DOLAR

34,9563$% 0.16

EURO

36,7455% 0.29

STERLİN

44,1283£% -0.32

GRAM ALTIN

2.977,36%-0,95

ONS

2.648,95%-1,13

BİST100

10.125,46%0,66

İmsak Vakti a 06:41
İstanbul AÇIK
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Adalet Cimcoz bizim ‘Mata Hari’miz olabilir mi?

ad826x90
ad826x90
ad826x90

Ufuk Güldemir ismini belki bugün, çalışan birçok gazeteci bile bilmez (Yaşı genç olanlar tabii). Ama ben onunla çalıştım. 1999 yılında, çalıştığım Sabah gazetesine genel yayın yönetmeni (gyy) olmuştu. Aniden… İlk karşılaşmamız nahoş bir şekilde başlasa da sonrasında en sevdiğim genel yayın yönetmenim oldu. 

ad826x90

Ondan önce değil gyy, yazı işleri müdürleri bile gazetede çalışan editörleri adam yerine koymazdı. Toplantı odasına girmek yasak olmasa da girilmesinden pek hoşlanmazlardı. Ama Ufuk Güldemir ilk kez editörleri de toplantı masasına çağırdı. Hepsine tek tek gündemle ilgili fikrini sordu. Önemli hissettirdi. O yüzden 2007’de öldüğünü öğrendiğimde, artık birlikte çalışmasak da çok üzülmüştüm. 

Çok iyi hatırlıyorum, bir gece gazetenin kutlama yemeği vardı. Hepimiz erkenden gittik, o geç bir saatte göründü kapıda. Sonra bizim masaya geldi ve “Gazetede bazı haberlerin değişmesi gerekiyordu ama sizin yaptığınız sayfa o kadar güzeldi ki, onu bozmamak için uğraştım” demişti. Bu, bugüne kadar iş hayatımda duyduğum en güzel jestti. Allah rahmet eylesin…

Peki ben bugün niye Ufuk Güldemir’i hatırladım. İlginç fikirleri vardı. Mesela yeni çıkan kitaplardaki ilginç bilgileri, ilginç tesadüfleri, akrabalıkları “Bu bir çıktı haberidir” diye vermeye başlamıştı gazetede. Bunun için bir muhabiri özel olarak görevlendirmişti hatta. Ben de kitapları artık bu gözle de okuyorum.

ad826x90

Yıllar önce okuduğum Nazlı Eray’ın “Aydaki Adam Tanpınar” kitabı şimdilerde tekrar elimde.… İstanbul Gönüllüleri’nin Sesli Kitap Okuma etkinliği kapsamında, görme engelliler için seslendiriyorum. Yıllar önce çizdiğim bazı ‘çıktı haberi’ sayılacak bilgileri görünce onları burada paylaşmak istedim.

ad826x90

• “1962 yılında Amerikan Başkanı’nın eşi Jackie Kennedy buraya gelmiş ve bir abajur almıştı buradan Beyaz Saray için.” Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bir dönem yaşadığı Narmanlı Yurdu’nun yanındaki Lumimara bu abajurcu… Abajurcu Nesimi imiş sahibi. “Işığı giydiren adam. Namı öyleymiş” diyor kitapta.

Ancak burada ben ayrıca not düşmek istiyorum. Her ne kadar kitapta, Jacqueline Kennedy’nin İstanbul ziyaretini 1962’de yaptığı yazsa da benim bulduğum tarih 9 Ekim 1963. O güne ait sadece ses kaydı olmayan bir video görüntüsü var. Başka da ayrıntı yok. Zaten döndükten 1.5 ay sonra da, 22 Kasım 1963’te J. F. Kennedy öldürülmüş diye bir de bilgi buldum.

* Yeşilçam filmlerinde Filiz Akın, Türkan Şoray’ın sesi olan Adalet Cimcoz da var kitapta. “Adalet Cimcoz. Ada, dostlarının onu çağırdığı gibi… Maya Sanat Galerisi’nin sahibi, Mehmet Ali Cimcoz’un karısı. Dublaj kraliçesi Adalet, Ferdi Tayfur’un kardeşi. Ferdi ne kadar yakışıklıysa Adalet de o kadar çirkin…”

•“Ferdi Tayfur ‘Lorel-Hardi’ konuşmalarıyla herkesi kırıp geçiriyor. Pek çok dil biliyor, bir sahneyi izlediği anda seslendirebiliyor. Başarılı bir dublaj yönetmeni, böyle bir yeteneği var. Ne yazık ki morfinman Ferdi… Rudolf Valentino’ya benziyor…”

ad826x90

Yine burada bir not düşeyim. Ferdi Tayfur, bizim bildiğimiz Arabesk şarkıcısı olan değil. 1904 yılında doğmuş, 1958 yılında ölmüş, çok ünlü bir dublaj sanatçısı… Filmlerde de oynamış ama asıl ününü dublaj yönetmenliği ve sanatçılığı ile elde etmiş. Neredeyse o yıllardaki bütün filmlerde sesi ile yer almış. Şarkıcı Ferdi Tayfur ise filmlerinde kendisini bile seslendirmedi. 

* Kitaba göre, Ferdi Tayfur, İpek Film Stüdyosu’nda karısı Melek Kobra ile seslendirme yapıyor. Bir gün Melek hastalanıp dublaja gelemeyince çaresiz kalan Tayfur, Adalet’i dublaj için çağırıyor. “Buğulu sesi çok beğenilen Adalet, o gün seslendirme stüdyosundan çıktığında, dublaj kraliçesi olmaya adımını atmıştı çoktan” diye anlatılıyor. O zamanların meşhur ismi Melek Kobra’nın verem olduğu tiyatro sahnesinde kan kusunca anlaşılmış, sonra da sanatoryumda ölmüş.

* Kitaptan devam edeyim: “Adalet’in bir de gazetede köşesi var. Dedikodu yazıyor. Takma adı Fitne Fücur. Herkes, her hafta Fitne Fücur’un neler yazdığını merakla bekliyor ve okuyor. Amerika’da dedikodu yazarı Hedda Hopper’in yaptığını Adalet Türkiye’de yapıyor. Çok da başarılı. Kalemi keskin, dili sivri. Sevdiğini koruyor, tutmadığını yerin dibine batırıyor.”

* “Yalnız sokağa çıkamıyor, vapurla deniz geçemiyor, evde yalnız kalamıyor. Tuhaf bir fobi bu onun için… Kocası Mehmet Ali Cimcoz’da da aynı korkular var. Karı koca vapura binip karşı tarafa geçemiyorlar.”

* Kitaptaki iddiaya göre, çiftin MİT ajanı olduğundan şüpheleniliyor o yıllarda. Hatta bu evden çıkamama korkusunu da “Acaba öldürülme korkusu muydu?” diyerek anlatıyor Nazlı Eray kitapta ana karakterinin ağzından…

ad826x90

* İlerleyen sayfalarda şöyle bir şey var, benim ilgimi çekti: “1960 ihtilalinden sonra rahatlamış, hastalığı, sokağa yalnız çıkamama fobisi birden geçmişti.” 

* “Adalet Cimcoz 1970’te kanserden ölmüş. Ne olduğu anlaşılamamış. Gecikmiş bir vaka” diye yazıyor yine…

* “Ahmet Hamdi Tanpınar da Adalet ve Mehmet Ali Cimcoz’un iyi dostu… Bir ara bir kopukluk, bir kırgınlık yaşanıyor… Nedir acaba bu uzaklaşmanın sebebi? Adalet’in bir yazısı olabilir mi? Tanpınar’dan ‘Hamdicik’ diye bahsettiği bir yazısı Adalet’in. Tanpınar hastaneye yatınca ona böyle bir yazı yazmış Adalet. ‘Hamdicik de hastalandı’ demiş. Tanpınar içerliyor bu ‘Hamdicik’ lafına… Hasan Ali Yücel’e yazdığı 1959 tarihli bir mektupta verip veriştiriyor Adalet’e…”

* Kitapta ilk kadın Hamlet Nur Sabuncu da var. Şakir Eczacıbaşı’nın ilk karısıymış. Bir ara psikiyatri kliniğinde yatmış. Ve bir gece yarısı elindeki sigara düşünce tutuşan yatağında yanarak ölmüş. Ve Tanpınar ona çok hayranmış. Odasında bir fotoğrafı asılıymış.

Belki başka bir gün, başka bir kitaptaki “çıktı haberleri”ni de derlerim. Kim bilir?

Adalet Cimcoz (solda), Bedia Muvahhit ve Ahmet Hamdi Tanpınar, Maya galerisinde... O zaman henüz araları açılmamış Cimcoz ile Tanpınar'ın.


Ferdi Tayfur ve o dönemdeki karısı Melek Kobra.

ad826x90
ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Sıradaki haber:

Siz jetonlu telefon kuyruğunu hatırlamazsınız yeğenim

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.