”
Pınar

“Pınar, dur öyle demek istemedi, yanlış anladın.”
Sinan

“He he, yanlış anladım. Bir gerizekalı benim zaten. Bak Çiğdem de yanımda, ona da ‘Sürtük’ demiş, lafını geri alsın diyor. Çıkışta dövecekmiş, bir yere kaçmasın dedi.“
Pınar

“Yahu kızlar, bir durun. Tamam, konuşarak halledebiliriz bence. Herkes birbirinden özür diler, olur biter. Tatsızlığa gerek yok, lütfen.”
Sinan

“Abi beş dakika geç geldim, ortalık karışmış. Bu ne yaa… Ben mesajımı verip gideceğim oğlum. Öncelikle sana bundan sonraki eğitim hayatında başarılar dilerim Sinan’cığım. Hep mutlu ol! Kardeşin hep yanında. O salak kızlar gitsin, 5-C’ deki angut Mithat’a ağlasınlar. Sen kendi yoluna bak.”
Kardeşin Mehmet

“Bana bakın, şurada efendi gibi yıllığınızı doldurun, sağa sola çamur atmayın. Duydum, geldim. Bak Mehmet; seni önce havaya diker, sonra yere inmeden s.kerim! Galeyana getirme milleti. Kızlar benim himayemde artık! Ciğeri yeten kantine insin!”
Mithat – 5 C

“İyi ki varsın Mithat ya… Bu salaklar hep bize sataşıyor, bize kötü laflar söylüyorlar. Ama sen onlara hadlerini bildir. Ağızlarını burunlarını kır, tamam mı?”
Pınar – Çiğdem

“Ayıpsınız kızlar, siz merak etmeyin.”
Mithat – 5 C

“Yahu Çiğdem bir dakika… Hani sen benim sevgilimdin? Mithat’ın yanında ne işin var senin?!?”
İsmet

“Canım dur bi, anlatabilirim, öyle değil, dur.”
Çiğdem

“Ya bırak Allah’ını seversen ya! Lanet olsun… Okulun son günü yapılır mı bu bana ya! Sana aldığım kokulu Arı Maya silgisi haram zehir zıkkım olsun. Fabrikası da Mithat’a girsin!”
İsmet

“Of Allah’ım off… Ne günahım vardı da yıllığıma bunlar musallat oldu?”
Sinan

“Oğlum hani geçen hafta Pınar’ın ablasına …..?”
Kardeşin Mehmet

“Haaa, tamam tamam, sus…”
Sinan