36,1235$% 0.03
37,8322€% 0.7
45,2936£% 0.73
3.390,93%0,71
2.916,70%0,56
9.779,57%-1,04
Amsterdam’ın önemli simalarından biri vefat ettiğinde, anma ve cenaze merasimine davet edebilmek için telefon rehberindeki bütün isimleri aradılar. Durumu açıklayıp gelmek isteyenlere adresi ve saati bildirdiler. Arananlar arasında bir de Türk vardı. Memnuniyetle katılabileceğini belirtti. Aslında Hollanda’da yeni sayılırdı, Hollandacası yok denecek kadar azdı. Rahmetli Henk’le nerede ve nasıl tanıştığını hatırlamıyordu bile. Hatta Henk’in kim olduğunu da çıkaramadı. “Ama olsun” dedi kendi kendine “sevaptır”.
Merasimin bir kısmı merkez belediye önündeydi, zira Henk belediyenin birçok önemli projesini geliştirenlerden biriydi. Herkes sırayla kürsüye çıkıp rahmetliyi anıyor, hakkında güzel sözler söylüyor, güzel bir anısını paylaşıyordu.
Bizimki de söz istedi. Kendisine söz verildi. Kürsüye çıkıp Türkçe konuşmaya başladı. Herkes bunu anlayışla karşıladı zira Henk’i kendi dilinde anmasını, anılarını kendi anadilinde ifade edebiliyor olmasını önemli buldular.
Sonuçta niyet önemliydi. Söylenenden kimse bir şey anlamadı ama gene de alkış koptu. Güzel şeyler hissettiler.
Bizimki gururlandı… Mezarlığa geçildi. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra rahmetlinin tabutu bu işlere bakan şirket çalışanları tarafından sırtlandı. Hollanda’da yaşayan herkesin bildiği gibi taşıma, defin vb mezarlık iş ve işlemleri profesyoneller tarafından yapılıyordu. İşin ruhuna uygun kara giysili dört adam tabutu sırtlayıp mezara doğru yol aldı.
Bütün davetliler tabutun arkası sıra nizami bir şekilde yürürken bizimki atlayıp sağ ön tarafta bulunan adamı itekleyerek tabutu omuzlamak istedi. Adam da ‘N’ooluyo lan’ diye bunu itekledi. Bu direndi, hafif açıldı, bir kez daha daldı. Adam bu defa ayağıyla uzaklaştırdı.
Arkadakiler neye uğradığını şaşırmıştı. Bir kaç deneme ve el hareketlerinden sonra profesyonel Hollandalı tabut taşıyıcısı bu kişinin tabutu taşımak istediğini anlayabildi. Hiçbir anlam veremese de sırtlandığı kısmı “Al lan, ne halin varsa gör” diyerek buna devretti.
Bizimki bunun bir coşku ve geleneğe dönüşeceği umuduyla, sağına soluna bakınarak tabut sırtında, diğer üç siyah giysili adamla birlikte yürümeye başladı.
Aslında hazırlıksızdı. Kolu budu yoruldu. Sağa sola yalvarır, “Oğlum, gelip bunu devralın lan” diyen gözlerle bakınıp durdu. Kimse anlamadı, ayrıca bu onun kendi tercihiydi ve Avrupa’da tercihler önemliydi.
İzleyenlerin tamamı rahmetlinin vasiyeti ya da bizimkinin rahmetliye son görevi olarak algıladı durumu. Mezara kadar zor yürüdü. Bu olaydan sonra uzun süre tortop oldu, yanları ağrıdı. Haşa “Adam olmaz lan bunlar” diyerek küfürlü konuştuğu bile oldu.
Daha sonra tanıştığı bir Hollandalı “Kele yovrım, sen bir şey öğrenmeye mi geldin buralara, yoğusa öğretmeye mi geldin? See ne?!” diyerek daha çok aklını bulandırdı.
Cinayetin ‘ama’sı olmaz!
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.