Ajans insanlarına dair kahkahaya boğan çıkarımlar ‘4 Enişte 1 Cenaze’de

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Pazartesi günü mesaiyle başlatılan geri sayım sona ermek üzere. Hafta sonu geldi çattı. Haftanın son mesai gününü tamamlamak üzere çalışırken ertesi gün kahvaltıda sıcacık ekmekle yiyeceğiniz menemeni düşünmeye başladınız. Minik minik doğranmış biberler, mis gibi domatesler, kırılmak üzere kenarda bekletilen yumurtalar ve ince ince kıyılmış soğanların kokusu burnunuza geldi. Yok ya, soğansız mı oluyordu o?

Bir dönem soğanlı mı soğansız mı daha lezzetli olduğu gündemde epey yer tutan menemen, nasıl olursa olsun kahvaltıların baş tacıdır. Hatta kendisini her öğün yiyebilecek kadar sevenler dahi vardır. Ama bu defa alışık olduğumuzun dışında bir menemenle karşı karşıyayız. 4 Enişte 1 Cenaze’nin alfa eniştesi Buhara Dal’ın, menemene bambaşka bir yorum getirdiği satırlara gidiyoruz.

Buhara Enişte de gömleğinin düğmelerini açıp kollarını sıvadı. “Bisss…” diyerek tüpün başına geçti. “Nasıl olsa kaynayacak,” diye soğanı kabuklarıyla attı. Domatesleri de yıkamaya gerek yoktu. Daha önce belirttiği gibi, nasıl olsa kaynayacaktı. Onları da dörde bölüp olduğu gibi tavaya fırlattı. İçerisinde bunlar gibi daha pek çok olaya şahit olduğum pişirme sürecinin tamamını izledim. Öküz gibi yediler, ben “Yok tokum,” deyip canımı zor kurtardım. Ayranlarını da zıkkımlandıktan sonra yemek faslını bitirdiler. Dükkân ağır soğan kokusuyla can çekişirken, Buhara Enişte, karnı tok bir patron olarak artık iş konuşmaya hazırdı.

“Deadlinea yetişeceksin, müşteriden revize alacaksın, dur bunlar yetmez ne kadar yoğun olursan ol İnstegram’a havalı fotoğraf yükleyeceksin, heştegçokmugüzelizki, özel tasarım kahveler içeceksin, sakın şaşırma menümüzde Türk kahvesi yoktur. Türk dizisi izlemek yasak olmasa da ay çok banal, Netflix izleyeceksin, yüksek belli kot pantolon giyeceksin, ikinci el dükkânından aldığın rengarenk gömleği içine sokacaksın. Araya İngilizce kelimeler serpiştirdiğin cümlelerle müşterini etkileyeceksin, pek tabii zorlu processlerden geçeceksin. İşte sana Ajans İnsanı. Yirmi altı yaşındaki Yartu Tanak, tam da böyle bir Ajans İnsanı’ydı. Ama hayatın onun için hazırladığı birtakım sürprizler vardı. Eniştesigiller yoldaydı, onlara geliyordu. Hatta sanırım gelmişlerdi. Kapı çalıyordu.”

Duygu Yazıcıoğlu’nun kaleminden 4 Enişte 1 Cenaze hayata, Ajans İnsanları’na ve eniştelere dair çıkarımlarıyla okurlarını kahkahaya boğacak… 4 Enişte 1 Cenaze, Küsurat Yayınları etiketiyle raflarda.