DOLAR

33,9173$% -0.24

EURO

37,6011% 0.31

STERLİN

44,5147£% 0.33

GRAM ALTIN

2.781,57%1,36

ONS

2.548,42%1,47

BİST100

9.521,04%1,08

Akşam Vakti a 19:29
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 25°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Existeins ile söyleşi: 80’lere aşığız

ad826x90
ad826x90
ad826x90

(Söyleşi: Alper Ocak)

ad826x90

Sevgili Gökçer benim çok eski ve çok sevdiğim arkadaşım. İyi gitaristtir. Şahane bir progamer’dır. Yıllardır kendi ev stüdyosunda denemeler kayıtlar yapar. Gerçek anlamda yetenekli bir müzisyendir. Artık kurdukları Existeins grubu ile yaptıklarını dinleyebilecek aşamaya getirdiler. Buna en çok sevinenlerden birisiyim. Kulaklarımızın artık böyle daha kaliteli müzikleri duyması gerektiğine inanıyorum. Girizgâhımızı yaptıktan sonra bu başarılı grubu tanıyalım. 

Existeins kimlerden oluşuyor, gruptaki görevleri neler?

Aybüke Solak: Grubu Gökçer ve ben kurduk 2018’de, ve Alper Erdoğuk’u yaklaşık bir yıl kadar sonra vokal olarak aldık gruba.
Gökçer: Aybüke genelde gitarları çalıyor, Alper klavye. Aslında livelar başlayınca sahnede devamlı enstrüman değiştiren bir grup görecek dinleyiciler.
Alper: Vokal konusunda sürekli aksilikler ve şanssızlıklar yaşanmış, sonrasında sıra bana geldi. Bu da benim şansım olsa gerek. Bir araya geldikten sonra her şey plânlı bir şekilde ilerlemeye başladı.

ad826x90

Grup fikri nasıl ortaya çıktı? 

ad826x90

Aybüke: Gökçer bey benim mentorum diyebilirim, hocam kendisi. Eğitimim sürecinde üretme ve farklı şeyler ortaya koyma isteği ile dolduk diyebilirim.

Underground bir havanız var. 80’lerdeki fotokopi dergiler gibisiniz. Bu bence çok güzel bir şey tabii. Peki yapınız da böyle mi? 

Aybüke: Ben şahsen her zaman 80’lerde genç olmalıydım diyen biriyim. En sevdiğim dönemdir, Golden Age’in sonları. Gerçekten de öyleyiz.
Gökçer: 80’lere aşığız ikimiz de beni biliyorsun. Zaten fanzinlerle büyüdüm. Doğal olarak müziğe ve müziğin oluş şekline de işliyor bu. Ben de, sen de trackera yıllarımızı verdik. Aybüke de trackercı olarak yetişti. Bu harika bir şey, yeni nesil olarak. Dolayısıyla underground bir havamız var, daha doğrusu amatörce profesyonel bir iş yapmaya çalışıyoruz.
Alper: Kendi adıma underground bir yapım olduğunu düşünmüyorum açıkçası, ama müzikal olarak tarzımız ister istemez o şekilde bir izlenim yaratıyor olabilir. Öyleyse güzel gerçekten de…

Sıradışı ve kalıplara uymayan bir tarzınız var. Tarzınızı nasıl tanımlarsınız? 

ad826x90

Aybüke: Tarzımız şu ana kadar dinlediğimiz ve çok sevdiğimiz her şeyi barındırıyor, Alice in Chains de duyabilirsiniz, Marillion da, Madonna da.

Gökçer: Uzun introları outroları seviyoruz, kalıplarla bayağı sorunumuz var. Evet bence her müzisyenin olmalı, yoksa zaten herkes aynı şeyleri yapardı. Sound belirlemeyi de şöyle anlatmayı deneyeyim. Bir gün seninle konuşurken hatırlar mısın bilmiyorum Depeche Mode dinliyorduk ve sen şey demiştin “belki de en doğru müziği DM yapıyor” diye. Ben de sana çok hak vermiştim hâlâ aynı fikirdeyim; evet aor olsun, metal olsun, progrock olsun çok fazla müzikle alakam var ve yapabiliyorum. Ama nedense içimde new wave’in, 80’ler eurobeat’in, 90’lar house müziğin ilk örneklerine karşı aşırı bir merak var. Aybüke ile sound ararken dinlediğimiz albümler sonrası 3 tür çok öne çıktı ve şu şekilde kararlar aldık. Şarkılar progressive olacaktı, trip hopın down temposunu hissettirecekti ve kesinlikle new wave’i yeniden yorumlayacaktık. Sanırım ilk albümde bunu başardık diye düşünüyorum. 

Dünyada müzik çok acayip bir yere gidiyor. Hızlı erime, anlamsız tüketim her yerde olduğu gibi son yıllarda yapılan müziği de seviyesizleştirdi. Kaliteli işleri artık daha çok bağımsız grup ve sanatçılardan görebilir olduk. Siz ne düşünüyorsunuz? 

Aybüke: Ben 90’larda doğmuş biriyim ve diyebilirim ki yaşıtlarımla ya da çağımla hiç uyum sağlayamıyorum, biz çok arada kalan bir nesil olduk ve ben bunu değiştirmek ve kendimi geliştirmek adına bir çok şey yapıyorum. New World Order teknoloji ile bu hali alırken, yapabileceğimiz en iyi şey sanırım kaliteli şeyler üretmek olacak.

Gökçer: Yani enteresan bir süreçten geçiyoruz artık bu böyle demek lazım yani ben instagramda Steve Vai’ın, fanlar gibi gitar çaldığını görmek istemezdim ama böyle oldu. Bir şekilde herkes ayak uydurmaya çalışıyor, bence çirkin ama durum bu. Kaç kişi seni dinliyordan öte kaç takipçin var durumuna gelindi. Endüstri de böyle bakıyor mevzuya. Belki gene ilerde değişir ama şu an böyle.

ad826x90

Alper: Bu konuda söylenecek çok şey var. Biz de zaten bu duruma karşı bir duruş sergilemek istiyoruz. O yüzden yaptığımız müzik insanlara çok farklı ve yabancı geliyor zaten.

Etkilendiğiniz grup veya şarkıcılar kimler?

Aybüke: Burda saymaya çalışırsam inanın siz de ben de bu röportajı bitiremeyiz 🙂 Ama ben en sevdiğim 5’i saymaya çalışacağım sizin için… Tabii ki bir sıraya bağlı değil, hepsi 1 benim için… David Bowie, Marillion, Alan Parson Project, Black Sabbath, Enigma. Dio da bonus olsun 🙂

Gökçer: Hahaha! Gerçekten öyle bitmez ama genel hatları ile Bad Boys Blue’dan Imagination’a Four Play’den Hall and Oates’e bir perspektifimiz oldu bu süreçte. Modern Talking de duyarsın şarkılarda Black Sabbath da. 

Alper: Hepimiz farklı farklı tarzlarda müzikler de dinliyoruz, yeri geliyor tek bir tarzda hepimizin sevdiği gruplar ve şarkılar da oluyor. İlk aklıma gelenler Massive Attack, Depeche Mode…

Biliyorum ki kaliteli iş yapmanın karşılığı maalesef ülkemizde yok. Daha doğrusu pop kültüründe yaptıklarımız eriyip gidiyor. Müziğinizin hedefi nedir? 

Aybüke: Müziğimizin hedefi aslında ne olursa olsun her zaman yaratıcı ve yenilikçi olmak, birbirimize ve başka insanlara her zaman bir ilham olabilmek.

Gökçer: Yani haklısın, bir karşılığı yok evet. Ama oturup denemek gerekiyor. Yaptığınız işin ne pozisyona geleceğini göremiyorsunuz. Biz deniyoruz; yapabilir miyiz yapamaz mıyız bilemem. Ama bizi gören biri başka birşey dener, belki o başarır. Önemli olan endüstriyel standartları yakalama arzusunda olmak. Başarının nereden ve nasıl geleceğini kimse kestiremez. “Bu film tutar” dersin yerlerde sürüklenir, “Bu şarkıyı 4 kişi dinlemez” dersin milyon satar. Bana göre bu kadar zaman sonra bile sanatla ilgili bu kestirememe durumu sanatçıları ayakta tutan şey aslında. Her müzisyenin içinde daha iyisi halen yapılmamış olabilir bilgisi var. Bu Roger Waters’da bile vardı ki Dark Side’dan sonra The Wall’a kafa patlattı. Çoğu müzisyen Darkside’ı yapsa kralını tanımazdı, ama adam bir daha denedi.

Alper: Müzikal olarak yola çıktığımızda zaten ülkemizde bunun somut bir karşılığı olmadığının farkındaydık. En başta hepimizin sevdiği ve dinlediği bir türde bir şeyler yapabilmek ve kendi soundumuzla sadece ülkede değil yurtdışında da dikkat çekebilmek istiyoruz.

Sözleriniz hep İngilizce mi olacak? (Etrafımdan çokça soruluyor bu)

Aybüke: Sözleri ben yazıyorum. açıkcası İngilizcede daha rahat ediyorum, ancak her şeye açığım, yol ve şarkı ne istiyorsa ona göre yazıyorum diyebilirim sanırım.

Alper: İlk 2 yayınladığımız şarkılarımız Türkçeydi. Devamında yaptığımız sound ile İngilizce müziğin daha çok örtüştüğünü düşündük. Şimdilik Ingilizce gibi gözüküyor.

Tamamen bağımsız mı ilerliyorsunuz? Müzik klip vs için bir kaynağınız var mı? Ya da olabilir mi?

Aybüke: Her şeyi kendimiz yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda Gökçer hocamın ve İsmail Öztürk’ün (ekibimizin görünmez kahramanı) emeği çok büyük, sanırım biraz yardıma hayır demeyiz 🙂

Gökçer: Olsa, evet harika olur. Şu an kendi yeteneklerimiz izin verdiği sürece elimizden geleni yapıyoruz. Seviyoruz da bu durumu, kimseye eyvallahımız olmuyor.

Alper: Tamamen bağımsız ilerliyoruz. 

Pandemi döneminde hep evdeyiz. Tam da bu durumda iken altyapı, beste, söz nasıl bir araya geliyor? Bunun zorluğunu yaşıyor olmalısınız. Grup üyeleri bir araya gelebiliyor musunuz?

Aybüke: Home studiolarımızda çalışmalarımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Şarkıları Gökçer Hocam ile birlikte yapıyoruz, sürekli iletişim halindeyiz, Alper de kayıt ve çalışmalarımızda dahil oluyor, bir şekilde devam etmek durumundayız, yolda olmak iyi hissettiriyor 🙂

Gökçer: Trackercı olmanın güzelliği burada. Onun yaptığı bir şeyi ben devam ettiriyorum. Sonra oturup birlikte bakıyoruz. Güzel bir sistem kurduk, şu an tıkır tıkır çalışmakta.

Tekrar normalleşebilirsek eğer, canlı performans veya konserlerde görebilecek miyiz Existeins’i? 

Aybüke: Neden olmasın, sizlerle buluşmak hayallerimizden birisi. Teşekkürler

Gökçer: Aslında zaten bu işin temeli tamamen konser grubu olma üzerine atılmıştı ama şahane bir şekilde pandemi patlayınca bütün planlar suya düştü. Pandemi bittiğinde sahneye çıkmayı dört gözle bekliyoruz. Ham ülkemizde hem yurtdışında sahne alma şansını yakaladığımız her an çıkıp çalacağız. Zaten müziğimizi doğru vizyonla dinleyenler bu şarkıların konser şarkısı olduğunu ve uzun emprivizasyona açık riffler barındırdığını saptayacaktır.

Alper: Tabii ki de konserler olacak. Canlı performanslar için de oldukça iddialı ve heyecanlıyız.

Sevgili Gökçer’e, Aybüke ve Alper’e çok teşekkür ediyorum. Existeins’in şarkılarının linkerini de alta ekliyorum. Üşenmeyip dinleyin. Ülkemizde de kaliteli müzik yapılabildiğini göreceksiniz. Her şeyi tamamen kendileri yapmaya çalışıyorlar. Reklamsız, sponsorsuz, tamamen amatör bir ruhla…

Teşekkürler Existeins.

https://www.youtube.com/channel/UCNMU-sAjyyLc0Gx5hHlftYw

https://soundcloud.com/existeins

Comments

comments

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Sibel Taşçıoğlu: O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Araç çubuğuna atla