DOLAR

32,4141$% 0.09

EURO

34,8651% 0.03

STERLİN

40,8193£% 0.3

GRAM ALTIN

2.398,23%0,07

ONS

2.303,21%0,00

BİST100

10.208,65%1,62

İmsak Vakti a 04:16
İstanbul PARÇALI AZ BULUTLU 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a
Editör

Editör

19 Nisan 2021 Pazartesi

‘Yeşilmişik’ sergisi açılıyor

‘Yeşilmişik’ sergisi açılıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Son zamanların en çok irdelenen ve en önemli sorularından biri olan “Çevresel sürdürebilirlik mümkün mü?” konusunu merkezine alan ve Can Yücel’in unutulmaz şiirinden ilhamla gerçekleştirilen “Yeşilmişik” karma sergisi 7 Mayıs’ta Atelier Marvy’de açılıyor.

Her biri kariyeri boyunca kendi tarzıyla adından söz ettiren işlere imza atan 15 sanatçının eserini ağırlayacak “Yeşilmişik”te; Eda Gecikmez, Işık Güner, Horasan, Ali Şentürk, Günnur Özsoy, Su Yücel, Aylin Zaptcıoğlu, Camila Rocha, Alper Aydin, Murat Tosyalı, CANAN, Ahmet Duru, Bedri Baykam, Nejat Satı ve Ali İbrahim Öcal’ın birbirinden kıymetli işleri sergilenecek.

Club Marvy, sanata ve yerel zanaata verdiği değer ile sezon boyunca Atelier Marvy’de birbirinden değerli sanatçıların eserlerine yer veriyor. Yemyeşil bir doğanın içerisinde, sakin bir lüks anlayışı sunan Club Marvy’de misafirler, sanatın farklı disiplinlerinde üretilmiş eserler ile buluşuyor.

Club Marvy’nin ilk sezonundan itibaren sanatın tüm disiplinlerini içerisinde barındıran, Döne Otyam’ın sanat yönetiminde hayata geçen galerisi Atelier Marvy, 18 Haziran’a kadar “Yeşilmişik” sergisine ev sahipliği yapmaya devam edecek.

Devamını Oku

Duy bu ince gürültüyü, akıyor, sessizlik bu

Duy bu ince gürültüyü, akıyor, sessizlik bu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Fransa’nın yaşayan en önemli tarihçilerinden biri kabul edilen Alain Corbin’dan Sessizliğin Tarihi – Rönesanstan Günümüze tüm kitapçılarda.

Duy bu ince gürültüyü, akıyor; sessizlik bu.

Dinle, hiçbir şey duyulmazken ne duyduğunu dinle

Paul Valéry’nin bu tavsiyesine uyup dinleyebilir miyiz sessizliği yoksa yaşadığımız gürültü çağında unuttuk mu ne olduğunu? Bugünlerde birçoğumuz için sessizlik, doldurulması gereken tekinsiz bir boşlukken, kimilerimiz de sessizliğin hikmetini yeniden öğrenmeye çalışıyor.

Fransa’nın yaşayan en önemli tarihçilerinden biri kabul edilen Alain Corbin gürültünün mekândan uzaya her yeri işgal ettiği bu çağdan hareketle, sessizliğe eğitici bir değer atfedilen, konuşmanın nadide görüldüğü çağlara bakıyor. Sessizlik sesin yokluğu değil de meditasyonun bir koşulu olarak çıkıyor karşımıza, tefekkür ve derin düşünüş olarak; sözün tezahür ettiği içsel bir yer olarak…

Sessizliği deneyimleme biçimlerinin, sessizlik arayışlarının muazzam çeşitliliğini ve geçirdikleri evrimi edebiyat ve düşünce metinlerine, resim ve sinemaya atıflarla irdeleyen Corbin sessizliğin tarihi üzerine bir ilk çalışma olarak gördüğü bu kitabında, insanın sessizlikle ilişkisinin yaşam için ne kadar kurucu olduğuna dair önemli ipuçları veriyor.

Devamını Oku

Engelsizmir Ulusal Karikatür Yarışması’nda finale kalan eserler!

Engelsizmir Ulusal Karikatür Yarışması’nda finale kalan eserler!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “önyargı ve empati” konulu Engelsizmir Ulusal Karikatür Yarışması’nda finale kalan eserler belli oldu.

Engelsiz yaşamın öncüsü olabilmek için yola çıkan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “önyargı ve empati” konulu Engelsizmir Ulusal Karikatür Yarışması’nda finale kalan eserler belli oldu.

Karikatürist Eray Özbek başkanlığında toplanan ve karikatürist Mustafa Yıldız, Sadık Pala, Ahmet Önel ve gazeteci Lütfü Dağtaş’ın jüri üyeliğini yaptığı yarışmada 147 katılımcının 340 karikatürü pandemi nedeniyle çevrimiçi ortamda ve mail yoluyla değerlendirildi. “Yetişkinler”de 12, “Gençler” kategorisinde ise 4 karikatür finale kaldı.

İtirazlar için son tarih 17 Nisan
Seçilen 16 eser, 12-17 Nisan 2021 tarihleri arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ve Engelsizmir’in sosyal medya hesaplarında ve çeşitli yarışma sitelerinde paylaşılacak. Finale kalan karikatürler arasında benzer, kopya veya daha önce ödül almış ve hileli karikatürlere rastlayanlar, yarışma komitesine bildirim yapabilecek. Bildirimlerin engelsizmir2021@gmail.com adresine gönderilmesi de mümkün. Finale kalan eserlerle ilgili itirazlar 17 Nisan Cumartesi günü saat 12.00’ya kadar alınacak. Yarışmanın kesin sonuçları 19 Nisan’da yine İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Engelsizmir sosyal medya hesaplarında açıklanacak.

Engelsizmir Ulusal Karikatür Yarışması
Engellilerin sorunları ve çözümlerine yönelik olarak bir dizi çalışma yürüten İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenecek “4. Uluslararası Engelsizmir Kongresi” kapsamında karikatür yarışması açıldı. En fazla 5 karikatür gönderiminin kabul edildiği yarışmaya başvuru 2 Nisan 2021’de sona erdi.

Devamını Oku

Kafka Kitap’ta Nisan ayı

Kafka Kitap’ta Nisan ayı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kafka Kitap Nisan 2021’de, uluslararası alanda beğeni kazanmış seçkin romanları edebiyatseverlerle buluşturuyor.

Bıldırcın Karı – Dağ Günlükleri
Paolo Cognetti

“Kesintiye uğrayan ilkbaharın çiçekler, böcekler ve etrafta gördüğüm kuşlar için bir haksızlık olduğunu düşünerek kendi kendime onlara ne olacağını sorarken Rigoni Stern’in geç gelen karların sınıflandırmasını yaptığı bir öyküsünü buldum. Martta yağan “kırlangıç karı”, nisandaki “gugukkuşu karı” ve sonuncusu da “bıldırcın karı” idi. “Kuzeyden gelen bir bulut kümesi, bir esinti, aniden düşen hava sıcaklığı ve işte, mayıs karı. Sadece birkaç saat sürer, ama bu süre yuvalarındaki kuşları ürkütmeye, kovanlarının dışındayken baskına uğrayan arılara ölüm saçmaya ve doğurmayı bekleyen dişi karacaları endişelendirmeye yeter.”

2018 yılında Kafka Kitap’ın okurla buluşturduğu otobiyografik romanı Sekiz Dağ ile uluslararası çapta bilinirlik kazanıp pek çok ödülü kucaklayan Cognetti, Bıldırcın Karı’nda öyküsünü anlatmaya devam ediyor. Şehirdeki yaşam iyiden iyiye bunaltıcı gelince İtalyan Alpleri’ne kaçmaya karar veren Paolo, on yıllık bir aranın ardından döndüğü dağ evi sayesinde yaşamı yeniden keşfetmeye koyulur. Hiçliğin ortasında edinilen dostlar, yabani yaşam, durmaksızın yağan kar ve yalnızlığın kesif sessizliği… Bıldırcın Karı, Cognetti’nin lirik anlatımıyla doğanın gücünü, sürekli sorgulayan bir aklın gerekliliğini ve insan ruhunun direncini kısacık bir kitapta anıtlaştırıyor. Tıpkı ona ismini veren kar türü gibi, yalnızca birkaç saat sürse de olanca gücüyle bastırıp mevsimi değiştirmeye yetiyor.

Man
Kim Thúy

Bana hamile kalıp dünyaya getiren birinci annemin kafasında delik vardı. Beni bir sebze bahçesinde bamyaların arasından toplamış olan ikinci anneminse inancında bir delik vardı. İnsanlara artık inanmıyordu, özellikle de konuşurlarken. İlk adımlarımı atmama tanık olan üçüncü annemse Maman’dı, benim Maman’ım. O sabah dünyaya yeniden kucak açma isteği duyup odasının o güne değin kapalı kalan pencere kanatlarını aralamış. Uzaktan, sıcak gün ışığının içinde beni görmüş, böylece onun kızı olmuşum.

İsminin anlamı, dünyaya geliş öyküsüyle birlikte düşünüldüğünde tuhaf bir ironi yaratan Mãn (Vietnamcada “tüm arzuları gerçekleşmiş” demektir), tam üç anneye sahiptir: İlki, savaş zamanı onu bir tarlada doğurup bırakan genç bir kız, ikincisi onu bamya tarlasında bulup daha sonra yeniden terk eden bir rahibe, sonuncuysa hayatta kalmak ve çocuğunu korumak için gönülsüzce bir casusa dönüşen Maman. Onu doğuran kendisi değilse de yetişkin kızının Vietnam’da can güvenliğine sahip olmadığının farkındadır ve onu korumak için elinden geleni yapmaya hazırdır. Böylece bir gece vakti son durağı Montreal olacak tehlikeli bir yolculuğa uğurlar sevgili kızını… Planı, Mãn’ı Montreal’de yaşayan, Vietnamlı, zengin bir aşçıyla evlendirmektir. İmzalar atıldığında kadının dileği kabul olur; kızı artık güvendedir. Ruhu alınmış kocasının restoranında saatlerce yemek yapıp olanca mutsuzluğu ve kederiyle yemekleri çeşnilendirse de ölüm korkusundan ırak bir yaşam sürmeye başlar Mãn; ta ki gerçek aşkla tanışıp onu tadana dek. Bir yere ait hissetmeyenlerin birine ait hissetmekte de zorlandığı, nihayetinde binbir güçlükle hayata tutunanların mutlu olmak konusundaki ayak direyişini konu eden bu şiirsel eser, şüphesiz ki, Kim Thúy külliyatının mihenk taşı.

Vişnenin Cinsiyeti
Jeanette Winterson

Jeanette Winterson’ın baş döndürücü bir hızla akıp okuyucunun zihnine kök salan romanı, Pınar Kür’ün eşsiz çevirisiyle yeniden Türkçe’de!

Annem bir matematik denklemi gibi; hep var ve olmadığını kanıtlamak imkânsız. Belki o beni bulmadan yıllar yıllar önce birisi de onu bulmuştu. Irmağın kıyısında, bir şişe içinde gözlerimin önüne getiriyorum onu. Şişenin rengi kobalt mavisi, deliği bezle tıkanmış, üstüne bir de balmumundan tıkaç konulmuş. Oradan geçen bir kadın, şişenin içinden sesler geldiğini duyuyor, bıçağıyla balmumunu kesiyor ve annem kavanozdan fırlayan bir cin gibi çıkıyor dışarı.

Bunlar, hem on yedinci yüzyıl İngiltere’sini anımsatıp hem de öyle olmadığı iddia edilen, hayli fantastik bir atmosferde, bir sepet içinde Thames nehrinde yüzerken bulunan bebek Jordan’ın büyüdüğünde söyledikleri… Hiçliğin içindeki salınımı oldukça garip bir kadın tarafından kurtarılmasıyla son bulmuş, onu anne bellemesiyle dünyanın en tuhaf maceralarından birine adım atması bir olmuştur. Ancak tıpkı Gulliver gibi dünyayı dolaşmaktan başka tutkusu olmayan Jordan için asıl hikâye, onu anakaradan ayıracak geminin yelkenini şişiren ilk rüzgârla başlayacaktır.

Devamını Oku

Kolektif İstanbul’dan zor günlere inat eğlenceli albüm

Kolektif İstanbul’dan zor günlere inat eğlenceli albüm
0

BEĞENDİM

ABONE OL

15’inci yılını “Kısmet” adlı albümle kutlayan Kolektif İstanbul dinleyiciyi Balkanlardan Anadolu’ya uzanan dans ve eğlence dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Albüm, Avrupa’da da yayınlanacak.

Anadolu ve Balkan müziğini hayranlık uyandırıcı sürprizlerle harmanlayan Kolektif İstanbul, 15’inci yılına “Kısmet” adlı albümle giriyor. Sahnedeki enerjisiyle ünlü grubun Ada Müzik etiketiyle yayınlanan beşinci stüdyo albümleri içinden geçtiğimiz zorlu süreçte dinleyiciye hoş bir nefes aldırıyor. Kolektif İstanbul her zaman olduğu gibi “Kısmet” ile coşturuyor, dans ettiriyor ve en önemlisi, mutlu ediyor.

Kolektif İstanbul bu albümde yine gelenekselle moderni ideal oranlarda birleştirerek, farklı türlerden melodileri grubun kendine has sesinde buluşturmayı başarıyor. 13 parçadan oluşan “Kısmet”, albüme adını veren aynı adlı şarkıyla açılıyor. Dinleyiciyi Balkanlardan başlayarak Anadolu’ya devam eden bir seyahate çıkaran albüm alaturkadan Roman havalarına; tangodan rock’n roll’a uzanan bir macera sunuyor

Fransa’nın Brötanya bölgesinden Richard Laniepce tarafından 2006 yılında İstanbul’da kurulan grup, günümüze kadar farklı müzisyenlerle çalışarak müziğini zenginleştirdi. Montreux Caz Festivali, Schleswig-Holstein Müzik Festivali, İstanbul Caz Festivali, Fira Mediterrania gibi uluslararası festivallerde performanslar sergiledi. İstanbul Kolektif, müzik yolculuğuna günümüzde, Laniepce (saksafon) başta olmak üzere Aslı Doğan (vokal), Batuhan Baraç (davul), Ertan Şahin (suzafon), Tamer ve Talat Karaoğlu kardeşlerden (tuşlu çalgılar ve klarnet) oluşan altı kişilik kadrosuyla devam ediyor.

Kayıtlarını Kıvılcım Konca’nın gerçekleştirdiği “Kısmet”in master’ı Pieter Snapper imzalı. Kapak görselleri ise bir süredir İstanbul’da yaşayan Fransız illüstrasyon sanatçısı Benoit Hamet’nin özel bir işinden oluşuyor. Türkiye’de olduğu kadar Avrupa’da da önemli sahnelerde müzikal kariyerini sürdüren Kolektif İstanbul’un, “Kısmet” albümü Avrupa’da da Alman müzik yapım şirketi Trikont tarafından yayınlanacak. Kolektif İstanbul, gülücükler toplamak için çıktığı yola “Kısmet” ile yeni bir kilometre taşı ekliyor.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.